Acı biberlerin sonu acı mı, tatlı mı?

  • 0
  • 2.048
Yazı Boyutu:

Son zamanlarda internete her girdiğinizde eminim ki sizler de, yuvasından fırlayan köstebek misali, sayfaların sağından solundan çıkan “acı biber hapı reklamlarına” rastlıyorsunuzdur. Çok konuşulmaya başlaması da olağandır. Uzak Doğuda ve ülkemizde de sık kullanılan acı biber ve baharatlar sofralarımıza lezzet ögesi olarak da kullanılmaktadır. Fakat bu acı biber ve acı baharatların insan sağlığına olumlu olduğu kadar olumsuz etkileri üzerine de yapılmış pek çok araştırma mevcuttur.

Acının olumlu etkileri:
Los Angeles’ taki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve California Üniversitesi’ nde yapılan bir araştırmaya göre, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde “kapsaisin”, kanserli prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, kanserli hücrelerin parçalanarak yok olmalarını sağlamıştır. Yani bibere acılığını veren “kapsaisinin”, prostat kanseri hücrelerini yok eden etkisi ortaya çıkarılmıştır. Benzer bir çalışma ile aynı iddia, 2006 yılında Gaziantep Üniversitesi’ nde de doğrulanmıştır.

Metabolizmaya etkisi:
Vücudumuz yaz ve kış 37 derecede kalmak üzere besinlerden aldığı enerjinin bir kısmını vücut ısısına dönüştürür. Buna “termogenetik etki” ya da “termogenez” denir ve yiyeceklerin ısı enerjisine dönüşme oranı en çok % 8-12 civarındadır. Kışın ve soğuk ülkelerde yaşayanların vücutları, 37 derece beden sıcaklığını muhafaza etmek üzere, besinlerden elde edip ısıya dönüştürdükleri enerji en çok %12’ ye kadar ulaşabilir. Acı biber yediğimizde yüzümüzü ateş basar ya hani: işte bu da %12 olan günlük termogenetik etkiyi, % 14-15’ e çıkarabilmektedir. Yani acı biberlerin, besinlerden alınan enerjinin yağa dönüşmeden yakılmasına katkısı en çok %2-3’ tür. Görüldüğü üzere bilimsel yaklaştığınızda acı biberin yağ yakımına etkisi “fos” çıkmıştır.

Acının olumsuz etkileri:
Acı baharatlar sağlıklı birine zarar vermez, ancak gastrit, reflü ve hemoroit hastalarının acı biber ve acı baharatlardan kesinlikle uzak durması gerekir.
İtalya’ da yapılan bir araştırmada ise, 5 yıl boyunca 1200 kişiyi inceleyen uzmanlar sık sık acı yiyenlerin zamanla, acı yemeyen kişilerden daha sinirli bir yapıda olduğunu ortaya koymuştur. Acılı besinler, sinirliliğe neden olan noradrenalin hormonlarının salgısını arttırıyor. Acılı gıdalarla beslenen bireylerde, çabuk sinirlenme ve öfkesine hakim olamama gibi durumlar daha sık görülüyor.

“Acı biber zararlı mı, yaralı mı?” konusu daha tartışmalıyken, biber haplarının gündeme oturması durumu iyice karmaşık hale getirdi, ilgi odağı yaptı. Yani acı biber, reflü ve hemoroit şikayetleri olanlar için tehlikeliyken, fazla acının sinir sistemine de etkileri ortadayken, sırf metabolizmayı %2 oranında hızlandırıyor diye acı biberden zayıflama hapları yapıp, mucize gibi gösterilmesini ticari buluyorum. Üstelik konuya dair başka tartışmalı noktalar da var. Örneğin: Acı biber ve ya baharat yediğinizde iştahınız açılabiliyorken, ki bu da tartışılır, acı biber hapları söylentiye göre sizi tok tutuyormuş. Bu durumda mantıken içinde yüksek oranda lif olmalı. Ancak acı biber hapını kimlerin kullanamayacağına ilişkin notlara bakıyorsunuz: Eleştirel gözle incelendiğinizde ekstra kafa karıştırıcı maddeler var… Bakınız bir alıntı:

“* Hamile, gebe ve emzirenler kesinlikle kullanamaz.

* Karaciğer, kalp ve böbrek yetmezliği olanlar kullanamaz.

* Kullanmakta olduğunuz ilaç varsa muhakkak doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

* Yüksek tansiyonu olan kişiler kullanamaz.

* Gastrit ve reflü şikayetleri olanlar kullanamaz.

* Barsakta hemoroit sorunu olanlar kullanamaz.”

Son iki madde acı biberin kendisine özgü yan etkilerdir. İlk dört madde ise acı biber yemeyle ortaya çıkabilen sorunlar değil gibi görünüyor. İçinde yüksek oranda lif içermesine bağlı yan etkiler olması hiç mümkün görünmüyor. Öyle olsaydı, bugün ülkemizin doğusunda sürekli acı yiyen herkeste yukarıda belirtilen sağlık sorunları şiddetlenirdi. Herkes acı yüzünden hastaneye taşınırdı.  Acı biberin kendisi başta olmak üzere, acı baharatlar bile manşetlerde suçlu ilan edilirdi. “Acaba içinde basitçe bir acı biberden başka daha neler var ?” diye düşünüyorsunuz değil mi… Halbuki tanıtıcı reklamların hepsinde kilo vermiş şikayet yaşamamış bireylerin tavsiyeleri yer alıyor. Siz olsanız ürününüzün reklamını yaptığınız bir sayfaya, ürüne ait şikayetleri yazdırır mıydınız, yoksa “iletişim için” adlı ayrı bir mail adresi mi verirdiniz? Anlaşılan; acı biberli ilaçların olumsuz sonuçları, acı biberin kendisinin olumlu etkilerini aşmış durumdadır. Zayıflamaya olan %2 etkisi ile zaten “fos” diye sönmüştür. Görüldüğü üzere acı biberleri sonu denildiği kadar da tatlı değil…

YORUM YAZ