Geçmiş olsun İzmir, acımız büyük

İzmir’in 30 ekim’de yaşadığı depremin ardından sosyal medyada dolaşan “BEN İYİYİM AMA BİZ İYİ DEĞİLİZ…” başlıklı mesaj birçok şeyi son derece iyi ifade ediyordu. Evet, yazıdaki gibi cenazeleri isim isim bilmediğim için henüz tanıdığım kayıp var mı bilmiyorum. Ama çok iyi iki müzisyen arkadaşımın mallarını değil ama canlarını kurtardığını biliyorum. Dolayısıyla ben iyi olsam da sonuçta biz iyi değiliz…

Hayatını kaybedenlere tanrıdan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara ise acil şifalar diliyorum. 

Uzun bir zamandır böylesi bir sarsıntı yaşamayan İzmir depremle bir sarsıldı, pir sarsıldı ve hırsızın, ahlaksızın faturasını gün geçtikçe yok olumu süren orta direk ve devamı ödedi...

30 Ekim’de Seferihisar açıklarında gerçekleşen ve benim 7 şiddetinde olduğuna inandığım depremde Bayraklı ve Bornova ilçeleri en büyük hasarı yaşadı. Kimisi tamamen, kimisi kısmen yıkılan binalarda çok sayıda can kaybı olurken, belki de bir kısmının sakat kalacağı yüzlerce kişi yaralandı. Yapılan tesbitler sonucunda (artma ihtimali mümkün) 178 bina yıkılacak.
Depremin ardından Sığacık'ta meydana gelen Tsunami ise 50 civarı konuta, 200 civarı işyerine, çok sayıda araca zarar vermiş, 20 civarında tekne batmış, 30’un üstünde tekne karaya oturmuş, 1 kişi de boğularak hayatını kaybetmişti. İnsanlar evlerini kaybetti, malını mülkünü kaybetti, psikolojisi bozuldu… ALKIŞLIYORUM…
Depremde en büyük alkışı zamanla yarıştaki başarısıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Tunç Soyer hak etti...
O kadar hızlı, o kadar ataktılar ki!  Şokun atlatılmasının ardından inanılmaz bir hızla, kurtarma çalışmaları başlarken, şaşkınlığı uğratacak bir hızla çadırlar kuruldu, insanların aç kalmaması, üşümemesi için herşey fazlasıyla yapıldı. (Her ne kadar ulusal TV’lerin büyük çoğunluğu bunu görmese de, görmezden gelmek zorunda kalsa da çevre sakinleri sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla bunu gözlere soktu…

Hilton, Depremzedeye
Başkan Soyer’in kıvrak zekasıyla 16 Ekim’de boşaltılan 5 yıldızlı otel binasını vatandaşa açması, sakat kalan, hayatını kaybeden aile fertlerine iş imkanı yaratma çabası takdire şayandı ve eller kanayıncaya kadar alkışlanmalı…

Kurtarma çalışmalarında görev alan İtfaiye ekiplerine, İzmir’in imdadına yetişen İstanbul başta itfaiye teşkilatlarına, STK’lara (isim vermeyeceğim. Hepsi inanılmaz bir çaba sarfetti ve birini, birkaçını atlayarak haksızlık etmek istemiyorum) nasıl teşekkür etsek bilmiyorum doğrusunu isterseniz. Sağolun var olun, yaradan gücünüze güç katsın arkadaşlar. Canla başla, bir can fazla kurtarabilmek için gösterdikleri çabanın ardından dinlenmek üzere evlerine, ya da tahsis edilen konutlara ulaşmak için bindikleri toplu taşım araçlarında giysileri kirli diye oturmayan yüce insanlar, hakkınızı nasıl öder bu insanoğlu senin?
Sizleri de alkışlıyorum ellerimi acıtırcasına, iyi ki varsınız…

Ya; Gavur İzmir, kimin en büyük gavur olduğunu gösteren İzmir, İzmirli, sizlere ne demeli bilmiyorum. Manevi destekleriniz, maddi destekleriniz inanılmaz dı, göz kamaştırıyordu. Sarmasını, dolmasını saran, kimisi tavuk, kimisi köfte, kimisi pide yaptırarak işini gücünü bırakıp  hemşehrisinin, komşusunun imdadına koşan, kullanmadığı, az kullandığı giysiyi, battaniyeyi kardeşi, arkadaşı, dostu, ya da hemşehrisi üşümesin diye koştururken, can dostları da unutmayarak torba torba mamayı kurulan çadırlara yetiştiren güzel insanlar, sizleri de coşkuyla alkışlıyorum…

Süper marketlerle işleri baltalanan esnaf ta herşeye rağmen çayıyla, kahvesiyle, suyuyla arama kurtarma ekiplerinin destekçisiydi…

Sizi alkışlamadan olur mu hiç?

Kimisi 1, kimisi 15- 20 adet sıfır km konutunu evleri yapılıncaya kadar depremzedelerin kullanımına sunan varlıklı,  gani gönüllü insanlar, sizleri de alkışlıyorum…

Emniyet teşkilatını unutmamak gerek de mi?  Onlar da eşlerini ve çocuklarını korkularıyla evlerinde baş başa bırakarak uzun nöbetlerle boşaltılan binaların etrafında kuş uçurtmadı ve hırsızları engelledi, insanların güvenliğini, mallarının güvenliğini sağladı. Sizlere de teşekkür ediyor, kutluyorum. Bu alkış ta sizlere…

Türkiye, Türkiye, güzel insanların var olduğu güzel ülke, sana da kocaman bir teşekkür. En doğusundan en batısına belediyeler yetişti, insanlar yetişti, koli koli yardımlar geldi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in başlattığı 'Bir Kira Bir Yuva' projesinde İzmir’i yalnız bırakmadı. Güzelliklere destek veren güzel insanlar sizlere de kocaman alkışlar…

Şimdi yaraları sarma zamanı…  

AYIPLIYORUM
Bölgenin özelliğini ciddiye almadan, patatesi, bamyası ve daha bir çok ürünüyle meşhur bu güzelim ilçenin (yarısı Bayraklı oldu) verimli topraklarını katleden, daha fazla kazanma hırsıyla malzemeden çalarak çok katlı tabutları diken hırsız müteahhitler (İşini düzgün yapana söylenecek bir söz olamaz) zehir zıkkım olsun o kazandıklarınız….

Ve, fırsatı ganimete çevirerek yerleştikleri çadırları gelen yardımlarla dolduran Suriyeliler. Vatanına sahip çıkmak yerine kaçmayı tercih eden, durmadan üreyen muhteşem misafirlerimiz depremde fırsatçılıklarıyla göz doldurdular…

Ve de, gelen ayran ve benzerlerini, erzakları toparlayıp götüren şerefsiz ve onu satan alan diğer şerefsiz esnaf, fırsatı ganimet bilip kiraları arttıran ev sahipleri ve onları fişekleyen emlakçılar! size ne diyeyim bilmiyorum. Gözünümüz toprak doyursun …