Bir Doğu Masalı: Kars

Merhaba sevgili Bizim İzmir okuyucuları.. Sayfamda mümkün olduğunca gezdiğim yerleri sizlere anlatmaya çalışarak bir nebze olsun pandemi nedeniyle evlerde oturduğumuz bu günlerde sizleri farklı güzellikleri göstermek ve tanıtmak istiyorum...

Pandemi döneminin yeni başladığı ülkemize henüz girmediği dönemde BİSETA Tur sahibi sevgili Bircan Tağıl ablamında teşvikiyle Kars turu satın aldım. İzmir Adnan Menderes havaalanından Ankara’ya uçakla başlayan tur Turistlik Doğu Ekspresi ile taçlandı. Youtube da binlerce kez Kars’ta neler yapılır? neler alınır? trende yanınıza neler alınır? videolarını izledikten sonra birazda donanımlı olarak Ankara Tren Garı’ndan Kars’a doğru yola çıktık. Öncelikle şunu söyleyeyim trenler, bir insanın her türlü konforunu sağlayacak şekilde düzenlenmiş, yataklı vagon olduğu için yanınıza yiyecek ve içecek alabiliyorsunuz. İsterseniz restoranda karnınızı doyurabilir, bir şeyler de içebilirsiniz.

Yolumuz tam 24 saat süreceği için telefona ve internete bir hayli ihtiyaç oluyor. 24 saatlik yolculukta tren, 2 noktada 2 şer saatten az olmamak kaydıyla mola veriyor. Bunlardan birisi Kemaliye-İliç. Sabah erken saatlerde İliç'de bizi bekleyen araçlarımıza binerek karlı yollar eşliğinde Karanlık Kanyonu görüyoruz, gerçekten muhteşem bir görüntüsü var. Oradan tarihi Kemaliye evleri, Şahin Tepesi ve Lökhane (Muhteşem bir tatlı) ziyaretlerini yaparak bizi bekleyen araçlarımıza yine binerek bu sefer Erzincan’a geçiyoruz. Zamanımız az kaldığı için Erzincan’ın meşhur dönerini tadıp araçlarımıza binerek İliç’e geri dönüyoruz. Tekrar tren yolculuğumuz, ikinci durağımız olan Erzurum’a kadar devam ediyor. Erzurum’a vardığımızda hava karanlık, tarihi yerleri dolaşıyoruz tabii çoğu kapalı ama tur oparatörleri bizlere Erzurum’un tarihi yerleriyle ilgili genel bilgiler veriyor. Buradan tabiî ki oltu taşı satan tarihi mekanlara gidip alışveriş yapıp, çağ kebabı ile midemizi bayram ettirip tekrar trene dönüyoruz. Tren yolculuğumuz gece geç saatlerde Kars’a vararak sona eriyor. Trenden inerek araçlara binip konaklayacağımız yer olan Katerina Sarayına geçiyoruz. Burası çok şirin bir yer. 1879 Rus işgali döneminde Rus çarı tarafından Hollandalılar’a yaptırılmış, Cumhuriyet döneminde ise konak, hastane ve askeri birlik binası olarak kullanılmış. Odalarımıza yerleştikten sonra sabah erken saatlerde Kars gezimiz başlıyor. Bizleri oraları avucunun içi gibi bilen tur rehberimiz İdris Turan otelin lobisinde karşılıyor. Kars’ta görülmesi gereken Ani harabelerini ziyaret edip, ardından eksi 30 derecede donmuş Çıldır gölünde at ve yürüyüş keyfi yapıyoruz. Buzları elektrikli testere ile kırarak yakalanan sarı balıkları restoranda pişirterek lezzetinin farkına varıyorsunuz. Kars’ta gece ise Kafkas dansı gösterisi ve aşıklar atışması yapılan mekanları da gezebilirsiniz. Turumuzun ikinci günü bizi yoğun bir kar yağışı selamlıyor. Yoğun kar yağışı altında Sarıkamış’ta hayatını kaybeden Şehitlerimiz anısına yapılan anıtı, Alpler dışında toz kristal karın yağdığı Sarıkamış kayak merkezine gidiyoruz. Burada yağan kar resmen bizleri büyülüyor.

Bunların yanı sıra Kars’a gitmişken merkezinde bulunan tarihi Fethiye Camii ve Kars kalesini de mutlaka görmenizi öneririm. Ayrıca çekmiş olduğu fotoğraflarla Kars’ın gelişmesine katkıda bulunan fotoğraf sanatçısı Özgen Beşli’nin fotoğraf stüdyosunu da mutlaka görmeniz gerektiğini not alın. Kars gezimizin son gününde ise Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesini ziyaret edip o dönemde yaşananları bire bir anlatan mektuplar, gerçeğinden ayırt edilmeyen bal mumu heykeller gözlerimizi yaşartmaya yetiyor. Bu arada o kadar yeri gezdik elbette Kars’ın meşhur yemeklerinin de tadına bakmayı ihmal etmedim. Ben öncelikle Kaz etini, etin en güzeli Piti’yi, etsiz mantı Hangel’i ilk 3 sıraya koyarım. Daha çok tadacağınız şey var. Onları da gidince siz bakarsınızJ Ayrıca Kars’ta çok peynirci var. Gravyer ve bal almadan dönmeyin. Eğer çok sipariş vereceksiniz. Kargo yaptırın, aksi takdirde uçağa binerken sorun yaşayabilirsiniz. Toplam 4 gün süren tren ile başlayan Kars turu uçakla Adnan Menderes Havalimanında sona erdi. Ama yetti mi diye sorarsanız bence yetmedi. Tadı damağımda kaldı. Ben kışın ve karın yoğun olduğu bir dönemi tercih ettim. Ama Kars’ın baharının da çok güzel olduğunu öğrendim. Kimbilir belki de bir bahar ayında da Kars’a tekrar gidebilirim. Yeter ki pandemi dönemi bitsin, tekrar eski günlerimize dönelim.

Sevgiyle kalın…