KAZANDIK, KAYBEDİYORUZ…

  • 0
  • 394
Yazı Boyutu:

Geçmişi güzel.
Trabzon Sürmeli Aşağı Ovalı köyünde doğdu.
İlkokulunda okudu.
Liseyi şehirde, üniversiteyi Kayseri’de bitirdi.
Doktor oldu.
Kariyeri yüksek.
Çok çalışkandı.
“Laz oğlu” lakabıyla herkese kendini sevdirdi.
Bıyığı terlerken sağlık ocaklarında çalıştı.
Erzurum üniversitesinde kürsü kurdu.
Bildiriler yazdı, doçent oldu.
Projeler gerçekleştirdi, profesörlüğe yükseldi.
 
               *
Amerika’da araştırmalara katıldı.
Hele bir çalışması var ki…
Avrupa ödülünü kazandı.
2004 yılında, Erzurum’da görevli iken D vitamin eksikliği ve raşitizm hastalığını önlemek için 1 milyon çocuğa 1 yaşına kadar vitamin verilmesi projesini başlattı.
Dört yıl sonra çocuklarda hastalığın kalmadığı görüldü.
Kendisine en iyi araştırma ödülü sunuldu.
 
             *
Prof.Dr Behzat Özkan.
Geçen yıl kurulan İzmir Kâtip Çelebi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başhekim olarak atandı.
1983’de hizmete açılan Yeşilyurt semtindeki ülkenin ikinci büyük hastanesi için kolları sıvadı.
Depreme dayanıklılığını kontrol ettirdi.
Servislerde koğuş sistemini kaldırdı.
Her odaya iki yatak koydurdu, tuvalet ve banyo yanında ihmal edilmedi.
 
          *
En çok sevdiği; ekip çalışması,
Başarısının sırrı; ortak akıl.
47 yaşındaki Özkan, sağlık alanında bir ilk gerçekleştirdi.
Türkiye’nin ilk bağımsız ameliyathanelerini kurdu.
Hastane içi keşmekeşten uzak, tamamen doktor kontrolündeki tesiste aynı anda 35 ameliyat yapılacak.
Binanın altına da 400 araçlık otopark inşa edildi.
 
                *
Ve unutulmaz hizmetlerinden biri…
Acil serviste hasta bekleme süresini 55 dakikadan 5 dakikaya indirdi.
Yaralı, sancılı, kanamalı hasta inleyip durmayacak, ilk müdahale sonrası servise alınacak.
Hastane yönetimini de şeffaf, ulaşılabilir hale getirildi.                       
Hasta veya yakını, katlar arasında dolaşarak, koridorları arşınlayarak doktor aramaktan kurtuldu.
Kim, nerede anında birbirini bulabiliyor.
 
             *
“ Laz oğlu” Hocamız, bu özelliklerden ötürü…
“ Türkiye’nin En İyi Başhekimi” seçildi, ödülü verildi.
Tanışmadığım,  elini sıkmadığım sağlık hizmetkârına hayranlığım, odasındaki Atatürk resimleriyle daha da arttı.
Onu da internette gördüm!
 
              *
Sevincim; İzmir’in böyle yöneticiye sahip olmasıydı.
Üzüntüm; ne yazık ki gidiyor!
Güney Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğine atanmış.
“Görev yazısını ” bekliyor.
 
          *
İzmir’de sağlam ve iyi yöneticilerin görevi “Yaz aşkı” gibi.
Kısa ve buruk vedalı!

YORUM YAZ