Yazı Boyutu:
Neredeydin? diyenlere
Amerikanın New York şehrindeydim.
Süper ülkenin en tanınmış kentinin en asortik bölgesinde birkaç gün geçirdim.
*
Neler gördün? merakında olanlara
Şehrin adı şanlı, namı farklı.
Şahsım adına derim ki; ağızda tat bırakacak yanı yok.
Karmakarışık.
Ada bölümü çok havalı, diğer taraflar aynı oranda pasaklı.
Her şeyde düzen arayan memleketin çelişkileri sergileyen şehri.
İnsanları bin bir çeşit.
Hareketleri sözde özgür, kalabalıktan mı göçmenlerin fazlalığından mıdır bilinmez caddelerde gizli bir tedirginlik hâkim.
Dünyanın dört bir yanından insanın merakla aktığı şehirde kişilerin tebessümü kısıtlı, gözün gözlerle teması sınırlı.
*
Biz de görmek isterdik hevesi taşıyanlara
Kaybınız yok.
Hatta kazancınız var.
Gidip de hayal kırıklığı yaşamazsınız, bir çuval paranız cebinizde kalır.
Gümrükte vize çilesini çekmez, tehlikeli semtlere girdiğinizde yüreğiniz hoplamaz, içinize korku düşmez.
*
Hiç mi mutlu olmadın? çıkışını yapanlara
Olmaz mı?
Bir Türk olarak gerçekten onur duydum.
Ünlü caddelerin, ışıklarla bezenerek gücün, zenginliğin sergilendiği birçok gökdelenin cephesinde hep Türkiye var.
Dev ışıklı reklamlarla, yetmiş yedi milletin insanına çağrı yapıyor:
Bize misafir olun
Selçuk Efesten, Peri bacalarına, Sumene Manastırından Ölü Denize ne kadar tarihi ve doğal zenginliğimiz varsa resimlerle milyonlarca kişinin gözüne giriyor, beynine yerleşiyor.
Ve herkese Türkiyenin varlığı hatırlatılıyor.
Bu akılcı, çarpıcı tanıtımı yapan bir başka ülke ve örneği yok.
*
İçtenlikli, sıcak mesajın ışıkları sabaha kadar yanıp sönüyor.
Bize misafir olun
Sizi bekliyoruz
Türkiyenin tanıtımı böyle yapılıyor.
New Yorka da özlem duyulan havayı veriyor.
Misafirlik dersiyle!