Çalı,çırpı içinde yaz başında ortaya çıkan saçları sarı fosforlu, kolları kalın ve kuvvetli,tırnakları uzun ve sert bir doğa dilberi görürüsünüz !
Bu mucizevi bitkinin adı ,özellikle İngilizcesini bilmeyen yoktur ama Türkçedeki adını hep uydururlar.
Gönül gözüyle görürsen tanırsın,yoksa bir yaban otu sanırsın.
Asıl vatanı amerikadan gemilere safra olarak konan toprak çuvalları içinde kaçak olarak gelmiş ve Liverpol da sahile çıkmıştır !
Primrose adlı bitki Çuha çiçeği adıyla bilinir ya: hatta çok bilmişlerimizde evening primrose olunca akşam çuha çiçeği olduğuna hükmetmişlerdir.
Ama değil !
Bir otun ,bitkinin nüfus kağıdı Latince adında yazılıdır.
Latince adı tam bir hüviyettir ve bu bilim adamları tarafından,çiçek yapısına ,akrabalıklarına, bulunduğu coğrafyaya hatta bulan insanın adına görede konulur.
Yarım lisan bilgileri ile çiçeklerin adı tercüme edilemez.
Bu sarı afetin nüfustaki adı :Onethera Biensis dir.
İtalyancasını söyleyeyimde şaşırın ;Rapunzia.
Rapunzeli tanırsınız siz!
Ergenlik dönemlerimizin, oğlanlara;
ah keşke benimde bir Rapunzelim olsa,
kızlara ;
ah saçlarım onunki gibi tırmanılabilecek kadar uzasa dedirten güzel masal kahramanı.
Tanırsınız
Bu nadide güzelliğin Arapça adı Hhash el hhimar dır
Bu hhimar kelimesi size neyi anımsatıyor?
humar gözden yaş gelir türküsü ne güzeldir ,değilmi!
Humar gözlü diye yar sevilir, değilmi !
Yazın her yerde karşınıza çıkabilir ama onu tanımıyorsanız ,marifetlerini bilmiyorsanız ,öyle bir sarışın der geçersiniz ,ama tanıyınca ;
aman Allah ne numaralar varmış bunda hiçde dışarıdan göstermiyormuş dersiniz!
Biliyorsunuz vücudumuzda binlerce km elektrik telleri gibi çalışan bir sinir ağı vardır.
Bunların bir kısmıda akımı kaçırmasın diye bir örtü ile sarılmıştır.Bu kabuk örtüye miyelin kılıfı denilir elektrik akımlarını kumanda merkezinden icra merkezine taşıyan kabloyu korurlar bu kablo yırtılırsa, erirse,akım istenilen yere gitmez organlar ,çalışamaz ,felç olur.
İşte bu değerli bitkinin içerdiği Gamma Linoleik Asit ,bozulan elektrik tellerinin üzerindeki kabloyu tamir eder.
En önemli marifetlerinin başında MS hastalığı için çok yararlı olmasıdır.
Kadınların mutluluk kaynağıdır bu güzel, ağrılı aybaşı kabuslarının ortadan kalkmasını sağlar.
Diabette harap olan hücreleri tamir eder.
Tanrı bu sarı çiçeklere özel bir güç vermiş herhalde,tanımaz yanından geçersin bilmezsin,tanırsanda ondan kopamazsın.
Bir çok cild ve saç koruyucularının içinde yerini alır.
Yatarken yüzüne ,vücuduna sürsen yani ona sarılıp yatsan sabahleyin pamuk gibi bir cildle uyanırsın ,hemde sakin!
Burnunun dibindedir fark etmezsin,çünkü süs bebeği gibi saksılarda değildir.
Yollarda,yamaçlarda bazen bahçende kendiliğinden var olur şaşırırsın bu da nerden çıktı diye !
Tanırsan ,tadarsan lezzetini alırsın ama yaprakları elini acıtabilir,serttir ve ne kadar yumuşak tutarsan tut acıtır canını.
Çok eskilerden beri bilinir namı .Kızılderililer ona Şifa vericilerin Kraliçesi adını vermişlerdi.
İnatçımı inatçıdır ,tutunduğu yerden kolay kolay kopmaz. Her türlü eziyete katlanır yılmaz .
Eksen bahçene nazlanır çıkmaz ,olmayacak yerde çiçek açar ,yaptığın o kadar bakımın nasıl boşa gittiğini,boş gözlerle izlersin.
Bu Çiçeğin Türkçedeki adı Eşek otudur !
Tutunduğu yerden kopmamasındanmıdır,dış kötü şartlara dayanmasındanmıdır bilinmez !
Yoksa Arapların dediği gibi humar (ıhmar=eşek) gözlü olmasındanmıdır !
Yerinide bir sevdimi kuzular yani kendine benzer sarı kızlar doğurur.
Bilinen bir şey varsa o da çok marifetli olmasıdır !
Onu bilen bilir bilmeyen bir sarı ot sanar !