İletişim Fakültesi İletişim Çalışmaları Topluluğu tarafından Medyanın şiddeti, şiddetin medyası adlı konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak Gazeteci-Yazar Ragıp Duran katıldı.
Ragıp Duran konuşmasına Türkiye ve Amerikada gerçekleşen şiddet olaylarına ve bu şiddet olaylarının medyaya yansımasını kıyaslamak amacıyla iki kısa hikâye ile başladı. Hayatta iki gerçek olduğunu ifade eden Duran şunları söyledi İlki hakiki gerçektir. Beş duyu ile algıladıkları, belli bir mekânda belli bir olayı olduğu gibi gören insanlar hakiki gerçek içerisindedirler. İkincisi medyatik gerçekte ise üç kişinin baktığı bir olayı milyonlarca insanın görebilmesini sağlamaktır. Gerçek bir kez yaşanır bundan dolayı olay aktarılırken belli kesimler ya kesilir ya da çoğaltılır. Önemli olan en doğru iki dakikasını sunabilmektir. Hakiki gerçekten medyatik gerçeğe geçişte müthiş bir değişim ve bozulma meydana gelir, yani belli bir süzgeçten geçirilir. Medya şiddeti estetize eder, meşrulaştırır ve tekrarlar. Şahit olduğumuz bir hakiki gerçeğin medyadaki yansımasını gördüğümüzde değişimin boyutunu çok daha net görebiliriz.
Duran ayrıca şunları söyledi: Türkiyedeki şiddetin birçok boyutu vardır: ilki tarihi boyuttur. Tarihimize baktığımızda şiddet olayları çokça görülmektedir. İkincisi coğrafi boyuttur. Türkiye Balkanlar,Kafkaslar ve Ortadoğu gibi şiddet olaylarının çokça yaşandığı bölgelerin ortasındadır. Üçüncüsü ekonomik boyuttur. Ekonomik boyuta baktığımız zaman ise vurma ve yaralamanın ötesinde şiddetin şekli değişmiştir. Rekabet ve eşitsizlik şiddeti fazlalaştırır. Dördüncüsü kültürel boyuttur. Kültürümüze baktığımızda şiddeti meşrulaştıran çok sayıda atasözü vardır. Fransız Le Monte gazetesinin kurucusu gazetecilik tanımı olarak Toplumda meydana gelen olayların sübjektif olarak namuslu bir şekilde yansıtmaktır diyor. Şiddet ve ayrımcılık içeren olayların, haberin özünü bozmadan süzgeçten geçirilmesi gereklidir. Özellikle şiddetin bir önceki aşaması toplumsal, ideolojik ve siyasidir. Medyada gitgide nefret söylemi yaygınlaşmaktadır. Medyacılara düşen görev söz ve yazıdır. Bunu da yaparken bilgi,barış ve demokratik bir şekilde haberin aktarımı sağlanmalıdır.
Konferans, Gazeteci Yazar Ragıp Duranın katılımcıların sorularını cevaplamasıyla sona erdi.