BİR İNCE AYAR GEREK…

  • 0
  • 661
Yazı Boyutu:

Resmi duyuru, Büyükşehir Belediyesi’nden geldi.

“ İzmir’de 60 yaş kartı olarak bilinen indirimli toplu ulaşım uygulaması, Sayıştay kararı ile sona eriyor”

Karar kesin gibi duyuruldu:

“ 2012’den itibaren hak sahipleri yararlanamayacak”

Gazeteler, TV’ler üzerine atladı.

Haberi aynen yazdı, bastı.

             *

Yine, Sayıştay paranoyası oluştu.

Yaşlılar “ Elem, kedere” sürüklendi.

“İzmir cezalandırılıyor” yorumları kabardı.

Çok acıdır ki…

Kimse konunun biraz derinine inmedi.

            *

Oysa…

Yangın çıkaracak bir olay yok.

Sadece…

Belediye Meclisinin kararı gözden geçirmesi, uygun hale getirmesi isteniyor.

Üstelik…

Açıkça yazılmış, yol gösterilmiş.

               *

Sayıştay Daireler Kurulu diyor ki;

“ ESHOT Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı, toplu ulaşımda kullanılan kartların amacı, belgeleri, yararlanma şekilleriyle ilgili taslağın 11. maddesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.”

Bu görüşünü İzmir Valiliğine iletiyor.

Valilik de, Belediye Başkanlığını yazıyla uyarıyor:

“ Sayıştay’ın görüşü doğrultusunda taslakta değişikliği yapın, belediye meclisinde kabul edilsin, yasanın hükümleri doğrultusunda yayınlanarak yürürlüğe girsin”

Bu kadar basit!             

                *

Olayı, yılbaşı öncesinde “ Kara haber” olarak duyurmak gerçeği saptırmaktır.

Husumet, cepheleşme duygusunu ateşlemektir.

Karttan yararlanan 45 bin 384 kişiyi üzmektir.

Biraz daha ötesi…

Konuyu, devlet ciddiyetine yakışmayacak düzeyde incelemeden yorumlamak, afakî görüşle kamuoyuna sunmaktır.

               *

Yapılması gereken, önce sakin olmaktır.

Sonra hukukçu bürokrat ve meclis üyelerini toplamak…

Yeniden şekil-şartı tartışmaktır.

Sorunu körüklemek yerine, çözüm kazandırmaktır.

Yönetmeliği uygun hale getirmek veya İstanbul- Ankara modeline döndürmektir.

             *

Eğer…

“Nasıl yapar, ederiz” karamsarlığı varsa;

Çağırın ESHOT yöneticilerini, akıl sorun.

Görüşleri açık:

“ Sayıştay’ın istediği değişiklik yapılabilir… Meclis onayına sunulur. Her şey Büyükşehir’in tasarrufundadır”

              *

Aykırılık, aksaklık gider.

Herkesin yüzü güler.

“ Felaket tellallığı”, “ Huzur azgınlığı”, “ Boş atıp, dolu tutma kurnazlığı” beyhudedir.

Adamı yükseltmez.

Aksine karizmayı çizdirir.

             *

İnanç, güven biter.

Vatandaşın aklını “ Acaba” soruları sarar.

Bir de bakarsınız, hepten yalnızsınız.

O nedenle…

Aman dikkat!

Ne İzmir, İzmirli kaybetsin.

Ne devletin saygınlığı.

Ne de Siz!

YORUM YAZ