İnsan yaşamının birinci hayati unsuru teneffüs ettiği havanın temiz olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 91 ülkeden 1100 şehir arasında yaptığı uzun süreli ciddi araştırma sonucunda hava kirliliği raporunu geçen hafta açıkladı. Türkiye'nin de dahil olduğu bu araştırmada, ülkemiz 66 mikrogram ile havası kirli ülkeler arasında yer almış. Sevindirici tarafı İzmir havası en temiz kent çıktı. Demek ki İzmirliler özellikle kış aylarında şehrin üzerine kabus gibi çöken ve nefes almayı zorlaştıran kirli havadan ders çıkarmışlar ki bu güzel gelişme yaşandı. Yeryüzünün hava kirliliği açısından en yaşanmaz kentinin ise İran'ın güneybatısındaki bir milyon nüfuslu Ahvaz kenti olduğu belirlenmiş. Araştırmada Van ve İstanbul'un hava durumu pek parlak görünmüyor. Herkes kendi kapısının önünü temizlerse dünya cennet olur düşüncesinden hareket ederek biz kendi şehrimize bakmalıyız. Havanızın kirlenmesine izin vermeyin İzmirin havası temizlenmiştir. Teması sağlık olan EXPO 2020ye aday olan İzmirin bu verilerle şansının daha iyi olacağına inanıyorum.Dilerim Dünya Sağlık Örgütünün tasdiklediği bu temiz havayı bir ay sonra yanmaya başlayacak olan sobalardaki ucuz kömür ve toplu ulaşım yerine sorumsuzca özel otomobil kullanarak egzoz gazı ile kirletmeyiz. Dünyadaki enerjinin yarısından fazlası fosil yakıt denen kömür, petrol, doğal gaz yakılmasıyla elde edilmektedir. Harvard Üniversitesinin İtalyada yaşayan 2 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmada fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan küçük parçacıkların kanın pıhtılaşarak beyne gitmesine sebep olduğunu ortaya çıkarmış. Bu parçacıkların kalp hastalıkları ve felç riskini arttırdığı biliniyor. Egzoz gazı akciğer kanseri yapıyor Egzoz gazının zararları ise saymakla bitmez. Egzoz dumanı solunması sonucu akciğer dokusunda önemli hasarlar meydana geliyor. Bilim insanları, kan, kemik ve sinir sistemlerine zarar veren ağır metal kurşunun yol açacağı zararların telafisinin zor olduğunu belirtiyor. Environmental Health Perspectives dergisi kadınlarda yaygın olarak görülen meme kanserini egzoz gazlarının tetiklediği uyarıda bulundu. Araçlar çalıştığında egzozlarından havaya, karbonmonoksit, azotoksit ve hidrokarbon gazlarıyla ağır metal kurşun karışıyor. Renksiz, kokusuz bir gaz olan karbonmonoksit kapalı ortamlarda zehirleyici, hatta ölüme yolaçıyor. İzmir Çevre Müdürlüğü ciddi tedbirler almalı. Bacalarından siyah duman çıkan binaları İzmir Çevre İl Müdürlüğünün 0232-46133 77 telefonuna ve ezgozlarından gaz kusan araçların plakalarını trafiğe bildirmeniz göreviniz olmalı.
Danışmanlarla iyi tarım üretimi yaygınlaşıyor
Nüfusun yüzde 35inin kırsal alanda yaşadığı ülkemizde tarımın sosyoekonomik yaşamdaki payı azımsanmayacak kadar önemlidir. Bu önem doğrultusunda Türkiye de tarım artık danışmanlar kontrolünde yapılıyor. 2003 yılında 1000 köye 1000 tarım danışmanı projesi ile sisteme start veren yeni adıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2006 yılında çıkardığı Tarımsal Yayım ve Danışmanlık yasası ile verdiği önemi göstermiştir. Çiftçilerimize bu hizmeti bakanlık tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlar vermektedir. İzmirde bu yetkiyi ilk alan kurumsal kuruluş Uzman Tarım Danışmanı Dr. Recep Çöpten tarafından kurulan TARDANIŞ Tarımsal Danışmanlık Şirketidir. 7 ilçede 450 çiftçiye hizmet veren TARDANIŞ, yürütmekte olduğu organik ve iyi tarım projeleriyle güvenli gıda üretimini her yıl genişletiyor. Uzman Tarım Mühendisleri çevreye uygun sürdürülebilir tarım konusunda çiftçileri bilinçlendiriyorlar. Amerika ve Avrupa ülkelerinde uzun yıllardır uygulanan bu sistemin İzmir ve Ege çiftçisine büyük yararlar sağlayacağına inanıyorum.
Hayvan dostlarına arşivimden bir fotoğraf
4 Ekim hayvanları koruma günüydü. Türkiyede 2004 yılından beri kutlanıyor. Evrim yolunda insanla beraber yürüyen, ancak insanoğlunun kurduğu medeniyette kendine Türkiyede çok da yer bulamayan, tersine hor görülen, canı yakılan, hunharca katledilen dilsiz dostlarımızın sorunlarına bir nebze de olsa dikkat çekme amacını taşıyor 4 ekim hayvanları koruma günü. Sokak hayvanları ile ilgi ÇEVRE-YAŞAM köşesine çok mektup geliyor. Bir okurum isyan dolu mektubunda Hayvanların kanunu var, ancak hakkı yok. Onların da yaşama hakkı var demiş. Bende hayvan dostlarına hayvanları koruma günü nedeniyle iki sokak köpeğinin eğitseniz bile veremeyeceği yukarıdaki görüntüsünü armağan etmek istiyorum. Fotoğraf: Ahmet Aydın Akansu
Şaphane ilçesine asit fabrikası istemiyoruz
Ahmet bey çevre yazılarınızı Facebooktan takip ediyorum ve çabalarınız için sizi kutluyorum. Kütahya Şaphane ilçesine asit fabrikası kurulmak isteniyor. Şaphaneliler çok rahatsız. Oganize sanayi bölgelerine bile kurulmasına izin verilmeyen asit fabrikası özel bir şirket tarafından Şaphanenin yerleşim yerinin adeta ortasına kurmak istiyor.Fabrikanın kurulacağı yer Gediz Nehrine bağlanan Şaphane deresi üzerinde, liseye 100 metre, kaymakamlık konutu, jandarma komutanlığı lojmanlarına 150 metre, ışıktepe sosyal konutlarına 300 metre, belediye sosyal konutlarına 150 metre, yeni yapılacak olan TOKİ-2 konutları ve anadolu öğretmen lisesine 500 metre orta öğretim öğrenci yurduna 150 metre ve çevresinde evlerin tam orta yerinde kurulmak isteniyor. Kükürt yakılarak asit üretimi yapacak tesis Şaphanede bir doğa katliamına sebep olacaktır. Balıkesir Çalışkanlar Köyünün durumu ortada. Sesimizi yetkililere duyurun lütfen M.Ali Kışla