HIZLI ZAYIFLAMA HIRSI

  • 0
  • 1.076
Yazı Boyutu:

Çağımızın hastalığı artık “obezitenin kendisi” değil de sanki “bir an önce zayıflama tutkusu” oldu.

Hızlı zayıflama konusunda ihtiraslarımıza yenik düştüğümüzde başımıza çok işler geldiğini bilmeyen yok gibidir. Yine de bir cesaret mi bürüyor insanın gözünü, kim bilir… Gün geçmiyor ki haberlerde bu uğurda ölen, komaya giren, kalp krizi geçiren biri olmasın… Çeşitli ilaçlar, tehlikeli diyetler, eğitimsiz ellerde egzersiz programları, derken sonuç dehşet verici oluyor. Zayıflama merkezi olan, olmayan yerler, ruhsatsız çalışan salonlar, akıl dışı zayıflama kampları hala çok yaygın.

Oysa ki; Sağlık Bakanlığı bu konuyu ele aldı, yeni bir yasa çıkardı. Bu gibi iş yerlerine ruhsat verebilmek için oda sayısı, bekleme salonunun alan genişliği, yangın merdiveni, personel sayısı, acil müdahale odası, tam gün çalışan doktor, tam gün çalışan diyet uzmanı ve hemşire gibi pek çok konu bu yasa dahilinde ayrıntılandırıldı. Artık bu yasaya uygun olmayan iş yerleri zaten kapatılıyor. Şu an bir geçiş süreci yaşanıyor. İş yerinizi yasaya uygun hale getirmeniz için sadece kısa bir zaman tanındı. Zaten artık “zayıflama merkezi” adlı bir ruhsat yok. Yalnızca özel poliklinikler olacak.

Egzersiz için yalnız doktor anlamlı değildir. Fizik tedavi uzmanı ile beden eğitimi ve spor uzmanı beraber çalışmalı, ortak kararlar almalıdır. Diyetler yalnızca ve yalnızca üniversitede eğitimini almış profesyonel bir diyet uzmanı tarafından, kan tahlili ve vücut bileşimleri değerlendirilip, metabolizma hızları ölçülerek, tamamen bireysel biçimde planlamalıdır. Diyet uzmanı olmadan “1800 kalorilik diyet verdik” denilmesinin de bir anlamı yoktur, 6 öğünden söz etmek de anlamsızdır. Enerji hesabı internetten indirdiklerimiz ve birkaç klişe püf noktasından ibaret olsaydı burada ölümleri tartışıyor olmazdık. Bu iş bu kadar basit değil. “Ne olacak ki diyeti ben de yazarım” şeklindeki gereksiz özgüvenin, “Çok düşük kalorili diyetler verdik de bugüne kadar kaç kişiye ne oldu?” şeklindeki cahil cesaretinin sonu insan sağlığına mal olacak kadar ağırdır. Basitçe sağlıklı bir diyet uygulasanız da, egzersiz ağırlaştığında magnezyum minerali ter yoluyla atılarak vücutta azalır. Halbuki kalp kasları magnezyuma ihtiyaç duyar fakat ağır egzersiz nedeniyle eksilen magnezyum yerinde yoktur, kalp ve kolda hatta tüm bedende şiddetli ağrılar olabilir. Ne egzersiz, ne mevcut hastalıklar, ne de vitamin mineral, karbonhidrat vb alımı birbirinden bağımsız düşünülemez. Gerekirse egzersizle atılan tüm besin ögeleri besinler yoluyla kısmen veya tamamen yerine konulmalıdır. Ancak diğer yandan ağırlık kaybı için enerji alımı kontrol altında tutulmalıdır. Yani bu ayrıntılı diyet eğitimini almış tek meslek elemanı yalnızca üniversitelerin Beslenme ve Diyetetik Bölümü mezunlarıdır. İlgili bilgi, beceri ve deneyime sahip tek meslek elemenıdır. Başka hiçbir meslek grubunun doktor hemşire, fizyoterapist, beden eğitimi spor uzmanı; ne kadar bu işle ilgili, meraklı heyecanlı olursa olsun, istediği kadar araştırma yapsın, diyet yazma yetkisi ve bilgisi yoktur. Diyetisyen de spor önerme, ilaç yazma yetkisine sahip değildir. Ağır obezite vakalarında diyetisyen spor yapılıyorken, spor yokmuş gibi diyet hesaplayamaz. Beden eğitimi spor uzmanı, fizyoterapist de; uygulanan bir diyet yokmuş gibi egzersiz veremez. Bu iş aslında psikiyatristi de içine alan, ciddi, bilimsel ve zorunlu olarak ekip çalışması gerektiren bir iştir. İşimize gelse de gelmese de… Söz konusu olan 3-5 kilo fazlalıksa durum farklıdır ama, eğer 10-40 ve daha fazla ağırlık fazlalığından söz ediyorsak birey dönüp:

