Kurban Bayramı deyince kurbanlık zavallı savunmasız canlılar, beyin ve bedeni sıkı bir tatille dinlendirmek şeklinde iki ana başlık gelir aklımıza. Bol bol et ve tatlı yediğimiz bol bol kilo aldığımız, sonrasında üzülüp kıyafetlerimize sığamadığımız günler bizi beklemektedir.
Yağlı ve sık sık büyük porsiyonda tüketilen etin zararları:
- Kanda total kolesterolü yükseltir.
- Kanda kötü huylu bir yağ olan trigliseridi yükseltir.
- Çikolata ve kavurma işlemi de kanda trigliseriti yükseltir.
- Sık tüketilmesi kabızlığa yol açabilir.
- Etin etrafındaki bembeyaz renkte, ocak sıcaklığında erimeyen, vücut sıcaklığında da erimeyecek olan içyağları kalp damarlarınızın tıkanmasına yol açabilmektedir.
- Etteki bu iç yağlar lenf damarlarının da dolaşımını bozarak selülite yol açar.
Etin yararları da vardır:
Yeterince yenildiğinde vücut için demir deposudur. Gebelikle, adet dönemleriyle boşalan demir depolarını doldurur ve kadınlarda sıklıkla görülen kansızlığı önler. Oysa kansızlık oluştuğunda saçlarda dökülme, uyku hali, yorgunluk, unutkanlık oluşur ve toplumumuzda çok yaygın olarak görülür. Düzenli ve yeterli miktarda yenilen et tüm bu sorunları önler. Sadece demir değil pek çok vitamin ve mineral için önemli destektir. Magnezyum, fosfor, çinko, potasyum, A ve B vitaminleri, folik asit içerir.
- Ette bulunan magnezyum, antidepresan etkili bir mineraldir. Yetersizliğinde depresyon riski artar, magnezyum kasları dinlendirir. İnsulin direncini düzeltmede (şeker hastalığına geçişi geciktirmede) önemli bir mineral olduğu düşünülmektedir.Kalp damar sağlığı için değerlidir.
- Etteki fosfor görme fonksiyonları için önemlidir.
- Etin içerdiği çinko, cinsiyet hormonlarını düzenleyici etkisi vardır. Tat duyusunun korunması için gereklidir.
- Bileşimindeki A vitamini ile bağışıklık sistemine ve görme fonksiyonlarına destek olur. Cinsiyet hormonlarının salınımı için önemlidir. A vitamini vücutta aynı zamanda hücre yenilenmesinden sorumlu bir vitamindir.
- Etteki B vitamini, ağızda yaraların önlenmesi, cilt ve sinir hücrelerinin sağlığı açısından son derece önemlidir. Etin içindeki folik asit bebeklerde nöral tüp defekti oluşumunu önlediği için anneye gebeliğin öncesi veya ilk haftalarından itibaren çok miktarda yükleme yapılan bir vitamindir. Etin dokusunda doğal olarak B vitamini bulunur. Bitkisel bazlı değil de sentetik formunda tüketildiğinde B vitamini iştah açar. Artık tatlı ve diğer pek çok besini fazlaca ve sık sık tüketme arzunuzun önüne geçmeniz çok zor ve neredeyse imkansızdır. Oysa bitkisel formda B vitamini ve etteki B vitamini iştahı açmamaktadır. Düzenli ve doğal yollarla vitamin alımı her zaman daha yüksek oranda işe yarar bir yöntemdir.
Bayramda en doğru ve sağlıklı olanı etin yağsız kısımlarını ızgara, buğulama, haşlama olarak tüketmektir. Etteki soslardan kurtulun. Üzerindeki yağ sosları etten arındırın. Gerekirse üzerine peçete bastırın. İçyağ ve kuyruk yağından uzak durun. Bayramda da sonrasında da et yiyin. Fakat porsiyonu fazla kaçırmayın. Hem öğle hem akşam hem de kahvaltıda et yemek intihara teşebbüs gibi görünmektedir. Tatlılar konusunda çok dikkatli olun. Aşırı karbonhidrat yani un, şeker, pilav, çorba, sarmalar, dolmalar vb., ilerleyen günlerde lazım olması ihtimaline karşılık vücutta yağa dönüştürülerek depolanır. Pilav yerine ekmeğin kendisini abartmadan kullanmayı deneyin. Esmer ekmek yiyin. Tok kalmanızı sağlayacaktır. Mutlu, sağlıklı, formda ve bilinçli beslenebildiğiniz nice bayramlar dileğimle.
