İlk albümümü silip çöpe attım..

  • 0
  • 2.699
Yazı Boyutu:

Bizimizmir'in "ŞEKER KIZ"ı Burcu Şakar, Bu hafta okurlarına yine farklı bir çalışma yaptı ve yüzlerce hitşarkıya imza attıktan sonra müzik kariyerine üçüncü albümü “YalanlarCumhuriyeti’ ile devam eden Fettah Can ile çok samimi bir röportajgerçekleştirdi...
Hayatında yaptığı ilk albümü silip çöpe atmasından özelhayatına kadar uzanan keyifli
 sohbeti siz de okumaya hazırsanız buyrun...  
 
Burcu Şakar: “Yalanlar Cumhuriyet”i Dokuzsekiz Müzik etiketiyle Eylülayında müzik marketlerde  yerini aldı.Çok yeni olmasına rağmen albüm satışlarınız çok güzel gidiyor.
Fettah Can: Albüm satışları çok iyi gidiyor. Beklentiyi karşıladık.Dinleyiciden aldığım tepkiler çok güzel. Üçüncü albümde istediğimiz her şeyiyaptık. Şarkılar içimize sindi. Şarkıların bu kadar seviliyor olması ve herşarkının ayrı ayrı beğenilmesi beni oldukça mutlu ediyor. Şarkılarındüzenlemelerini yaparken tamamını canlı kayıtlar üzerine kurulduk. Şarkılarınakışına göre Erdem Sökmen, Göksun Çavdar, Hasan Gözetlik, Altuğ Öncü, İstanbulStrings, Ceyhun Çelikten, İsmail Tunçbilek, Yonca Kocadağ ve Murat Aziret gibialanlarında Türkiye’nin en önemli müzisyenleriyle stüdyoya girdik. Bahsettiğimisimlerle arkadaşlığımız zaten var. Sadece stüdyo içinde değil stüdyo dışındada görüştüğüm arkadaşlarım. O yüzden duyguları paylaşa paylaşa yaptığımız biralbüm oldu. İçimize sinen bir albüm oldu. 
 
B.Ş:Elektronik müzikle yapılan şarkılar için nedüşünüyorsunuz?
F.C:Ben genelde canlı enstürmanları tercih ediyorum. Albümeçalmaya gelen her arkadaşımın ruhundan bir parça geçişler olsun istiyordum.Sonuçta teknoloji çok ilerledi.  Davuldeseniz tek tuşla davul sesini alırsınız. Ama ben müziğin her zaman canlı çalınmasındanyanayım. Canlı kayıtları seviyorum. Birlikte güzel müzikler yapıyoruz vekeyifli zaman geçiriyoruz sonucu da başarılı albümler oluyor. 

B.Ş: Hiç dinlemediğimiz bir parçanızı duyduğumuz anda  aa bu kesin Fettah Can’ın parçası diyoruz, Fettah Can tarzı diye bir tarz var..
F.C: Bunun için özellikle bir şey yapmıyorum. Müzikal zevklerherkesin kendine ayrıdır. Yani şarkıyı yazarken ayrı bir zevk vardır. Tarz vardır.Benimde kendi söylemim var.  Söylemiminsanlarda yer etmiş. 21 sene oldu ve epey zamandır şarkı yazıyorum. Sadece benimdeğil diğer arkadaşlarıma verdiğim şarkılardan dolayı da hafızalarda bir işaretbeliriyor. Böyle bir şey oluyorsa ve üstüne beğeniliyorsa bu benim için güzelbir şey. 
 
B.Ş: Yıllar önceyapmış olduğunuz ilk albümünüzü sildiğiniz doğru mu?
F.C:Yaklaşık 17, 18 yıl önce bir albüm yapmıştım. Fakat kendimihazır hissetmedim ve şirketime rica ettim. Albümü silip çöpe attık. O albümde ki bir çok parçayı sanatçıarkadaşlarım okudu.

