GOMANİSTLER MOSKOVAYA !

  • 0
  • 975
Yazı Boyutu:

Trenin ray eklemlerinden kalkan o ritmik takırtılar.

Her yer ,boy boy çam ağaçları.

Moskova St Petersburg treni.

İkili pulman koltukta komşum,çok sarı,çok boyalı,çok göbekli bir eski Rus dilberi.

Hala popüler olmalı telefonu susmuyor.

Kaçarım bende restoran vagonuna !

Çocukluğumuz  komünist korkusu ile geçti, ha geldi ha geliyorlar.

Büyüdük ,Devlet büyüklerimiz “komünistler bu kış geliyor” diye haberi verdiler.

Ne gelen var ne giden !

En büyük komünist Nazım Hikmet !

Komünizmle mücadele derneklerinde ateşli toplantılar yapılıyor.

Hem azılı komünist üstelik şair bile sayılmaz,Necip Fazıl ‘ın yanında esamesi bile okunmaz” diye gözler çakmak çakmak bağırılıp ,çağırılıyor,halk tehlikeye karşı uyarılıyor.

Komünizm gelirse ;akşam  eve döndün baktın vestiyerde bir şapka.Senden evvel bir komünist gelmiş evde eşini almış,mercimeği fırına vermiş.

Bekliyeceksin öbür gomonist şapkasını alıp gidince sen eve ancak girebilirsin.

İtiraz etmek yok komünistiğin kaidesi bu.

Aman millet dikkatli olun !

Moskovadayım şimdi Allah göstermesin Komünistmi oldum yoksa !

Ortada pek Komüniste benzer bir şeyde görülmüyor,heykelleri bile kaldırılmış en babalarının.Olsun genede tedbirli olmak lazım.

Yeni yeni ergenleşiyoruz bu şapka işi bize pek de ters gelmiyor aslında ama söylemeye yürek ister.

Nereye gitsen aklına Nazım gelir,Pragdaki oturduğu “üç leylek “kafeden ,Boğazın sularına bakarken’e,”zeytin danesi”ne,Havanada “mutluluğun resmini “ısmarladığı o büyük gün üstüne döktürdüklerine kadar.

“Sen mutluluğun resmini yapabilirmisin Abidin ?

 1961 yazı ortalarında Kübanın resmini yapabilirmisin ?

Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm

Ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad ?” 

Tren çam ormanları arasından,köylerden daçalardan süzülüyor,istasyonlarda mevsim meyvaları satılıyor.

Nazımın aşkları geçiyor usumdan,yattığı yerden dönüyorum,o silüetinin kazındığı granit başlıklı yataktan.

O kadının aşkını gördüm burnumun direği sızladı,

kıskanmadım desem yalan !

Cumhuriyet Kitap ekinde;Nedim Gürsel,son kitabı ;Şeytan ,Melek ve Komünist hakkındaki söyleşide bakınız ne diyor:

“Şairin aşklarına göndermeler var elbette,ama asıl Vera ile yaşadığı tutkulu aşkı anlattım.

Bu genç kadın yüzünden nasıl acı çektiğini,hayatının son yıllarında nasıl ona sırılsıklam aşık olduğunu,bir çeşit öz yıkım yaşadığını anlattım.

Vera Tulyakova’yı 1982 de Moskova’da tanımıştım.Geçen eylül ayında Novodivitciye mezarlığına Nazım ‘ın mezarını ziyarete gittiğimde birde ne göreyim.

Vera kendini aynı mezara gömdürmüş

Hem acı hem gerçek ve müthiş romanesk tabii”.

Demir tekerleklerin takırtıları neler toplayıp getiriyor;19 yaşında Anadoluya yayan yapıldak milli mücadeleye katkı koymak için yola düzülmeler,damlarda yatıp yatıp çıkmalar,memleketinden kaçma hallerine düşmeler, mahpushane avlusunda su içen güvercinler.Daha neler neler!

Rayların tak takları arasında banada geldi gelenler:

“ST PETERSBURG TRENİNDEN.

Kanlı kayın

                   Ormanından

Gene geçti

               yalnız tren

Gece olmaz

                     bu toprakta

Yaldız her yer

                      inen binen

Ak kavaklar

                 kızıl çamlar

Emer

                 toprağın kanını

Hangi şiirini yollasam

                            getirir bana canını

Datçalardan

                   daçalara

İneboludan

                 Moskova

Lop yumurta zeytin danesi

Kokarmı

                     şimdi burnuna

O zamanda

              istasyonlarda

                                çilekler satılırmıydı

Düğünlerde

                    Veraya

Kınalar yakılırmıydı

                                  Nazım ?”

Sevdalık zor zenaat vesselam !

YORUM YAZ