Yazı Boyutu:
Kömür yatırımlarında dünya 4ncüsü olması ve Enerji Bakanlığının 2012yi kömür yılı ilan etmesi üzerine
Türkiyeye fosil ödülü
Köşemde fosil yakıtlar kömür, petrol, doğal gazın yakılması sonucu ortaya çıkan hava kirliliği ve küresel ısınmanın zararlarını sık sık yazıyorum. Hatta geçtiğimiz haftalarda kömür kullanımı nedeniyle atmosfere yılda 8 milyar ton karbondioksit salımının önüne geçilmesi için rüzgar enerjisinin önemli bir alternatif olduğuna değinmiştim. Bir hafta sonra Katarın Başkenti Dohada yapılan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesinde Türkiyeye Günün Fosili ödülü verildi. Nedeni, kömür yatırımlarında dünyada 4. olması; üstüne üstlük Enerji Bakanlığının 2012yi kömür yılı ilan etmesi, bunun yanı sıra Kyoto Protokolü kapsamında mutlak sera gazı azatlım hedefi belirtmemesi ve Kyoto Protokolü ikinci yükümlülük döneminde de azatlım hedefi belirtmeyeceğini açıklaması sebebiyle Türkiye bu yıl müzakerelerin ikinci gününde Günün Fosili ödülü aldı. Ödül, Dünyada 700den fazla üyesi bulunan Küresel İklim Ağı (Climate Action Network-CAN) verdi. 194 ülkenin katıldığı Küresel ısınmayla ilgili dünyanın en büyük organizasyonu olan BM İklim Değişikliği 18 Taraflar Konferansı (COP18) Kyoto Protokolü müzakerelerin önünü tıkayan ülkeler deşifre ediliyor.
En zararlı yakıt türü kömür
Bu gün son bulacak iklim değişikliği müzakerelerinin en önemli amacı, gelişmiş ülkelerin sera gazı salınımlarını 1990 yılına göre yüzde 5.2 azaltmaları. Dünya Kaynakları Enstitüsünün (WRI) yayınladığı Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi raporu; dünya genelinde üzerinde çalışılan bin 200 yeni kömür santrali projesi olduğunu ve bunun iklim için yıkıcı etkileri olacağı ortaya konuldu. Türkiye, üzerinde çalışılan 49 kömürlü santral projesi ile raporda 4. sırada yer alıyor. Dünyada hava kirliliğinin en büyük kaynağı kömürlü termik santrallerin neden olduğu toksin metaller, asit gazlar ve partiküller. Var olan kömürlü santraller yüzünden insanlar hastalanıyor ya da hayatlarını kaybediyor. Kömürlü termik santrallerin neden olduğu hava kirliliği yüzünden her yıl Çinde 190 bin, Hindistanda 60 bin, ABDde 13 bin kişinin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. Türkiye ise tam tersine sera gazı rekoru kırıyor. 1999 yılından bugüne sera gazı emisyonlarını yüzde 98 oranında artmış. Dünya Bankası'nın Isıyı Düşürün çağrısına Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz kulak vereceklerini belirtirken Enerji Bakanlığı'nın fosil yakıtları destekleyen 2023 enerji vizyonu çelişmektedir.
OKUR MEKTUBU Tünel hafriyatı tarımsal araziye dökülüyor
SKY TVde uzun yıllardır Bilinçli Tüketici programını yapan arkadaşım Alptekin Düven, gönderdiği mailinde İzmir-Manisa arasında ulaşımı kolaylaştırmak ve kısaltmak için yapılan tünel çalışmasından çıkan hafriyatının bir kısmının Beşyol Köyü civarına ve bir kısmının ise orman kenarındaki tarımsal araziye döküldüğünü belirterek şunları yazmış; Gören gözler görmez olmuş. Ünlü bir bilim adamı (Doğa, insan olmadan da yaşar. Ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz) diyor. İnsanımızın yaşamını kolaylaştırmak için İzmir-Manisa arasında yapılan tünel çalışması çok önemli. Ancak, çıkan hafriyat Beşyol Köyü civarına ve bir kısmının ise orman kenarındaki tarımsal araziye dökülüyor. Çünkü, bu ülkede yasa ve yönetmelikler var. Dökülürse, çevre faciası yaşanır, insan sağlığı ve doğa tehlikeye girer. Olgunlaşmamış kömürden oluşan tonlarca hafriyat bir deprem veya şiddetli yağmur sonucu heyelan oluşturabilir. Hafriyatı dökerek güzelim projeye gölge düşürenler için de gereği mutlaka yapılmalıdır.
Organik tarımcıların can kurtaranı oldu
İnsanlar yeter ki istesin başaramayacakları iş yoktur. Burçin Karababa bunlardan biri. Burçin Hanım dünyaya getirdiği bebeğini organik besinlerle büyütmek için yaptığı araştırmalarda hiçbir kimyasal madde içermeyen solucan gübresini tespit edip tarım alanında pek çok kişiye örnek oldu. Dünyada 60-70 yıldır uygulanan ancak tarım ülkesi olmasına rağmen Türkiyede solucan gübresi üreten tek bir firma olduğunu fark edince kolları sıvıyor ve 500 milyon solucanı olan ikinci büyük firma olmuş. Organik tarım üreticilerinin can kurtaranı olan Karababa, solucan gübresinin toprakta kimyasal kirliliği ortadan kaldırdığını, verimliliği ortalama yüzde 30 arttırdığını belirterek, Solucan gübresi toprağı yeniliyor, rehabilite ediyor ve su tutma kapasitesini artırıyor. Her çiftçi çok rahat üretip tarlasında bir gübre fabrikası oluşturabilir diyor. Konu ile ilgilenenler www.ekosol.com.tr internet sitesinden bilgi edinebilir.