Gıda sektörüne akademik katkı

Yaşar Üniversitesi ile Abalıoğlu Lezita firması arasında üniversite-sanayi iş birliği protokolü imzalandı.

  • 0
  • 271
Gıda sektörüne akademik katkı
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Yaşar Üniversitesi ile Abalıoğlu Lezita firması arasında üniversite-sanayi iş birliği protokolü imzalandı.

Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile Abalıoğlu Lezita arasındaki iş birliği protokolü kapsamında; gastronomi ve gıda konularında eğitimler verilecek, Ar-Ge çalışmaları yapılacak, ortak etkinlikler düzenlenecek ve öğrencilere staj imkanı sağlanacak. Selçuk Yaşar Kampüsü’nde gerçekleşen protokol imza törenine, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Abalıoğlu Lezita Genel Müdürü Mesut Ergül, Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, Dr. Öğretim Üyesi Eylem Ezgi Fadıloğlu ve firma yöneticileri katıldı.

EKONOMİK KALKINMAYA DESTEK

Rektör Prof. Dr. Levent Kandiller, “İş birliğinin bir eğitim boyutu var, kaliteli istihdam çok önemli. Bizler bilginin biriktiği, yaygınlaştığı, geliştirildiği üniversiteleriz. Önemli olan, bilgi birikiminin sektöre ekonomik değer olarak geri dönmesi. İnovasyon da burada başlıyor. Üniversite olarak Avrupa Birliği tarafından desteklenen, gıda ve tarım alanında inovasyon ve girişimciliği teşvik etmek üzere kurulan bir topluluk olan EIT Food’a üye olduk. Orada da değerli araştırma konularımız var. Abalıoğlu Lezita grubunu çok önemsiyoruz. Tarım, gıda, değer zinciri, güvenilir gıda, güvenli gıda konularının yanı sıra ekonomik değer yaratmak bizim için çok önemli. Bu iş birliği sadece öğrencilerimizin sektöre hazırlanmasına ve istihdam edilmesine değil, sektör genelinde ekonomik kalkınmaya da destek olacak” dedi.

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE ÖNEM VERİYORUZ”

Abalıoğlu Lezita Genel Müdürü Mesut Ergül ise “İzmir’deki üniversitelerimiz bizim için çok kıymetli. Umut ediyorum ki güzel iş birlikleriyle şehrimize ve ülkemize gelecek için önemli armağanlar bırakacağız. Burada öğrenim gören, gelecekte iş gücüne katılacak arkadaşlarımızı biraz daha motive ederek hazırlamak, onlar için gelecekte nelerin kendilerini beklediğini önceden hissettirebilmek bizim için çok önemli. Her bir üreticinin ve her bireyin sürdürülebilirliği önemsemesi gerekiyor. Dönüştürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynakları için araştırmalar yapıyoruz. Biz, bir adet piliç üretebilmek için günde 17-18 litre su harcıyoruz. Bunu kademeli bir şekilde 10 litreye kadar indirmeyi amaçlıyoruz. Su tüketilen alanları izlenebilirlikle ölçüyoruz, baskılamaya çalışıyoruz. Üretim süreçlerinde bir değer yaratmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki 20-25 yıllık periyotta, piliç eti endüstrisi karbon ayak izi konusunda da nitelikli olarak birçok sektörden ayrışacak bir endüstri olacak” şeklinde konuştu.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

İzmir 6.0 - 7.0 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip

URAP başarısını sürdürdü

Cumhuriyet’ten günümüze arkeolojik çalışmalar tartışıldı

TÜBİTAK’tan destek almaya devam

Ayrımcılığın cezası 145 bin TL

Prof. Dr. Canda'dan ken meme kanseri konferansları