Aşhaneye gidersin aş alırsın,kütüphaneye gidersin kitap bulursun,eczaneye gidersin eczalanırsın ,Tevkifhaneye gidersin tevkif olursun,tutuklanırsın.
Kurtuluş yok.Adı üstünde :Tevkifhane.
İstanbul tevkifhanesi.!
Yıl 1938 .
Seni kapatmışlar. Tevkifhaneye.
Hakkında hiçde iyi şeyler hazırlanmıyor. Menüyü bekliyorsun.
Bu ziyafetin safhalarına hiç yabancı değilsin.
Şimdiye kadar çektiklerinin üstüne tüy dikmeye çalışıyor,memleketi senden çok sevdiklerini sananlar!.
Sen ortadan kalksan pek güzel olacak!
Vatan huzur bulacak !
Şu anda ne eziyetlere gebe hava,saatin yelkovanı başına örülen külahın ilmiklerini atmakla meşgul.
Parmaklıklardan dışarı bakıyorsun.
Yani keyfin pek gıcır!
Geldi dört güvercin
suda yıkanmak için.
Su mahpushane yalağındaydı .
Ve güneş
Güvercinlerin
Gözünde,kanadında,kırmızı ayağındaydı.
Keyif keka!
Kurulmuşsun Berger koltuğa,çayın ,kahven,cigaran önünde.
Kapıda araban,önünde arkanda uşaklar,hizmetçiler var.
Aklına düşmüş Yarin.
Piraye !
Dışarıda yıkanan güvercinleri görüyorsun,olağan ve muhteşem bir doğa tablosu.
Cebinden el kadar , bezle cildlenmiş,vişne çürüğü, bir defter çıkarıyor ,sayfalarına kurşun kalem koşturuyorsun .
Seni yok etmek için bir sürü karanlık ruh kimi aşikar kimi saklı peşinde.
Sen gönlünü döküyorsun.!
Girdi dört güvercin
Yıkanmak için
Suyun içine.
Ve kederli toprakta dört insan
Baktı dört güvercine.
Kapalısın,kelepçelisin,ayak yoluna bile izinle gidebiliyorsun,izin alabildiğinde.
Bedenin Dama düşmüş ,gözlerin dara durmuş,yüreğin Kadınında ruhun baştanbaşa ilham .
Yarımına ;üzülme bana,rahatım, etrafı romantik görüyorum,dizeler avlayacak kadar ruhum at koşturuyor mu demek istiyorsun?
Yoksa siz benim için ne tezğahlarsanız tezgahlayın umurumda değil mi demek istiyorsun!
Güvercinler hep beraber
Güneşi taşıyıp kırmızı ayaklarında
uçabilirler.
Halkım :
-Hep beraber,elele versek ideallerimizi,güneşi taşıyabilirmiyiz !
Yada yavuklum:
-Beraber olduktan sonra seninle güneşimizi,sevdamızı taşıyabilir,uçabiliriz,ömrümüze mi, diyor!
Durdurmaz onları demir ve duvar.
Güvercinlerin yumuşak kanatları var.
Ve kanatlar.
Şimdi burada,şimdi damın üzerinde.
İnsanların kanatları yok,
İnsanların kanatları yüreklerinde.
Beni zindanlarada kapasanız ne yazar !
Ne yazar fikrime,yüreğime,yeteneğime !
Aralara konan mesafeler vız gelir !
Ben hem şair hem sevdalı.
Durdurmaz beni ne demir ne duvar !
Dört güvercin
Güneşe varmak için
Yıkandı,uçtu sudan.
Sevdalık zor zanaat ,vesselam !
Not: Bu şiir yeni bulunduğunda koydum hafızamın cebine, gittim Moskowaya ,Nazımın uzanıp yattığı yere.Kulağına sesledim.Belki kaybolmuştur diye merak etmesin diye !