Şehrin plaka numarasını ismine koymuş.
Bir de dertli yazarı mevcut.
Suçlamaları ağır, iddiaları vahim.
Meğer aylardır yazıyormuş. Haykırırcasına
İsyan noktasına gelmiş.
*
Köşesinde biri merkez, diğeri sahildeki iki belediyeyi hedefgösteriyor.
Son başlığı:
Tuzu bile kokuttunuz! Peki, ne zaman doyacaksınız?
Kendine göre tespit ettiği yolsuzluk, çirkin ilişkileri isimvererek ilan ediyor.
Yetmemiş gibi
Resimlerini de yayınlıyor.
Hepsi siyasi, partili ve çoğu belediye meclis üyesi.
*
İzmirin göbeğindeki ilçe belediyesinde ekip-çete diyeyapıdan söz ediyor.
Her inşaat, oturma ruhsatını tarifeye bağladığını
Buradan belli isimlerin nemalandığını
Tüm bunlara rağmen kulakların kapandığını
Aslında tüm belediye çalışanlarının haberdar olduğunu
Yerel seçim öncesi kasa doldurulduğunu yazıyor.
Nalına, mıhına
*
İsim, cisim, adres vererek kaleme aldığı bu iddialara kimsekulak asmamış olacak ki
Son yazı anonsunda patlamış:
Memlekette savcı, polis yokmuşçasına
E.Y darp edilse, ölümtehditleri alsa bile
Yazmaya devam edecek
Diyor!
*
Meslek anlayışımız; her lafa, iddiaya sağır kalmamaktır.
Meslek görevimiz; gördüğümüzü, duyduğumuzu yansıtmaktır.
*
Bu kalem sahibi feryatta.
Darp, ölüm tehdidi falan filan önemli şeyler söylüyor.
Başvurmuşta, sonuç alamamış gibi
Savcı ve polisin yokluğundan söz ediyor!
*
Sahi yok mu devletin yargısı, güvenliği?
Bir el verilse de, sesin sahibine ulaşılsa.
Bizler de öğrensek
Kimler ne yapmış, neyi götürmüş?
Ne, nerede kokuşmuş?
Birilerine neden, nasıl dayak atılmış?
Niçin tehdit edilmiş?
*
Yoksa hiç karıştırmayalım mı?
Ne duyalım.
Ne görelim.
Ne konuşalım.
Üç maymun gibi mi olalım?