Günümüzde soya fasulyesinin insan sağlığına etkileri üzerine yapılmış pek çok araştırma bulunmaktadır. Çünkü Amerika gibi dev bir ülkenin elindeki en yaygın kullanılan kuru baklagildir. Doğal olarak tüm kuru baklagillerle ilgili çalışmalar soya üzerine yapılmıştır. Tüketiminin de çok yüksek olduğu bu ülkede bitkisel olarak bulunabilen ender besinlerden biri olan soya fasulyesinin çokça üretimi toplum sağlığı açısından önem kazanmaktadır. Dolayısıyla soya fasulyesi ile ilgili yararlıdır yönünde yeterince araştırma ortaya çıktıktan sonra geriye soya fasulyesinin çılgınca üretimi üzerine çalışmak kalmıştır. Bu aşamada genetiğini değiştirmek üzere kullanılan ilk besin maddelerinden biri olmuştur. Öyle ki bu araştırma sonuçları tüm dünyaya yayıldıktan sonra bir GDO olan soya gemilerle bizim gibi 3. dünya ülkelerine pazarlanmış, GDO adeta üzerimizde denenmiştir. Halbuki aynı dönemde İtalya, Fransa nın da bulunduğu pek çok ülke bu gemileri geri çevirerek her şeyi zamana bırakıp izlemeye kadar vermiştir. Yine bu dönemde ülkemize sızan ve bol bol reklamı yapılan soya fasulyesinin methini duydukça insanlar adeta İyi ama, soyaya nasıl ulaşabiliriz ve hemen elde edebiliriz acaba demiştir. Oysa bu sırada piyasada yalnız fabrikalar tarafından topluca alım ve katkı maddesi olarak gıda sanayinde kullanım gündemdedir. Yararları yok mudur? Kesinlikle yararlıdır. Ancak GDO daha önce yazdığım bir yazımda olduğu gibi oldukça tartışmalı bir konudur.
Ülkemizde soya fasulyesinin yararlarını karşılayan bitki yok mudur derseniz:
Elbette Soooya!.. Soooya!.. diye adeta tezahürat yapan bilimsel yayınlar ile bilinçsiz olup gelişmelere karşı takipsiz kalan bazı basın yayın organlarının da etkisiyle, dikkatimizden kaçan hatta belki de unuttuğumuz diğer kuru bakliyatlar da vücutta aynı işlevi görmektedirler. Bunların adları kuru fasulye, nohut, hatta leblebi, beyaz nohut adıyla bilinen çerezler, barbunya, iç bakla, kuru börülce, yeşil mercimek kırmızı mercimek gibi çekirdek yani taneli bitki tohumları soyaya çok sağlam rakiptir. Besinlerin içerdikleri vitamin, mineral, enerji protein, karbonhidrat ve yağ oranlarını gösteren kaynaklara baktığınızda, bu bakliyatlardan her birinin topraklarımıza ait ve hatta genetiğiyle oynanmamış ayrı bir değer olduğunu görürsünüz. Yapılan bilimsel araştırmalara göre haftada en az 2-3 tabak kuru bakliyat yenmelidir. Soyanın dünyada bilimsel olarak açıklanmış ne kadar olumlu etkisi varsa aşağıda belirtilmiştir. Topraklarımızda çokça yetişen kuru bakliyatların da, bu olumlu etkileri aynen vardır ve üstelik yaygın biçimde bilinen GDO sınıfında değildirler. En azından şimdilik
İşte kuru bakliyatların faydaları:
Kanda kolesterol seviyesini kontrol etmeye destek vermiş oluruz.
- Kalp damar hastalıkları büyük ölçüde önlenir.
- Proteinden zengindir. Kolesterolü yükseltmeden protein desteği sağlar.
- Kan şekerinin aniden yükselmesini engeller.
- Şeker hastalığını önlemeye yardımcıdır.
- Toksinleri atmaya yardımcıdır.
- Göğüs kanserini önlemeye yardımcıdır.
- Sindirim sistemi kanserleri önlenir.
- Günlük alınan enerjiyi azaltmaya yardımcıdır.
- Mide bağırsakları çok çalıştırarak metabolizmayı hızlandırır.
- Tokluk verir.
- Kabızlığı önler.
- Az yağlı bakliyatlar zayıflama programlarının vazgeçilmezidir.
- Kadınlarda yumurtlamayı düzenler.
- Düzenli tüketimde regl sancılarını azaltır.