ÖZGÜVENİN, SEVGi Ve SAYGININ İDOLÜ BABALARIN GÜNÜ Kutlu Olsun...
"BABALAR" çocukların zor anlaşılan, koşullu sevilen varlıklardır…
Öngörülemeyen bir yerinde, yaşanmışlığın sarsıcı ve derin hissedişinde gerçek yerini, asıl değerini bulur.
Yine de hikayeleri hep eksik yazılır.
Babalık, biyolojik olmaktan öte, bir pozisyonel ahlak meselesidir bana göre.
Öyle ki çocuklar genellikle babalarının her şeye gücünün yettiğine, onun her sorunu bir şekilde halledebileceklerine inanırlar.
Onlar için en akıllı, en zeki ve en büyük kişi babalarıdır.
Babanın yanında bir oğul kendini prens, bir kız kendini prenses gibi hisseder.
Babalar, çocuklarının en büyük oyuncaklarıdır, hatta oyun hamurlarıdırlar, öyle değil mi?
Babalar çocuklarının mescididir bazen de…
Orda tapınırlar, orada dua ederler, orada kızarlar kimi zaman…
Çocukların günah çıkarma yerleri de babalarıdır.
Babalarımızla bir yandan "özel" i yaşarken, diğer yandan "genelleme"yi en çok onlar üzerinden yaparız.
Sevgisiz büyüyen babalar, küçük sevgi gösterilerine kanacak kadar aç olurlar, evlatlarının küçük sevgi gösterilerinde bütün babalık kontrollerini kaybederler.
Kızgın ve sert tutumlu babalar, çevrelerinde korunaklı bir alan yaratırlar.
Bazen kızgınlıklarını, öfkelerini bazen evlatlarının körpe bedenlerinde hafifletebilirler…
Babalar sıklıkla dehşetli bir erkeklik gösterisinin ortasında adeta can çekişirler.
Bütünlüklerini kaybeder, paramparça olurlar.
Babalık çoğunlukla yaşamlarını tüketir, ruhlarını iflas ettirir bazen…
Hayatlarının sonlarında ise, gücün güçsüzlüğünü temsil eden bir duruma düşer, kıstırılmış varlıklara dönüşürler.
Babalar aslında ailenin gizli öksüzleridirler.
Eş ve evlatlarının kızgınlıklarından, anlayışsızlıklarından, garip tepkilerinden, yani ailenin tüm tuhaflıklarından en çok nasibini babalar alırlar.
Çocukları hep babalarının eksiklerinden şikayet ederler. Tüm başarısızlık ve günahların ilan edilişinde işaret parmakları babaların makamını gösterir.
Oysa Ailenin elbirliği yaparak babalığı yıkmaları gerekir belki de, babalığı babalar için yıkmak gerekir.
Sahte tanrısallığa kendini kaptıran ve altında inim inim inleyen bu güçsüz, bu aciz adamların kendini bulmasına yardımcı olmak adına onların babalığının yıkılması gerekir.
Ve babalığın Tanrısal rolünün yıkımı gerçekleştiğinde belki de babalar insana dönüşecek, hayatın kabuğunu çatlatarak yeniden yeşerip serpileceklerdir.
Böylece onların hem kurban hem de cellat olmasına göz yumulmayacaktır diye düşünüyorum…
Babaların öfkesine, küskünlüğüne, cellatlığına, tanrısal rolüne, aymazlığına, sertliğine, narsizmine, hoyratlığına ve bilimum yanlışlarına göz yumarak, tahammül edebilseydi evlatları…
Yani babalığı yıkıp yüreklerine bakabilselerdi, belki de ileri yaşlarda bile babaların bir türlü kurtulamadığı uyumsuzluk ve yabanlıkları olmazdı diye düşünüyorum.
Derinliklerindeki öksüzlüklerinin, hüzünlerinin, eksiklikliklerinin, uyumsuzluklarının ve bazen de yabanlıklarının nedeni belki de bu baba rolünden kurtulamayışlarındandır .
Onlara bunu biz sağlayabiliriz elbette …
Nasıl mı? Söylediğim gibi, kalplerine bakarak…
Gözleriyle temas kurup, ellerini sımsıkı tutup, derinden derinden dinleyerek bazen…
“Özgüvenin, Sevgi ve Saygının ideolü babaların günü kutlu olsun,
mutlu çocuklar mutlu babalar olsun diliyorum…
Babaların Günü Kutlu Olsun
18 Haziran 2023- 0
- 401