Ekrem Bey dediğimiz
İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş.
8 yıl üyelik, dört yıl başkanvekilliği, 20 yıl başkanlık yaparak ismi oda ile bütünleşmiş işadamı, siyasetçi, yönetici.
Sabrı, siniri takdire değer.
70 bin üyeli İzmirin en büyük örgütünde, hep kazanılarak elde edilmiş bir makam ve birçok rakibinin deviremediği başkanlık.
*
Hakkını vermek gerek; bağlantıları sağlam, manevrası güçlü.
Zorluk ve engellere rağmen oda yönetimiyle birlikte yatırımlarını da sürdürüyor.
İtokent, ELDA, Efe Rakı, İdol Şarap, Güçbirliği, İzmir Hava Yolları, Ekonomi Üniversitesini yaratmanın mutluluğunda.
En çok beğendiği
Fransız Yazar Andre Gidenin İnsanın hayali, insanın hayatıdır sözü.
Bu lafı düstur edinmiş.
Hayatım, hep hayal ettiklerimle doldu diyor.
Her ne kadar
Kara sevdası siyasette hayallerini gerçekleştiremese de!
*
Ekrem Demirtaş geçen hafta patladı.
TOBBu topa tuttu.
Aynı bünyede yıllarca konsey başkanlığı yapmasına rağmen, kurumun antidemokratik olduğunu ilan etti.
Bir tek delegenin konuşamadığını
Daha doğrusu konuşturulmadığını
Gücü olmasına rağmen genel kurul salonu olmadığını
Spor veya esnaf Birliği salonlarında toplandığını
Salon bile yapamayan birliğin neresinden bahsedileceğini anlattı.
Bir sağdan vurdu, bir soldan.
Yetmedi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılara gönderme yaptı.
Dili sürçtü diyeceğim ama resmi sitede ifadesi aynen var.
EBSOnun Ege unvanını, İzmir Sanayi Odası olarak değiştirdi.
Çapını küçülttü, belki de tahrik için söyledi.
*
Bu haftanın gündemi; sanayici ve tüccar odalarının kapışması.
İTOdan gelen sese EBSO yanıt verecek.
Belki de yarın bunu yazacağız.
Birlik, beraberlik hamurunu birlikte yoğuramayan İzmirde iki odanın Kayıkçı kavgası sahnelenecek.
*
Ekrem Bey, yasa gereği oda yönetiminde son görevde.
Bir sonrası yok.
Bunca yıldır çatısı altında kaldığı TOBBa neden suskun kaldı, bugün isyan bayağını açtı?
Yanlışlar dün yok muydu?
Varsa o günlerde neden söylenmedi?
*
Ekrem Demirtaşın bir başka övünç cümlesidir.
Keşke şunu yapmasaydım diye düşündüğüm bir şey yoktur
Haklıdır. Pişmanlık duymayacak mutlak bir hesabı vardır.
Biz de yazımızı, Andre Gidenin bir başka sözüyle bitirelim:
Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe yeni okyanuslar keşfedilmez!