86 yıl sonra Türkiye’de Kadın

  • 0
  • 1.930
Yazı Boyutu:

Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden olan 5 Aralık 1934’te kadının milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınması… Bu devrimler içinde, kadınların erkekler ile eşit toplumsal varlıklar olarak toplum içinde yerlerini almaları bir uygarlık aşaması olarak görülüyor. 

Peki aradan geçen 86 yıl, Türkiye’deki kadınları nereye getirdi?

Atatürk’ün Kadın Hakları Konusundaki görüşleri ve gerçekleştirdikleri, bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı ‘nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili görüşler, Atatürk tarafından çok önceleri dile getirilmiş ve uygulamaya alınmıştır.

....

 

Bugün 2020 yılında, aradan geçen 86 yılda kadın, kadın olma bilincini, sorumluluğunu ne ölçüde  taşıyabildi  bir sorabilir miyiz kendimize ?

5 Aralık 1934 tarihi ,kadına bundan 86 yıl önce onurunun da kazandırıldığı bir tarihtir aslında …

Bugün tüm İslam coğrafyası içinde laikliği benimsemiş ve ilke edinmiş bir ulus olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, kadınlarına verdiği değeri batıdan doğuya göğsünü gere gere ilan ettiği tarihtir.

Peki 86 yıl sonra bugün kadın, Atatürk’ün amaçladığı, kadın kimliğini kullanabiliyor mu ve O’nun istediği, hayal ettiği gibi bağımsız, özgür, özgüvenli kadın olabildi mi?

Kadın, kendi değerinin farkında olmayı ve birey olarak ben de buradayım, yasalarca da kazandığım 86 yıl önce tanınan bu hakkı sonuna kadar kullanabiliyorum diyor mu?

Kadın, TBMM’inde 86 yıl sonra nasıl?

Kadın, evinde, ailesinde, okulda, sokakta nasıl?

Yaşamdaki en önemli değerlerden biri olarak bugün kadın her kesimde, kızını ve oğlunu yetiştirirken kendindeki özgüveni, barışı, özgürlüğü, birey olma bilincini, insan olma sorumluluğunu çocuklarına ne derece verebiliyor?

Peki ya iş yaşamında nasıl kadın?

86 yıl sonra bugün kadın, kadın olma onurunu, seçme ve seçilme hakkınının gerçek önemini biliyor olsaydı toplumumuzda  en ilkelinden en gelişmişine kadar çok daha farklı bir Türkiye profili görüyor olmazmıydık sizce ?

 Oysa bugünkü Türkiye’ye baktığımızda yaşadığımız ve gördüğümüz tüm olumsuzluklarda kadın olarak çok büyük sorumluluğumuz olduğu bilincinin farkında olmalıyız diye düşünüyorum...

  Çünkü  bana  göre kadın, yürümesinden, araç kullanmasına, iş yaşamında,hatta  taciz edilmesinden,bastırılmış  söz hakkının olmamasına kadar pek çok sorunun kaynağıdır ve çözüm yine kendisindedir.

Kendi hakkına sahip çıkamamış, karşı çıkmayı bilememiş, yaşadığını kaderden bilmiş, korkuyla ezilmiş, baskıyla kapanmış, kapandıkça yok olmuş kadın, bugünkü Türkiye profilinin de görselidir belki de !!!

Ne zamanki değerinin, kadınlığının, gücünün farkına varır, kendisine verilmiş yaşamın tüm sorumluluklarını kendi isteğiyle seçer, okur, düşünür; işte o zaman o kadının yaşamının da bir anlamı olur.

 İşte o zaman  Sevgili Atatürk’ün hayalini kurduğu Türkiye’yi verebiliriz  diye  düşünüyorum ...

Öyleyse haydi ,Kadın Olmanın Gururunu, hakkını vererek ve çok çalışarak yerine getirelim ;86 yıl önceden bugüne...

Sevgilerimle,

YORUM YAZ