Yazı Boyutu:
Kınık ilçesine süper rençper geliyor.
Tarlayı sürecek, ürün toplayacak.
Arda kalan zamanda çobanlık yapacak.
Koyun besleyecek, sığır yetiştirecek.
Geçmişteki tüm başarıları bir kenara koyup, parlak geleceğini kapatacak.
Tek isteği; sakin ve huzurlu yaşam.
*
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaşı millet tanır, memleket bilir.
Hayalleri süsleyen Boğaziçi Üniversitesi mezunu mühendistir.
Amerikada yüksek lisans yapmış
İşletme alanında Doktor unvanını kazanmıştır.
İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça ana dili gibidir.
*
47 yıllık yaşamını ödüllerle donatmıştır.
Fransada Legion Dhonneur, İtalyada devlet nişanı takılmış
Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Akademisi Fahri Profesör rütbesi vermiştir.
Avrupa Birliğinde araştırmacı, İslam Kalkınma Bankasında proje lideri olarak göre yapmış, meslek komitelerinin tek ismi olmuştur.
Akdeniz Sanayi ve Ticaret Odalarının da (ASCAME) başkanıdır.
*
Yaratıcı girişimci, ufku geniş Yalçıntaş, Türk siyasetinin de potansiyel lideriydi.
Lideriydi diyorum çünkü
Rençper ve çoban olmaya karar verince noktaladı.
Bir daha Ticaret Odasına aday olmayacak.
Siyasetin kenarından geçmeyecek.
Tamamen kendine yönelecek. Yoğun yaşamdan kopacak.
*
Zirveden zemine
Saraydan tarlaya
Kalabalıktan yalnızlığa
Alkışlardan, rüzgâr uğultusuna neden gider, niçin tercih eder insan?
Yalçıntaşın yanıtı:
Huzuru ve sakinliği sürekli yaşamak istiyorum
*
İzmirin Bergamaya komşu, sakinliğiyle ünlü Kınık ilçesinde araziler almış.
Zaten Kınık, dede ocağı.
Karasaban sürüp, çapa sallayan dedesi, burada kazandığıyla şehre göçmüş, işini büyütmüş.
Ne var ki mutluluğu bulamamış, geri dönmüş.
Şimdi torun Yalçıntaş, aynısını yapıyor
*
Aileden geldi, arkadaşlarıyla kurduğu şirketlerini bırakacak.
Profesyonel yöneticilere devredecek.
Büyükşehirin yoğun iş hayatından uzaklaşmak için toprakla bütünleşip, besicilikle ilgilenecek.
Sebze fidanlarını şimdiden dikmiş bile.
*
Peki, neden?
Türkiyenin potansiyel genç lideri Murat Yalçıntaş, rüşvet iddiasıyla gözaltına alınıp, 40 gün tutulduğu demir parmaklık ardında bu kararı almış.
Yaptığını, yapılanları, yaşadıklarını düşünmüş.
Belki de her şeyin yalan, sahte ve aldatmaca olduğunu kanısına varmış.
Var olan tek gerçeğin
Huzur olduğuna inanmış.
*
Yorumu, genç şair Caner Korunanın Bir Tebessümdür Huzur şiiriyle bağlayalım:
Nefesi rüyalar keser bir tek.
Nerede ki heyecan
Hayallerle kederlere bir duvar örsek;
Ne olacak ki elimizde kalan
Yok anlayan yazık ki bizi
Günleri harcamaksa ömür;
Gönlümce yaşarım ben hayali
Onlar beni huzura götürür