Yazı Boyutu:
SEVGİLİM
sevgilim
kralı karanlık olan
bir ülkedir senin saçların
alnın çiçeklerin bir havalanışı
başın dipdiri bir ormandır senin
uyuyan kuşlarla dolu
oğul oğul ak arıdır memelerin
dalı üstünde gövdenin
gövden nisandır benim için
koltukaltlarında ilkbaharın gelişi
kralların arabasına koşulmuş
ak atlardır kalçaların
ve has bir ozanın mızrap vuruşlarıdır
aralarında her zaman tatlı bir ezgi
sevgilim
başın kutusudur
aklın olan o serin mücevherin başındaki saç yenilgi bilmeyen
bir yiğittir
omuzlarındaki saçlar
zafer davullarıyla yürüyen bir ordu
düşlerin ağaçlarıdır bacakların
meyvesi unutkanlığın özü
kızıllar giyinmiş satraplardır dudakların
öpüşü kralları birleştiren
bileklerin
kutsaldır
kanının anahtarlarının bekçileri gümüş vazolardaki çiçeklerdir ayak
bileklerinin üstü
güzelliğinde flütlerin ikilemi
gözlerin aldatışı çanların
günlük kokuları arasından sezilen
Edward Estlin CUMMINGS 1894-1961 Amerikalı yazar,şair.1.Dünya savaşına gönüllü katılıp ,sonrada savaşı eleştirdiği için bir müddet kodese atılmış biri.
Büyük harf kullanmama ve bazı yazı kuallarına karşı çıkma halleride hem savaşa gönüllü katılan sonrada onu eleştiren ,damda yatarkende orada olup bitenleri "Büyük koğuş" adlı yapıtında dile getiren bir adam.
Bu eseri Amerikada savaşı dile getiren en önemli yapıtlardan sayılır.
Hatta o kadar itibarlı bir yazar ve şairdirki Anglosakson edebiyatının Apolainaire´i olarak kabul edilmektedir.
Dünyanın o zamanki hallerini düşünerek yukardaki şiirin nasıl bir yürekten çıktığını,ve o karanlık günlere nasıl ışık tuttuğunu şöyle bir düşünmek gerekir.
Milyonlarca insanın öldüğü,sivil asker ,çocuk,ihtiyar genç,hasta,kadın her türlü insanın büyük bir bardak çok acı bir şerbet içtiği o günler !
O günlerki insanların atların pisliğinden arpa tanelerini seçip yediği,en sevdiklerini o göç ve yıkım günlerinde yol kenarlarına elleri ile gömüp yürüyüp ,yüreksiz yaşayıp öldüğü günler.!
Bu günleri hem yaşayıp hem izleyip hemde isyan eden bir adam !
Acılarla dolu gözlerinin yüreğini karartamadığı bu insan bir gökkuşağı lambası tutuyor insan ruhunun yıkıntıları üzerine .
Bu adam bir kadına bu şiiri yazıyor !
Bir kadınamı yoksa aşık bütün erkeklerin sevdiği kadınlarınamı
yazıldı bu şiir !
Bütün kadınlar bu kadarmı güzel ,yoksa aşkın kör gözümü böyle gösteriyor ?
Madden böyle donanımlı olmasada duygusal olarak böyle algılanan bir kadın ne kadar şanslı !
Yada ecişbücüş bir kadını böyle gören bir erkeğe ne mutlu !
Ya bu muhteşem yapıtı kendisini öyle algılayan bir adamın sevgilisine sunduğunu düşünün: Romantizmin hala yaşadığının kanıtı değilmidir ?
Ya kadın bu hediyeyi alınca :Koltuk altı bana sadece ter kokularını anımsatıyor deyiverse o adamın hali nice olur ?
Zaman bazen insanın ruhunun dallarını soğuk poyraz rüzgarları gibi öylebir kuruturki ,o dallara hangi cennet ağacının aşılarını vursanız
bir türlü tuttturamazsınız !
Bütün eskiden kalan kuru dalları budanıp bir kenardan küçük bir yaprakçığı baş gösterirse belki o ağaç yeniden bahara selam verebilir !
Aslında pekde ahım şahım olmayan yârini Dünyanın en güzel insanı gibi görebilen gözlere selam olsun !
Bu olağanüstü yapıtı lezzetine lezzet katarak bize kazandıran Cevat Çapan ustayada hiç eskimeyen bir selam olsun !