Dediğini yaptı.
Taktı peşine 50 kişiyi, İstanbula götürdü.
Beyoğlunu gezdirdi.
Büyük Başkanlarla görüştürdü.
Bar, pavyon, meyhane yerine bir kafeye oturuldu.
Çaylar içildi.
Arzu edene kahve soruldu.
Kimi şekerli, kimi sade siparişler verildi.
Öyle ballandıra ballandıra anlatıldığı gibi rakı, şarap içmeye, Reina, Loccaya gitmeye gerek yoktu.
*
AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait, yerel yönetimi kazanırlarsa, içkici zevk, sefa sahibi kimseye müdahale etmeyeceklerine dair Sosyal inceleme gezisi planlamıştı.
Kordondaki işletme sahipleri kafile halinde İstanbulda ağırlanacaktı.
Gitsinler ki görsünler!
İstanbulda yasak var mı, yok mu?
Tabii zehir keskinliğindeki fikir, Kime hizmet? sorusuyla tepki topladı.
Aynı rozeti taşıyan vekil arkadaşları bile karşı çıktı, inceden kafa yaptı.
İzmirli işletmeciler de Böyle muhabbette yokuz çevirmesiyle, devreden çıktı.
Ama ne karardan, ne yoldan dönülmedi.
*
Vekil Sait, işletmeciler yerine eskiden başkanı olduğu Balkan Derneği üyelerini taşıdı.
Eşini de yanına aldı.
Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircanla sokakları arşınladı.
İçkili yerlerin önünden geçildi.
Dışarıya masa, sandalye atma yasağı olduğundan Bakın, hepsi adam gibi uyguluyor mesajı verildi.
Sonra icraatlara girildi, metro inşaatı ihmal edilmedi.
*
Ve gelindi işin özetine.
Vekil Sait, Gördünüz mü? diye başladı.
Eğlenceye, meyhaneye, gece hayatına müdahale ediliyor mu?
AK Partinin hem hizmet verdiğini, hem de insanların yaşam tarzına karışmadığını anlattı.
Hızını alamadı, özgürlük sınırları yaydı.
Kimsenin yemesine, içmesine
Giyimine, kuşamına
Kafasındaki fikirlere de karışmıyoruz
*
Hiç kimse
Yok, daha nesi? demedi.
İzmirin nabzı(!) olarak Çok doğru, gerçek tespit coşkusuyla alkışladılar.
Neşeli gittiler.
Şen döndüler!
*
Gezen, gezdiren, yiyen, içen
Gözümüzü açtılar, korkumuzu sildiler.
Haydi, o zaman kadehleri kaldıralım.
Sağlığına, şerefine Sayın Vekilim!