Var oluşumuzu suya borçluyuz. Her gün ölçerek su tüketip ve vücutta su tutan faktörlerle, şiddetli su boşaltan faktörleri kontrol altında alırsak: Tüm hücrelerimiz gergin, su dolu, formda olur, cilt, bilişsel fonksiyonlar, fiziksel performans da artar… Bu ideal olan elbette…
Halbuki:
- Hücre içi suyun hücreler arası boşlukta toplanmasına neden olan etmenler vardır. Yani bunlar su tutan faktörlerdir: Mineral tuzlardan meydana gelen maden suları, sodalar, tuz, kortizonlu ilaçlar, cinsiyet hormon tedavileri, MSG içeren gıdalar, turşu, şalgam suyu vd.
- Bu durumda hücreler kurur, lipolitik aktivite (yağ yakımı) yavaşlar veya durur.
- Hücreler arası boşlukta su birikmesine “ödem” denilir ve suyla atılması gereken toksinler atılamaz, birikir.
- Biriken toksinler nedeniyle çalan sirenler karaciğeri uyarır.
- Karaciğer kendini detoksa verir, lipolitik aktivite (yağ yakımı) beklenen seviyede gerçekleşmez.
- Sonuçta yetersiz su tüketmemek ve fazla su tutan faktörlerden dolaylı olarak yağ yakımını yavaşlatır.
Ayrıca tüm vücuttan şiddetli su kaybına yol açan faktörler de vardır. Hücreler yine su kaybeder, büzüşür, tam kapasiteyle yağ yakamaz.
İçilen su miktarına karşılık, daha şiddetli olan su kaybı nedeniyle (maydanoz, mate çayı, mısır püskülü, kiraz sapı ve bu bitkilerle yapılan detoks adı altındaki iksirler, siyah çay, kahve çeşitleri, yeşil çay, hipertansiyon ilaçları, barsak sökücüler, diyare, diüretik ilaçlar vd.) karşılık, (hayatta kalabilmek için olsa gerek diye düşünüyorum, bu kısım genlerimizde kodlu da olabilir); vücutta hücreler arasındaki boşlukta su daha da agresif biçimde saklanmaya başlar.
“Ah ne çok şiştim” deyip, çay, kahve, maydanoz, detoks iksirleri sayesinde; ödem ile ilgili bir döngü başlatırız. Dolaylı olarak isabetli bir enerji alımında bile, haftalık ağırlık kaybı beklenen seviyede olmaz. Hipertansiyon ilaçlarının şiddetli ödem atmasına rağmen takip eden saatlerde tekrar şişilmesi ve kronik ödem şikayeti bu döngünün en iyi bilinen kanıtı olabilir diye düşünüyorum.
Bir çok kişi bunlara karşı çıkabilir, ancak 22 yıllık gözlem kabiliyetim ve deneyimim, hastalarımdan aldığım sonuçlar bunlara emin olmamı sağladı. Ödem konusunu iyi çözdüğümü düşünüyorum. Üstelik idrar sökücü kullanmadan…Çünkü idrar sökücü olan her şey aynı zamanda vitamin mineral kaybına yol açar. Bu da beslenme açısından düpedüz başarısızlıktır.
Yani aslında ödem; vücudun suya olan ihtiyacının bir göstergesidir.
O sebeple esas olan:
- Daha fazla su içmeniz ve ölçerek hedefe ulaştığınıza emin olmanız
- Su tutan faktörleri gözden geçirmeniz
- Şiddetli su boşaltan faktörleri kişiye özgü olarak tespit edip, kontrol altına almanızdır