ETLER

İnsanların avcı oldukları milattan önceki yıllarda fena halde etoburduk. Etler insan vücudundaki kas dokusuyla uyumlu bileşimi sahiptirler. İçerdikleri demir, mineraller, protein kalitesi derken aslında et yemek bir ihtiyaç haline gelir. Bilirsiniz ki, kas dokusunun günlük kas erimesinin önünde korunabilmesi için düzenli olarak et yenilmelidir.

Hem sonra, et yemediğimizde vücutta eksilen krom minerali nedeniyle tatlılara eğilimimiz artar. Etlerle aldığımız mineralleri çay, kola, kahveyle de boşaltırız. Bebekler anne karnında kendine demir alırken annenin vücut içi demir depolarını boşaltır derken; sürekli bir kansızlık riski söz konusudur. Özellikle kadınlarda…

Bağırsak parazitleri de bağırsaklardan kan emerek ürerler, üredikçe daha çok kan emerler ve kansızlığın diğer bir sık rastlanır nedenidir. İyi yıkanmayan salatalar ve tuvalet hijyeninin yetersizliği neden olmaktadır.

Özellikle kadınların eğer aşağıdaki sorunları varsa:

• halsizlik, yorgunluk, uyuşukluk
  
  sabahları uyanamama
  
• gün boyu uyku hali
  
  hiçbir şekilde enerjik hissedememe

  unutkanlık

  dikkat bozukluğu

  saç dökülmesi gibi belirtilerin yanı sıra

  geçmişte bir kez olsun kansızlık tedavisi görüldüyse

  çay kola kahveyi gün içinde sık tüketiliyorsa

  kırmızı eti haftada 3-4 kez tüketilmiyorsa

  doğum yapıldıysa

  regl dönemleri yoğun kanamalı geçiyorsa

  belirli aralıklarla kansızlık için kontrole gitmelerini öneririm.

Kırmızı etteki demir ise; pekmez, kuru üzüm, ıspanak gibi bitkisel demirle asla kıyaslanamayacak kadar başarılıdır. Et düzenli olarak haftada 3-4 porsiyon kadar mutlaka yenilmelidir. Tavuk eti ve balık eti ise kırmızı et kadar yine başarılı değildir. Bitkisel demire göre daha iyi durumda olmalarına rağmen kırmızı etteki kadar başarılı değildir.

Balığın içinde omega yağ asitleri vardır. Balıklar ve içerdikleri omega yağ asitleri:

• Kalp damar sağılığını korur

  Cilt kalitesini arttırır

  Cinsiyet hormonlarını düzenler

  Kanseri önler

  Bağışıklık sistemini güçlendirir

  Diz eklem kıkırdak sağılığını geliştirir.

  Yaşlanmayı geciktirir.

  Günlük hafızayı güçlendirir

  İleride alzhiemer’ ı önler

İşte bu omega yağ asitlerinin tavukta ve balıkta olmaması nedeniyle hiçbir et balığı karşılayamaz. Ne kırmızı et ne de tavuk… Haftada 2 kez mutlaka bir el kadar ızgara balığın yenilmesi gerektiği bilimsel araştırmalara göre kanıtlanmıştır. Ancak burada omega yağ asitlerinin yararlı olabilmesi için, balığı zeytinyağında bile olsa, kızartmayınız. Kızaran yağ özelliğini kaybeder, kanserojen hale gelir ve hatta zararlı hale bile gelir. Izgara balıktan şaşmayın, derisini yemeyin, gerekirse yağını peçeteyle aldırın.  

Görüldüğü üzere tavuk her şekilde boş kümede… Yani ne omega yağ asitleri içeriyor ne de kırmız etteki kadar demir… Tavukta olup da ette ve balıkta bulunmayan bir şey yok. Yani ömür boyu düzenli olarak et ve balık yeseniz ve hiç tavuk tüketmeseniz: “ Vah vah… Bak görüyor musun? Ömür boyu tavuk yemedi de başına neler geldi şeklinde bir hikayeye rastlamazsınız.

Ancak “Ben asla et yemem, balıktan nefret ederim” diyen biri tavuk yiyebiliyorsa işte o zaman tavuk çok gereklidir. Yumurta da zaten herkesin yemesinde büyük fayda bulunan bir besindir. Yumurtayı ayrıca uzun uzun anlatırım sizlere… Her gün mutlaka hayvansal kaynaklı besin tüketilmesi şarttır. Yazımın başında da belirttiğim gibi hayvansal kaynaklı protein bizim dokularımızla en uyumlu olan proteindir. Hayvansal proteini bitkilerle hatta bakliyatla bile karşılayamazsınız. Bu nedenle et ve balık yemeyenlerde tavuk kullanımı şarttır. Böyle bir durumda, derisiz olarak, hemen her gün bile, tavuk; 1 porsiyon olacak şekilde mecburen önerilebilir.

Tavuğun üretim koşulları hiç de iç açıcı değildir. Bu durum aslında neredeyse pek çok çiftlik hayvanı için geçerlidir. Ancak bilindiği üzere tavuk üretiminde hormon ve hızlı üretim yöntemlerinin dozu biraz kaçmıştır. Eskiden beyaz ettir diyerek gönül rahatlığıyla yediğimiz tavuk günümüzde; aşırı hormon takviyesi nedeniyle, eti aşırı yağlanarak, neredeyse kuyruk yağı kadar ağır kokmakta ve pişirme sırasında aşırı yağ salmaktadır. Derisizken bile kanda yağları hızla yükseltebilecek kapasitededir.

Nitekim bir hastam bana ilk danışmak ve bilgi almak üzere geldiğinde yalnız tavuk eti sever ve her gün öğlen akşam yerdi. Kanda total kolesterolü yüksek çıktı. Acilen beslenmesini düzenledik, hatta benim ısrarım ve önemini anlatışım üzerine haftada 3 kez yağsız kırmızı et yemeye başladı. Balığa da yavaş yavaş başladı. Şu an kanda yağ değerleri gayet iyi durumda ve daha sağlıklı hissediyor hafıza fonksiyonları, kansızlık tedavisi çok daha iyiye gidiyor.

Hindi eti ise kırmızı et kadar yoğun demir içerir fakat kolesterol bakımından kırmızı etten daha güvenlidir. Damak zevkimizi alıştırmak bizim elimizdedir. Bol baharat, sebzeler, domates, sarımsak, soğan ve belki biraz da soya sosla lezzetlendirebilirsiniz. Hiç et yemeyenlerde kırmızı ete yakın yapıda olduğundan güvenle kullanılabilir. Tüketimi tavuk kadar yaygın olmadığı için üretimde de hormon ve yetiştirme koşulları bakımından daha insaflı olunduğu düşüncesindeyim. Bize belli de olmaz ama?..

Yani tercihler arasına hindi de girebilir. Tavuktan iyi bir seçenek olduğu kesindir. Sağlıklı ve yeterli beslenmenin temel prensibi herşeyde olduğu gibi, burada da “dengedir.” Bitkilerle ve etin çeşitleriyle beslenmenizi dengelemeniz önemlidir. Ancak düzenli et ve balık yiyenler için tavuk keyfe kederdir, tüketilmesi zorunlu değildir, hiç yenilmese de olur, yerine sebze ve bakliyatlara ağırlık vermek daha karlıdır.