İzmir kırsalında toplumsal bir çalışma güzel sonuç veriyor.
“Sözleşmeli Üretim Modeli”
Tarımsal kalkınmayı öngören…
Üreticiyi pazarlama işkencesinden kurtaran…
Birlikte çalışma, kazanma, paylaşmayı sergileyen…
Bu model birçok ilçede kente göçü durdurdu.
Toprağına bağlı insanı sevindirdi.
Beş yıldır uygulanan model…
Örnek olacak şekilde sisteme oturdu.
***
Çiçek, fidan, zeytinyağı, süt, yoğurt, peynir, bal, patates artık sözleşmeli olarak üretiliyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kamu kaynağı ve yasanın tanıdığı imkânla ihalesiz olarak alabiliyor ve ihtiyaç sahibi kişi, kurumlara dağıtıyor.
Darısı, mazlum memleketimin diğer şehirlerine.
***
Geçtiğimiz hafta Ödemiş’te toplu fidan alım töreni vardı.
Üretici kadınlar, havaya çiçek atarak renk kattı.
Başkan Aziz Kocaoğlu, bir cümleyle seslendi:
“ Gülünüz yoksa gülüverin…”
***
Ege’de gül yok.
Sıcak havada yetişmiyor.
Goncası büyümüyor, yaprağı açılmıyor, sapı uzamıyor.
En yakın üretim yeri Isparta. Yani gül diyarımız.
Ancak ürettiği kendine yetiyor.
Yılda 5-6 bin kilo gülyağı çıkarılıyor.
Tümü ihraç ediliyor. Hepsi bu kadar.
***
Başta İzmir, Ege’deki güller Kenya’dan geliyor.
5 bin kilometre öteden.
Çuval dolusu döviz karşılığı.
Daha önceleri…
Kenya gülü Hollanda’ya indiriliyor, buradan Türkiye’ye sevk ediliyordu.
Direkt uçuşlar başladı, yüz binlerce dal gül beklemeden ulaşıyor.
Kenya’nın gülü dirençli, en az iki haftalık ömrü var.
Rengi göz alıcı, parası da okkalı.
Âşıklar birbirine veriyor.
Sevgililere sunuluyor.
Ancak her çiçek gibi bir süre sonra kararıyor, yok oluyor.
***
Başkan Kocaoğlu belki bildiğinden Mevlana’nın ünlü sözünü vurguladı:
“ Gülünüz yoksa gülüverin…”
Çünkü Kenya gülünün bir sap fiyatı;
6 kilo süt…
8 kilo patates…
3 kilo yoğurt…
Bir kilo peynir, bal, zeytine eşdeğer.
***
Bu gerçekler ışığında sevgilinize sorunuz:
Kenya gülü mü?
Bir sıcak gülüş mü?
KENYA GÜLÜNÜZ YOKSA GÜLÜVERİN!
16 Ekim 2016- 0
- 1.361