Asalet kaç paradır, kaç okkadır?
Sıfırı bol, ağırlığı deve yükünde midir?
Kimde, nerede, ne kadardır?
*
Asalet nadir bulunan, derinlerde saklanan gendir.
Ruhta yaşar, bozulmaz, kaybolmaz.
Ayrılmaz parçaladı; incelik, doğruluk ve güzelliktir.
Mevlananın dediği gibi
Asalet; boyda değil soydadır.
İncelik; belde değil dildedir.
Doğruluk; sözde değil, özdedir.
Güzellik; yüzde değil yürektedir.
*
Asaletin para, pul, şan, şöhret, makamla ilgisi yoktur.
Kasası yüklü, görgüsü kısıtlı, burnu büyük zavallılar asaleti isminin önünde sıfat bilir.
Kendilerini pazarlar, böylece ucuz değerini sergiler.
*
Bir deprem yaşadık.
Korku, acı, gözyaşı ve ölüm.
Sınır tanımaz biçimde, her şey içinde.
Bu depremde yine her şeyi gördük.
Yardımlaşmayı, soyguncuları.
Varıyla yoğuyla koşturanları, reklamını yapmak isteyenleri.
Ekmeğinin yarısını verip sessiz kalanları, milletin parasıyla doldurduğu kolilerin önünde poz verenleri.
*
Açlık, soğuk, yokluk içindeyken
Yardım torbasındaki çarşaf içinde bulduğu 5 bin TLyi cebine atmak yerine sahibini arayan depremzedeyi öğrendik.
Parayı yetkiliye teslim ederken, Aman ismimi kimse bilmesin ricasında bulunan insanın var olduğunu gördük.
Böylesi bir davranışın güzelliğine sevindik.
Kendimizi o kişinin yerine koyup, vicdanımızı ölçtük.
*
Her şeyden öte
Asalete tanık olduk.
Asilliğin ölçüsünü öğrendik.
Ne para, ne servet ne makamdaymış.
Enkaz içindeki çaresizlik ve yoklukta da asalet barınırmış.
Asil insanlar yaşarmış.