Trenin ray eklemlerinden kalkan o ritmik takırtılar.
Her yer ,boy boy çam ağaçları.
Moskova St Petersburg treni.
İkili pulman koltukta komşum,çok sarı,çok boyalı,çok göbekli bir eski Rus dilberi.
Hala popüler olmalı telefonu susmuyor.
Kaçarım bende restoran vagonuna !
Çocukluğumuz komünist korkusu ile geçti, ha geldi ha geliyorlar.
Büyüdük ,Devlet büyüklerimiz komünistler bu kış geliyor diye haberi verdiler.
Ne gelen var ne giden !
En büyük komünist Nazım Hikmet !
Komünizmle mücadele derneklerinde ateşli toplantılar yapılıyor.
Hem azılı komünist üstelik şair bile sayılmaz,Necip Fazıl ın yanında esamesi bile okunmaz diye gözler çakmak çakmak bağırılıp ,çağırılıyor,halk tehlikeye karşı uyarılıyor.
Komünizm gelirse ;akşam eve döndün baktın vestiyerde bir şapka.Senden evvel bir komünist gelmiş evde eşini almış,mercimeği fırına vermiş.
Bekliyeceksin öbür gomonist şapkasını alıp gidince sen eve ancak girebilirsin.
İtiraz etmek yok komünistiğin kaidesi bu.
Aman millet dikkatli olun !
Moskovadayım şimdi Allah göstermesin Komünistmi oldum yoksa !
Ortada pek Komüniste benzer bir şeyde görülmüyor,heykelleri bile kaldırılmış en babalarının.Olsun genede tedbirli olmak lazım.
Yeni yeni ergenleşiyoruz bu şapka işi bize pek de ters gelmiyor aslında ama söylemeye yürek ister.
Nereye gitsen aklına Nazım gelir,Pragdaki oturduğu üç leylek kafeden ,Boğazın sularına bakarkene,zeytin danesine,Havanada mutluluğun resmini ısmarladığı o büyük gün üstüne döktürdüklerine kadar.
Sen mutluluğun resmini yapabilirmisin Abidin ?
1961 yazı ortalarında Kübanın resmini yapabilirmisin ?
Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm
Ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad ?
Tren çam ormanları arasından,köylerden daçalardan süzülüyor,istasyonlarda mevsim meyvaları satılıyor.
Nazımın aşkları geçiyor usumdan,yattığı yerden dönüyorum,o silüetinin kazındığı granit başlıklı yataktan.
O kadının aşkını gördüm burnumun direği sızladı,
kıskanmadım desem yalan !
Cumhuriyet Kitap ekinde;Nedim Gürsel,son kitabı ;Şeytan ,Melek ve Komünist hakkındaki söyleşide bakınız ne diyor:
Şairin aşklarına göndermeler var elbette,ama asıl Vera ile yaşadığı tutkulu aşkı anlattım.
Bu genç kadın yüzünden nasıl acı çektiğini,hayatının son yıllarında nasıl ona sırılsıklam aşık olduğunu,bir çeşit öz yıkım yaşadığını anlattım.
Vera Tulyakovayı 1982 de Moskovada tanımıştım.Geçen eylül ayında Novodivitciye mezarlığına Nazım ın mezarını ziyarete gittiğimde birde ne göreyim.
Vera kendini aynı mezara gömdürmüş
Hem acı hem gerçek ve müthiş romanesk tabii.
Demir tekerleklerin takırtıları neler toplayıp getiriyor;19 yaşında Anadoluya yayan yapıldak milli mücadeleye katkı koymak için yola düzülmeler,damlarda yatıp yatıp çıkmalar,memleketinden kaçma hallerine düşmeler, mahpushane avlusunda su içen güvercinler.Daha neler neler!
Rayların tak takları arasında banada geldi gelenler:
ST PETERSBURG TRENİNDEN.
Kanlı kayın
Ormanından
Gene geçti
yalnız tren
Gece olmaz
bu toprakta
Yaldız her yer
inen binen
Ak kavaklar
kızıl çamlar
Emer
toprağın kanını
Hangi şiirini yollasam
getirir bana canını
Datçalardan
daçalara
İneboludan
Moskova
Lop yumurta zeytin danesi
Kokarmı
şimdi burnuna
O zamanda
istasyonlarda
çilekler satılırmıydı
Düğünlerde
Veraya
Kınalar yakılırmıydı
Nazım ?
Sevdalık zor zenaat vesselam !