Yazı Boyutu:
Ana oğul öğretmenler.Ana türkü sevdalısı, sesi güzel, her yörenin ezgilerin ezberinde.
Onun için Türkü Ana diye anılıyor.
Oğlu kendisi gibi iflah olmaz kitap hastası. Başka dünyası yok.
*
Anne Rasime Şeyhoğlu hastalanır.
Kanser tedavisi görmektedir.
Oğul Recai Şeyhoğlu, hasta yatağının başında şu sözü verir:
Yeter ki iyileş
Adını dağlara, taşlara duyuracağım
Dua mı tutar, ecel mi ertelerin bilinmez
Anne Rasime iyileşir.
Oğul Recai kolları sıvar.
İkisi de öğretmen-eğitmen olduklarından kütüphane açmayı kararlaştırır.
*
Önce yakın çevreden başlarlar.
İmkânları, topladıklarıyla şirin bir kütüphane açarlar.
Sonra bir yakını
Ardından bir muhtar
Derken belediye başkanı
Ondan destek, bundan katkıyla istekleri yerine getirirler.
Kütüphaneleri açarlar.
Arkaya dönüp bakarlar ki
Rasime- Recai Şeyhoğlu kütüphaneler zinciri oluşmuş.
Kimi dağ köyünde
Kimi en yoksul bölgede.
*
Bu hafta 49. Kütüphaneler Haftası.
Geleneği gereği kutlanıyor. Sessiz, cılız ve basit.
Eskisi gibi değil.
Zaten ülkede kaç halk kütüphanesi var ki?
Koca ülkede çocuklar için dâhil bin 118.
*
Türkiyede bugün
Zenginler çoğalıyor.
Kamu yatırımları artıyor.
Kentsel dönüşümler başlıyor.
Binalar yükseliyor.
Teknoloji gelişiyor.
KÜTÜPHANE AZALIYOR.
*
Diğer yanda
Şiddet çoğalıyor.
Kadınlar öldürülüyor.
Mafya özentileri yaygınlaşıyor.
Kaldırımda işgal anarşisi bitmiyor.
Yolda kimse kimseyi uyarmaya cesaret edemiyor.
KİTAP OKUNMUYOR.
*
Anne Rasime oğul Recai öğretmenler yılmıyor, inatla koşturuyor.
Emekli maaşlarını harcıyor.
33. kütüphanelerini açmaya hazırlanıyor.
*
Biliyorlar ki
Bir kitaplık bir cezaevi kapatır.
Kitap kişilik geliştirici, beynin ilacıdır.
Kitap hiç kandırmayan dosttur.
Kütüphane açıldıkça cehalet silinir.
Kitap okuyunca akıllar başa gelir.
*
Memlekette Kitap pahalı denir.
Bedava kitap hazinesi kütüphaneye gidilmez.
O da ayrı mesele!
