KÜÇÜK MUTLULUK, BÜYÜK ZAFER…

  • 0
  • 501
Yazı Boyutu:

Köşe yazarları her gün bir konuyu…

Farklı olayları…

Değişik kişileri…

Sorunları, aklında varsa çözümleri yazmaya çalışır.

Satırları doldurur da…

Muhatabını bulur, ses getirir, yazdığına cevap verilir, derde derman olur mu?

İşte merak edilen budur.

Yoksa sürekli yaz, köşeyi bir çuval lafla doldur, karşılık gelmiyorsa çaban boştur.

Etkin yoktur.

“ Kendi çalar, kendi oynar” yakıştırmaları da o zaman doğrudur.

          *

Kendi hesabıma yazılanlara epey karşılık geliyor.

Övgü de var sövgüde…

Her fikre şapka çıkarır, her yakıştırmaya saygı duyarız.

Yeter ki haddi aşmasın, şeref, namusa dokunmasın.

          *

Bu genellemeyle…

Lafı, bir yazımızın neticesine getirelim.

Buca’da bir ilköğretim okulu öğretmeninin, cep telefonundan şikâyetini yazmıştık.

Daha doğrusu “ Beni soyuyorlar” feryadını.

Genç hocamız Ahmet Bülent Koçak, telefonunu değiştirdiğini, cihazın internete açıldığından habersiz olarak her ay yaklaşık 250 TL fatura ödediğinden dertliydi.

İsyanı, “ Ders saatimde, uykuda bile internet bağlantıları yapmışım. Böyle mantıksızlık, dolayısıyla haksızlık olur mu ?” şeklindeydi.

Uygulamanın bir kişi gibi binlerce insanı etkileyeceğinden…

Konuyu kaleme alıp, dikkat çekmeye çalışmıştık.

Birçok mağdur olduğu ama günümüzde nedense seslerini çıkarmadıkları, çıkaramadıkları için…

            *

Nitekim GSM şirketi öğretmenimizi arayıp, bulmuş.

Anlatıyor:

“ Yazınızdan sonra GSM şirketinin genel müdürlüğünden beni aradılar.

Olayı bir kez daha dinlediler.

Değerlendirip, beni arayacaklarını söylediler.

Üç gün sonra olayı incelediklerini, uygulamanın doğru olmasına rağmen müşteri memnuniyetine önem verdiklerini bildirdiler.

Geri ödemede bulunacaklarını ilettiler.

Sayenizde haksız yere ödediğim yaklaşık 400 TL ‘yi aldım.

Başkalarına küçük gelebilir ama biz öğretmenler için büyük rakamdır.

Daha önemlisi tüketici olarak kazanmanın mutluluğunu, zaferini yaşıyorum”

            *

Küçük mutluluklar; küçük derelerdir, insanın içinde büyük nehirler oluşturur.

Küçük mutluluklar, çayın yanında yenilen İzmir gevreği kadar güzeldir.

Küçük mutluluklar, yolda istediğin melodiyi ıslıkla çalmak kadar neşelidir.

Ne günlere geldik!

Hakkımızı ispatlamak…

Haksızlığımızı gidermek…

Elimizden alınanı yeniden kazanmayı…

Küçük mutluluk ama büyük zafer olarak görüyoruz.

YORUM YAZ