Fibromiyalji kader olmasın

Uzman Dr. Müge Yetener, pandeminin insanları hareketsiz bir yaşama ittiğini, bunun da “ağrı” şikayetiyle doktora başvuruları artırdığını söyledi.

  • 0
  • 1.557
Fibromiyalji kader olmasın
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:


Uzman Dr. Müge Yetener, pandeminin insanları hareketsiz bir yaşama ittiğini, bunun da “ağrı” şikayetiyle doktora başvuruları artırdığını söyledi. Uzm. Dr. Yetener, “Her yanım ağrıyor’, ‘sabahları yorgun kalkıyorum’, ‘yürümek için enerjim yok’ yakınmaları bizi fibromiyalji tanısına götürüyor. Sevindirici olan şu ki fibromiyalji çözümsüz, hastalar çaresiz değil. Ağrılardan kurtulmak, yaşam kalitenizi arttırmak mümkün” dedi.

Kent Alsancak Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Fonksiyonel Tıp Uygulayıcısı Uzm. Dr. Müge Yetener fibromiyalji adı verilen yaygın ve en az üç aydan uzun devam eden kas iskelet ağrısının, birçok başka yakınma ile de birlikte olduğunu ifade etti. Fibromiyaljinin son yıllara kadar, bir çeşit ruhsal bozukluk gibi kabul edilip anti depressan ilaçlarla tedavi edilmeye çalışıldığını kaydeden Uzm. Dr. Yetener, “Son araştırmalar ve bulgular ışığında artık bu bakışın değiştiğini söylemek mümkün. Fibromiyaljide çoğu kez çocukluk travmalarının tetik çekici olduğu kabul edilse de, son araştırmalar merkezi ve periferik sinir sisteminde ağrı algısının arttığını gösteriyor. Yine, önceden vücutta belirli sayıdaki hassas nokta varlığı bir tanı kriteri iken artık bunun her zaman olmayabileceği düşünülüyor. Tanıyı zorlaştıran belki de en önemli kriter laboratuvar tetkiklerinin tümüyle normal görünmesidir. Tanı uzun süreli ağrı ve eşlik eden bulgularla konur” diye konuştu.

BARSAK FLORASI ÖNEMLİ
Fibromiyaljide birbirinden bağımsız gibi görünen birçok belirtinin bir arada bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Yetener, eşlik eden belirtileri; “Baş ağrısı, uyku bozuklukları, anksiyete, çeşitli vücut bölgelerinde uyuşma, karıncalanma, huzursuz bacak sendromu, idrarda yanma, irritabıl barsak sendromu, reflü, ağrılı adet, yorgunluk” olarak sıraladı. Araştırmaların barsak florasındaki bozuklukların da fibromiyalji ile bağlantılı olduğunu gösterdiğini kaydeden Uzm. Dr. Müge Yetener sözlerini şöyle sürdürdü:

ÇARESİZ DEĞİLİZ
“Yine son yıllarda ince barsakta aşırı bakteri üremesi olarak bilinen SİBO’nun kök neden olarak önemli olduğu ortaya çıktı. Fibromiyalji kronik enflamatuar (iltihap, yangı) bir hastalık olduğu için kök nedene yönelik çözümlere birkaç açıdan yaklaşmak gerekiyor. Hastalarımızın ilk etapta ağrısına yönelik olarak fizik tedavi, masaj, kuru iğne tedavisi yanında kısalmış, katılaşmış kasları germe egzersizleri ile açma, uzatmaya yönelik rehabilitasyon öneriyoruz. Kalıcı iyilik halinin devamı açısından ise; Uykuyu düzenlemek, stresi azaltmak ve ruhsal rahatlama açısından yoga, meditasyon önerilerimizden bazıları.”

AĞRILARDAN KURTULABİLİRSİNİZ
Öte yandan Uzm. Dr. Yetener, tedavi önerilerinde beslenmenin de önemine dikkat çekti. Vücutta enflamasyonu arttıran unlu, şekerli, paketli gıdalardan, rafine yağ ve işlenmiş besinlerden uzak durulması gerektiğini kaydeden Yetener, varsa mikro besin, mineral eksikliklerinin de giderilmesinin önemli olduğunu söyledi. Özellikle magnezyum ve D vitamininin eksikliğinin ağrı algısını artırdığını belirten Yetener, “Son olarak eğer SİBO bulguları varsa, özenli bir barsak rehabilitasyonu da iyileşmeye giden önemli adımlardandır. Eskiden fibromiyalji ömür boyu birlikte yaşanacak bir sıkıntılar yumağı olarak değerlendiriliyordu. Sevindirici olan şu ki fibromiyalji çözümsüz, hastalar çaresiz değil. Ağrılardan kurtulmak, yaşam kalitenizi arttırmak mümkün” dedi.
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Yeniden Doğmuş Gibiyim, Kalbim Artık Sağlıklı

C. Difficile Enfeksiyonu PCR testi ile erkenden saptanacak

Kronik hastalar ve yaşlılar daha fazla risk altında!

Şiddetli bel ağrıları son buldu!

Eşrefpaşa Hastanesi şifa dağıtıyor

Kanser Ağrısının Tedavisinde Yeni Ufuklar