BİR VATAN KALBİNİN ATTIĞI YERDİR; ÇANAKKALE

  • 0
  • 1.012
Yazı Boyutu:

Çanakkale’den baktığınızda kilometrelerce mesafe olsa bile Gelibolu Yarımadası’ndaki “Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak/Bir devrin battığı yerdir/Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın/Bir vatan kalbinin attığı yerdir” yazısını görürsünüz. Çok uzun bu şiirin “Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir” sözcüklerini tam anlamıyla çözmeye kalksanız onlarca sayfa dolar. Türklerin dünyada 20’nci yüzyıla damgasını vuran onurlu mücadelesinin yaşandığı Çanakkale, kısacık bir anlatımla 5 ayda Türk ve yabancılardan 117 bin insanın yaşamını kaybettiği savaşlara sahne oldu. Bu sayı Genel Kurmay Başkanlığı kayıtlarına göre. Orta öğretimde okutulan “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" adlı kitapta ise Türkler’in 253 bin şehit, İngiliz, Avustralya ve Yeni Zellandalılar’ın 205 bin, Fransızlar’ın ise 47 bin ölü verdiği yazılı. Kitaptan okuyarak bir şeyin farkına varamıyor, sanki hikayemiş gibi geliyor. Bizzat görüp ve yaşamak ve onurlu ruhun farkına varmak gerekiyor. Beni davet edip dünya tarihine geçen Türklerin Çanakkale destanını, savaşın büyük kahramanlarının şehit düştüğü toprakları gezdiren Dr.Abdullah Manaz ve Yüksel Ergen’e çok teşekkür ederim. Prof. Dr. Raci Bademli Başkanlığı’nda "Barış Parkı"na dönüştürülen Gelibolu Tarihi Milli Parkı'nda, 6 ay önce Başbakan tarafından ziyarete açılan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi’nden gezmeye başladık. Çanakkale Savaşları’nın çeşitli safhaları 5’er dakika 11 bölümden oluşan simülasyon gösterisiyle anlatılıyor. Üç boyutlu filmde, canlarını hiçe sayıp savaşan kahramanları izlerken pek çok kişi gibi bende gözyaşlarımı tutamadım. Hele Seyid Onbaşı ve Rumeli Şehitliği gururumun tavan yaptığı yer oldu. 215 kiloluk top mermisini tek başına kaldırıp müttefik donanmasının en önemli savaş gemisini batırması Türklerin inancının bir nişanesi olmuş.
 
GENÇ NESİLLER MUTLAKA GEZDİRİLMELİ
Havuzlar, Soğanlıdere, Şahindere, Sargıyeri, 57. Alay, Yahya Çavuş, Karayörük Deresi, Kesikdere Şehitliği, Mehmeetçiğe Saygı Anıtı ve Kırmızısırt tünelleri, Kanlısırt, Lone Pine, Lağım Tünel girişleri ve Kırmızısırt Siperleri, Bomba Sırtı ve Çanakkale Şehitler Abidemizi en küçük ayrıntısına kadar inceledim ve kahramanlarımızın ruhlarına dualar okudum. 59 bin 408 şehidimizin isminin yazılı olduğu camdan sembolik mezarlar, Savaş Rolyefi, Atatürk ve yaralı asker anıtının bulunduğu 41 metre uzunluğundaki Şehitler Abidemiz, Çanakkale Boğazı’ndan geçen tüm gemilere “Çanakkale Geçilmez” mantığını en iyi şekilde anlatıyor. Büyük önderin savaşı yönettiği ve göğsündeki saate misket kurşunun isabet ettiği Conkbayırı 261 rakımlı tepede bende fotoğraf çektirdim. Çanakkale Savaşları, Mustafa Kemal Atatürk gibi askeri bir dahiyi yarattı ve Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminden hemen sonra başlayacak olan Milli Mücadele’nin bu eşsiz liderini Türk ulusuna kazandırdı.
 
YÜKSEL ERGEN TAM BİR DOĞA SEVDALISI
TRT’den emekli arkadaşım Dr. Abdullah Manaz Çanakkale gezimde beni, danışmanlığını yaptığı 350 yıllık Çanakkale geçmişi olan Yüksel Ergen’in Güzelyalı beldesindeki İris Oteli’nde konuk etti. Kimya Mühendisi Yüksel Ergen, tam bir doğa sevdalısı. Bunu da 900 dönümlük arazide 8 bini zeytin, 35 bin meyve ağacı, tüm sebze çeşitlerinin yetiştirildiği organik tarımın yanı sıra diktirdiği 150 bin karaçam, servi ve mavi çam ağaçlarından oluşan ormanı ile kanıtlıyor. 100 yataklı oteli ile her yıl binlerce yabancı turisti kendi çabalarıyla Çanakkale’ye çeken 70 yaşındaki Yüksel Ergen, kanser yaptığı tespit edilen GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) gıdalara karşı yerli tohumlarla organik tarımı yapılmasının teşvik eden çalışmalarıyla tanınıyor.
İris otelde kalanlar tamamen organik gıdalarla besleniyorlar. Binlerce dönüm arazide
organik et üretimi için inek, yüzlerce tavuk, horoz, kaz, ördek, hindi gibi yerli kümes hayvanları yetiştiriliyor. Civiler Köyü’nde etrafını tel örgülerle çevirili 80 dönüm ormanlık alanda nesillerini devam ettirmek için Alageyik, Karaca ve Ceylan yaşıyor. Yüksel ergen tam bir vatanperver. Yapmadığı iş neredeyse yok gibi. Çanakkale bölgesinin Antik dönemden bugüne kadarki tarihini ve özellikle 1800’lü yıllardan sonra yabancıların arkeolojik kazılar adı altında yaptıkları soygun ve yıkımları önlemek için büyük mücadele de veren Yüksel Ergen’in çok yakında, Truva,  Osmanlı’nın son döneminde Çanakkale, Seramik ve Organik Tarım üzerine bilimsel kitapları çıkacak.

YORUM YAZ