  • Ben ne yiyerek, nerede hata yaparak bu noktaya geldim, nasıl önleyebilirim, nereden başlamalıyım?
  • Başka bilmediğim nerelerde hata yapıyor olabilirim?
  • Besinlerin bileşiminde neler var?
  • Bunları yiyip içince vücudumun içerisinde neler olup bitiyor?
  • Ne gibi hastalık riskleri doğuruyor?
  • Bu besin zaafları bana ne getiriyor, benden ne götürüyor?
  • Zaafımın olduğu besinleri ne kadar yemeliyim, ne sıklıkla bu besini tüketmem güvenli olabilir? diye sorgulamalıdır.
  • İç organlarınızın besinlere tepkilerini bir diyet uzmanından öğrendiğinizde,
  • Yiyeceklere doğru limitler koyduğunuzda,
  • Zaafınızın olduğu besini doğru sıklıkla tüketmeye alıştığınızda;
  • Ömür boyu sağlığınızı ve ideal ağırlığınızı koruma şansına sahipsiniz.

Sınırsız yiyip içtiğimiz sürece zayıflama ilacı yutsak, süper cihazlar çıksa bizimle baş edemez. Mesele şu ki: Yeni yeme içme prensipleri için, hatalı yeme davranışının ortadan kalkması için sihirli bir değnek, özel bir aşı, beyne yerleştirilen özel bir mikroçip yoktur. Sağlıklı zayıflamaya dair önyargılarınızdan arının. Her şeyi zaten bildiğiniz yanılgısından kurtulun. Harekete geçin ve profesyonel yardım alın.

·         Mevcut alışkanlıkların yerini yeni ve sağlıklı tercihlere bırakması,

·         Farklı lezzetlerden keyif almak

·         Zaaflarımızı kontrol etmek için artık mücadele etmiyor olma durumu ise

uzun süreli, ciddi ve profesyonel destek gerektiren bir süreçtir. Öyle ki sonucunda ne elde edeceğinizi düşünerek 1-2 yılı gözden çıkarmalısınız. Kalıcı sonuç bunu gerektirir. Hızlı zayıflatan yöntemler size ideal ağırlığınız korumayı, besinleri, sağlığınıza etkilerini size öğretmez. Hala gözünüzde bir perde vardır ki zararlı besinlerin esirisinizdir. Bu perdeyi kaldırmak köklü bir yaşam tarzı değişikliğine ihtiyaç vardır. Bundan kaçılamaz. Kaçma vakit, nakit, özgüven ve sağlığı kaybettirir.

Bunlarla ilgili bilimsel bilgiye, en doğru kaynaktan yani eğitim almış diyet uzmanından rehberlik danışmalık alarak ulaşabilirsiniz.

Diyet yapmak; aç kalmak, sevdiğimiz yiyeceklerden ömür boyu uzak kalmak mutsuz olmak, sosyalleşememek değildir. Sandığınızdan çok daha kolay olacağını görebilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan önyargınızı kırarak esnek, sağlıklı, eğitim alarak limitlerinizi öğrenebileceğiniz bir diyet uzmanlığı hizmeti almaktır.

YORUM YAZ