B.Ş: Gülben Ergen’in seslendirdiği  ‘Yalnızılık’ da onlardan biri değil mi?
F.C: Evet, ‘Yalnızlık’ o albümdeydi ve çok sevildi. Amadiyorum ya güzel bir şeyler yapmak için önce kendinizi hazır hissetmeniz lazım.Benim bu işte ki olgunluğum çok önemliydi. Belki o dönem o albüm çıkmış olsaydıo zaman sizin sorularınıza bile rahat yanıt veremeyebilirdim. Çünkü eksik olanbir şeyler vardı. 

B.Ş: Sizi müziğe ilk babanız teşvik etmiş.
F.C: Bu bir işaret, bir mucizedir. Babamın yeteneğimigörmesi ve doğru yöne teşvik etmesi benim için çok mühimdir. Genelde bizde,çocuklar sanatın her hangi bir dalıyla uğraşmak istediğinde ebeveynler amanoğlum onu hobi olarak yap, boş ver derler. Bizde tam tersi oldu.
 
B.Ş:Ebeveynler neden böyle düşünüyor?
F.C:Sanat yapmak istiyorsunuz. Bunun riskleri var. Sanatınher hangi bir dalıyla uğraşan insanlar, maddi kazanca çok uzun zamanlar sonrasahip olabiliyorlar. Becerebilenler bir yılda parlıyor. Bu sadece şarkıcılıkolarak da değil. Bir ressam bir heykel traş içinde geçerli.  Bir heykel traşın eserleri bazen öldüktensonra değer bulabiliyor. Bunlar, insanlara hep ürkütücü gelmiştir. Geneldehayat garantisi olmayan bu işler, ebeveynler tarafından risk gibi görülmüştür.Şöyle de bir gerçek var;  bu yaşadığınızmutluluğu kazandığınız hiçbir şeyde yakalayamıyorsunuz. Bunun parayla karşılığıyok çünkü. Ürettiğiniz eserin fiyatı bir lirada olabilir. Bir trilyondaolabilir. Alıcısıyla alakalıdır. tamamen değersiz de olabilir ama bir eserdirsonuçta . Önemli olan eser yaratabilecek kıvama gelebilmektir. Bu aileleribiraz korkutuyor.
 
B.Ş:Manevi olarak değerini gördüğünüz işinizin maddi olarakda değerini görebiliyor musunuz?
F.C: Bunun en büyük kazancı maneviyat. Maneviyat olarakkorkunç hazları var. Ben de bu hazların her birini teker teker yaşıyorum. Maddiyatkarşılığı derseniz bunun içine başka şeyler giriyor. Bunun içine meslekbirlikleri giriyor. Telif sistemi giriyor. Korsan giriyor. Hak sistemi iyiişliyor olsaydı evet bende maddi olarak emeğimin karşılığını alırım. Bunlarınhepsi iyi işlemediği için daha çok sahne alarak hayatımızı kazanmayaçalışıyoruz.
 
B.Ş:Bu sistem ne zaman oturur?
F.C: Gelişiyor. Türkiye’de kültür bakanlığı ve meslekbirlikleri güzel adımlar atıyor. Dünya bunu 50 sene önce aşmışsa biz daha beşsenedir aşmaya çalışıyoruz. Arada 45 senelik bir mesafe var. Biz bu mesafeyi nekadar çabuk kapatırsak o kadar gelecek nesiller bu işten hem emeklerininkarşılığını alabilirler hem de daha iyi işler üretebilmek için daha şartlardabu işi yaparlar.
 
B.Ş: Siz kimleri dinlersiniz?
F.C:Ben türküleri çokseverim. Kubat dinlerim. Neşat Ertaş zaten çok özeldir. Her kurduğu cümle çokönemlidir.
 
