Anıtlar var dünyanın her yerinde.
Unutulmasın anıtları.
Sevinçlerin,
Zaferlerin,
Minnetin anıtları,
Teşekkür anıtları.
Şehit anıtları, ülkesi için canını vermişlere duyulan saygı ve özlemin maddi ifadeleri.
Her ülkenin tarihinde , bizim ülkemizdede bu anlamda anıtlar vardır.
Her şehit mezar taşı bir anıttır, ülkeye verilen en önemli şeyi; hayatı, anlatır.
Şehit anasına, babasına ne anlatır?
Bunu onlara sormak lazım!
Ülkemiz Şehit anıtları ormanı gibidir, filiz gibi insanların her şeyinin yarım bırakıldığı.
Anıt Kabir:
Bu ülkeyi kölelikten kurtaran, ayaklarının üzerine çıkmasını sağlayan, onun uğruna şehit olan, Adamların en Adamı Mustafa Kemal Paşa'nın sırlar alemine yattığı yerdir.
Azarbeycanda “Şehitler Hıyabanı “var, ülkesinin özgürlüğü için hayatından vazgeçenlerin hatırası unutulmasın diyedir.
En önemlisi “Kederin“ anıtları.
Bütün anıtların bir mesajı bir hikayesi vardır.
Kederin anıtlarının verdiği dersler vardır, insanlara "bu olanı biteni unutma, hatırla bir daha olmasına izin verme" diyen anıtlar.
Tek tek insan anıtları, toplu insan anıtları.
Unutmayalım bir daha canımız yanmasın öğretisidir hepsi.
Lübnan, 16 yıl, tatlı tatlı geçinip giderken komşuların birbirini boğazladığı uzun bir süredir.
Mermi değmedik bir tek taş yıkılmadık duvar kalmadı.
Sonra ateş duruldu yeniden imar yeniden tamir başladı ama “Holyday Inn” otelini tamir etmediler.
Yüzü çiçek bozuğu, çopur insanlara benzer, delik deşik öyle bırakıldı, örnek alınsın bir daha bunlar olmasın diye, savaşın gerçek yüzü unutulmasın diye!
Binlerce can binlerce bina nasıl eridi gitti diye o bina örnek bırakıldı, unutulmasın diye.
Dinlerin toleransızlığının anıtı!
”KEDER’İN ANITI!
Auschwitz ne anlam ifade ediyor?
İkinci dünya savaşında Nazilerin Yahudileri biriktirdikleri toplama kampı.
Burda insanlar zalimce deneylere tabi tutuldular, işkencelere uğradılar, öldürüldüler.
Ölenler öldü kalanlar ölüden daha beter oldular psikolojik ve organik olarak kalan yaşamlarında, yaşadıklarının eziyetini unutamadılar ve asla hiç mutlu olamadılar.
O binalar yıkılıp ortadan kaldırılmadı, olduğu gibi duruyorlar insanlar gidip orda insan denilen canlının ne kadar zalim olabileceğini görüyor.
İçerde sökülmüş saçlar, elbise kalıntıları, ayakkabı yığınları ve o yaşanılamaz denilen koğuşlarda ne acılar çekildiğini görüyorlar.
“Irk düşmanlığının ve aşağılık kompleksinin“ anıtı.
“KEDER’İN ANITI”.
Dünyada buna benzer daha çok kederin anıtı var.
Batan Bina.Devlet Kütüphanesi.Melbourne. Australya).
Anıtlar kendilerini çok net ifade ederler, hemde eksiksiz.
Anıt unutulmayı önlemek ve ders almak içindir.
Daha yeni Bayraklı ‘da daha ağır tüm İzmir’i içine alan bir deprem oldu.
Hep yaşadığımız depremlerin sonuncusu.
Bir çok insanımız canından oldu,en yakınlarını kaybetti, malı mülkü, eşyası ziyan oldu.
Niçin ?
Deniz olan yere derelerin, nehirin getirdiği alüvyonlardan oluşan ovaya ev yaptığın için.
Yaptığın evleri mühendislik hesaplarına uymadan yaptığın için.
O yapılara bodrum yapmadığın için.
Yapılmış binaların alt katlarındaki iş yerlerinde daha rahat hareket edebilmek için kolonları kestiğin için.
Yaptığın yapıların çimentosundan demirinden çaldığın için.
Ve bu araziye inşaat izni, hemde yüksek çok katlı yapılar, gökdelenler yapma izni verildiği için bunlar oldu.
Deprem olmasaydı bunlar olmayacaktı, deprem coğrafyasında deprem olmayacağını düşünebilmek ne anlama gelir?
Bir hareketi mucizelerin gerçekleşebileceği varsayımına dayandıramazsınız*
Deprem ülkesinde depremin olmayacağını düşünmek mucizeleri beklemekle eşdeğerdir.
Bayraklıya bir “KEDER ANITI” dikmemiz gerekir.
Arada bir olanları bize hatırlatsında, belki aklımız başımıza gelir !
…………………………………………………………………………………………………………………….
*Ernest Hemingway. Çanlar Kimin için Çalıyor.
Ömer Özkanat
Anıt dikilmesi,çok çarpıcı,yani deprem coğrafyasında deprem olmayacağını düşünmek Kader !