Yoğurdun bilinen ve bilinmeyen özellikleri:
Karbonhidrat, protein ve yağ bakımından kendi içinde oldukça dengeli bir besindir.
Hayvansal proteinlerin sindirimi midede gerçekleşir ve uzun sürer yoğurt da bu tür proteini çokça içerir ve doğal olarak tok tutar.
Kan şekerinin hızlı yükselip hızlı düşmesini engeller.
Şeker hastaları, hipoglisemisi olanlar, insulin direnci olanlar, zayıflamak isteyenler, iştah açan ilaçlar kullananlar için çok kaliteli bir ara öğündür.
Damak tadını nötürler, böylece yanında yediğiniz besinin tadını daha net hissedersiniz.
Örneğin ekşi olmayan yoğurt içine doğranan tatlı tatta meyveler sadece uzun süre tok tutmakla kalmaz: Yoğurt sayesinde damak tadı nötürlendiğinde meyvelerin içindeki doğal şekeri daha net algılarsınız, tatlı yemiş kadar olursunuz.
Dinlendirir, sakinleştirir, daha derin ve kaliteli uyursunuz.
Cildin daha pürüzsüz, canlı, sağlıklı görünmesini sağlar.
Kemikteki osteoblast ve osteoklast adlı hücrelerin oluşunu arttırarak ekstra kalsiyum ve D vitamini tutma kapasitesi oluşturur. Böylece her gün düzenli olarak tüketilen 2 kase yoğurt veya 2 su bardağı süt kemik erimesini önlemeye yardım etmiş olur. Kırmızı etin yanında tüketilmemesi gerekir.
Taze yoğurt ishalde tedaviyi destekleyicidir. Bu nedenle balık bayatsa ishalin şiddetini azaltır. Eğer yoğurt da bayatsa ishal şiddetlenebilir. Yoksa taze yoğurdun kesinlikle koruyucu özelliği vardır.
Sebze ve bakliyat yemeklerinin yanında tamamlayıcı proteindir.
İçerdiği vitaminlerle sinir sisteminin günlük gereksinmelerini yerine koyar. Daha sağlıklı bir ruh hali için günlük ihtiyaçtır.
İçerdiği yağ asitleri meme, kolon, deri kanserini önlemeye yardımcı olduğu bilimsel deneylerle kanıtlanmıştır.
Bu yağ sitleri öğünde alınan yağların öncelikli olarak yakılmasını sağlar.
Hayvansal kaynaklı bir besin olmasına rağmen, kanda LDL denilen kötü yağın yükselmesini engelleyerek ateroskleroz adı verilen damar sertliği hastalığını önlemeye yardım eder.
Kemik eklem iltihaplanmalarını (osteoartrit) önlemeye yardımcıdır.
Görüldüğü üzere yalnız büyüme gelişme çağındaki çocuklar için gerekli bir besin değildir. Her yaş grubundan birey için değerli ve temel bir besin ögesidir. Kadınlar her gün idrarla 800 mg kalsiyum atarlar. Her adet döneminde bu miktar 1200 mg a çıkar. Doğumlar annenin yoğurt süt kullanıp kullanmadığına bakmaksızın annenin kemiklerinden kalsiyum alır ve kendine kemik oluşturur. Bu esnada kanda kalsiyum normal seviyededir ancak kemikten kana geçen kalsiyum sayesinde her şey yolunda görünmektedir. 30 yaşa kadar alınan kalsiyumun %50 si kemiğe geçebilirken, 30 yaştan sonra %30 u ancak kemiğe yerleşebilmektedir. Ancak hiçbir zaman geç değildir. Her gün düzenli olarak en az 400 gr süt veya yoğurt tüketerek, çay, kahve, kola tüketiminizi tekrar gözden geçirerek kemiklerinizi her yaşta güçlendirebilirsiniz. Kemiğe geçen kalsiyum miktarını arttıran diğer bir faktör de düzenli yürüyüştür. Haydi yoğurt, süt ve yürüyüşe