B.Ş:Arnavut kökenlisiniz, bunun şarkılarınıza yansımasıoluyor mu?
F.C: İzmir’de de çok Arnavut vardır. Orada farklı dille şarkısöyleniyor. Şarkılar genelde hareketlidir. O hareketli melodilerin için deağıtlarda bulabilirsiniz. Her kültür başka bir lezzet sunar insana. 4 yılklasik Türk müziği eğitimi almamı da sayarsak bunların hepsinin karışımı benimşarkılarıma da haliyle yansıyor.

B.Ş: Türkiye’de müzik nereye gidiyor.
F.C:  Çok tutarsız işler çıkıyor. Yolda giderken radyoyuaçtığım zaman gerçekten söylediğinden hiç bir şey anlamadığım bir sürü şarkıduyuyorum. Ve bu beni biraz üzüyor. Genel olarak söylüyorum şuan ülke de çok kötüşarkılar yapılıyor. Gençlerin önünü açmalı. Gençlere imkanlar tanınmalı. Çokyetenekli genç kardeşlerimiz var. Onlar ne kadar çok dinleyici ulaşırsa budurum biraz daha değişebilir.

B.Ş:  Genç yetenekleriher gün bir kanalda bir yarışmada görüyoruz. Bu yarışmaları nasılbuluyorsunuz? 
F.C: Açıkçası televizyon izlememeye çalışıyorum. Televizyonuninsanı uyuşturduğunu düşünüyorum. Ama elimden geldiğince bu yarışmalarıizliyorum. Oraya katılan her yarışmacı bunun bir şov olduğunu ve bu şovun birparçası olduğunu kabul ederse hiçbir sorun yok. Hiçbir problem yok. Ama oradançıktıktan sonra ben bir şeyler olacağım beklentisi içine girerse yazık olur.Çünkü bunun garantisi yok. Bu yarışmalarda birinci olan Türkiye’nin starıolacak, Türkiye’de onu herkes sevecek diye düşünmemeli. Buna kötü örneklerdeoldu. Birincilik alan birçok arkadaşımız bunu yaşadı. Bazılarının isimlerinipavyonlarda gördüm. Bu hoş bir şey değil.  Genç arkadaşlarımız, bu eğlence programı ve bendebu şovun güzel bir parçasıyım diye bu yarışmalara girerlerse hiçbir sıkıntı yok.O anı yaşayacaklar. O an seslendirdikleri bir şarkıyla o gün Türkiyekendilerini konuşur ama ertesi gün unutur. Toprağa ektiğimiz tohumun bir günsonra meyve vermesini bekleyemeyiz. Su ister, sabır ister, emek ister deister..

BŞ: Cansu Kurtcu ile uzun süreli, güzel bir birlikteliğinizvar. Birlikte albüm yapmayı hiç düşünmüyor musunuz?
F.C:  Şimdilik öyle birdüşüncemiz yok. O kendi müziğini yapıyor. Kendi bestelerini yapıyor. Kendişarkılarını sanatçı arkadaşlarıyla paylaşıyor. Yalanlar Cumhuriyeti” ile “Söz”şarkılarının sözleri Cansu’ya ait zaten . Kendi hayatı üzerinde devam ediyor.Çünkü O’nun bir yolu var. O istediği şekilde o yolu şekillendiriyor.  Ama olursa birlikte bir şarkı daha yazıp hadibunu birlikte okuyalım deriz ve okuruz.

Keyifli röportajımızın ardından Fettah Can,son olarak İzmirli sevenlerine  ‘’Ben İzmir’deşarkı söylemeyi çok seviyorum. İzmir dinleyicisiyle çok iyi anlaşıyoruz. Hergeldiğimde akşam ki konserim için heyecanlanıyorum’’ diyor ve bu hisleriniİzmirlilere özellikle iletmemizi rica ediyor..

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mizah yaşamdaki çelişkilerden doğar

Müzik yapmak nefes almak kadar önemli

Hakan Aysev: Benim tek kahramanım Annem

Şeker Ağa konuk

Kendi romanlarımın kapaklarını kendim tasarlayıp yağlıboya tabloya işliyorum

Huzurlarınızda Yücel Erten!

Arşiv