NE FAYDA !

  • 0
  • 983
Yazı Boyutu:


*Bir nesneden yaratıldık

Ayrı gayrı olmak niye?

Adem ile vücüt bulduk

Türlü ırka bölmek niye?


Hepimize yeter dünya

Ortağız güneşe aya

Hani kardeş idik güya

Ya öldürmek ölmek niye?


Biz insanız huyumuz var

Toprağımız suyumuz var

Dağlarımız köyümüz var

Sınır sınır bölmek niye?


Fedayim birse yaradan

İkilik kalksın aradan

Gelen göçer bu dünyadan

Cana düşman olmak niye?


Aç açık kalmasın kimse

Zincir vuralım nefise

Fark edermi insan

Memleketin sormak niye?

Bu ortadoğunun hali n’olcek diye  tankerlerle rakı içsen fayda yok !

Bu hastalıkmı ,gelenekmi, bir inanış zincirimi ,kim bilecek bunu !

Binlerce yıldır bu topraklarda insanlar birbirini boğazlıyor, neden ?

Neden onlarca  Din neden yüzlerce mezhep neden insanlar birbiriyle gırtlak gırtlağa !

Paylaşılan ne paylaşılamayan ne ?

Kimler geldi kimler geçti;  o coğrafyadan ,ne kendisini İlah sananlar,ne kendisinin dokunulamaz olduğuna inananlar, ne fani vücudunun hiç yok olmayacağını, kutsal olduğunu kendisi bile sananlar !

Dünyada bir çok dini inanış var Sümerlerden bu yana ama pek çoğuda orta doğudan çıkma.

Dünya nüfusunun büyük bir bölümü son üç bin yıldır” Üç Büyük Din “diye tanımlanan dine inanmakta, bu dinlerinde  ortaya çıktığı yer elbetteki Ortadoğu.

Bu dinlerin tarihine baktığımızda gene  ilk günlerinden bu güne kadar hep savaş ve kıyım var.

Halbuki öğretilerinde hep barıştan kardeşlikten bahsedilir.Sevginin önemi ,saygı öyküleri anlatılır.

Gel görelim bu dinlerin mensupları önce kendilerini var edinceye kadar kendilerine inanmayıp ciddiye almayanları sonra tırnakları yer tuttuğunda kendilerine tabi olmayanları ve/veya başka inanışa sahip olanları öldürmeyi baş görev ve iş olarak görmüşlerdir.

İlk zamanlarında kendi inanışlarının en gerçek olduğuna ve Evreni yaratan  Yüce Güç’ün kendi arkalarında olduğunu ilan ederek etkili olmaya çalışmışlar ama bu iddialarına inanmayanlarıda Evreni yaratan Yüce Güç’ü ciddiye almayarak Yüce Güç’e hakaret edildiği gerekçesi ile  Yüce Güç adına cezalandırma yoluna gitmişlerdir.

Bir yandan insanlara iyi ,saygılı, sevgili ,şefkatli,merhametli, cömert, bağışlayıcı ,anlayışlı ve dürüst olmayı vaat eden dinlerini yaymaya çalışanlar hiçte söylediklerine uymayan davranışlar göstermişlerdir.

Bir yandan dillerinde melek sözleri bir ellerindede kılıç ve kırbaçla halkları istediklerini yapmaya zorlamışlardır.

İktidarlarına kavuşmak ve ellerinde tutmak için hiçbir sınır tanımayan Din tanıtıcıları karşılarında direnmeye kalkışanları hiçbir engel tanımadan yok etmeye girişmişlerdir ve tüm davranışlarınıda Yüce Gücün adına  onun istek ve tavsiyelerine göre yapmışlardır.  

İktidar,para, şöhret zamanla kendilerininde gerçekten Yüce Gücün sevgili oğlu olduğuna inanmalarına yol açmıştır.Kimisi Güneşin oğlu olduğuna inanmış kimisi Pramitler yaptırıp ortasına yerleşmiş.

Kimisi mütevazilik harmaniyesine bürünmüş  ama hep takipçiler, halkı yönlendirerek iktidarını elden kaçırmamak isteyenler bazan hatta çoğu zaman asla kabul edilemeyecek işler yapmışlardır. Yapılan ikna çabaları günümüze kadar gerek menkıbelerle,gerek inanışlar zinciriyle, gerek tarih sayfalarıyla ulaşmıştır.

Varılan yer kısa zaman aralıklarını hariç tutarsak hep kan ve göz yaşı ile sulanmıştır.

Tüm söylenenler,iktidar ve onun koltuk değneği para ve kadınla çevrilen fırıldaklarla  süslenmiştir.

Çoğu Peygamber bir hırka bir asa ile hayatlarını geçirirken onları takip ettiklerini iddia edenler doymaz ihtişam iştahlarını ne yapsalar doyuramadan yer ile yeksan olmuşlardır.

Aynı oyun binlerce yıldır sahneye konuyor ,değişen sadece  oyuncular,şimdi son versiyonunda eklenen Petrol parfümü.

“İncil’de şöyle geçer:**

O gece Davut yatağından kalkıp konutunun taraçasına çıkmış.Yıkanan bir kadın görmüş,çok güzel bir kadınmış bu.Davut kim olduğunu öğrenmek için haber salmış.

Kadının Uriya’nın karısı Bat-Şeva olduğunu söylemişler. Bunun üstüne Davut adamlarını gönderip kadını yanına getirtmiş. Birlikte yatmışlar, ardından da kadın evine gitmiş. Sonra Davut’a haber yollamış: Hamileyim.

Bunun üstüne Davut sadık savaşçılarından Uriya’nın tehlikeli bir görevle cephenin en önüne gönderilmesini emretmiş. Uriya ölmüş ve Bat-Şeva kralın sarayına taşınmış .” 

Bu dünyada üç-beş arşın bezin var ,bedesten senin olsa ne fayda  !

…………………………………………………………………………………………………………………………………..
*Kıvırcık Ali.

**Paulo Coelho.Aldatmak.
 

YORUM YAZ