Yazı Boyutu:
Sanayide, tarımda üretim malum.
Yap-sat, üret-sat yerine
Al-sat.
Bu devirde fabrika kurmak, işçisiyle, ürün pazarlamasıyla uğraşmak dert.
Yatırım maliyetleri ortada.
Kamuya iş yapacaksan tanıdık desteği istiyor.
Düzgün defter tutarsan zarardasın.
Tutmazsan, vicdani yaralısın.
Hayatın gerçeği ise, para kazanacaksın.
Bugünün kısa ve kolay yolu; emlak alım-satımı
***
Kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm modelli inşaatlar devam ediyor.
Sermayesi belli gruplar, yeni mahalleler kuruyor.
Sıkıntıları, imar parseli bulamamak.
Tek çaresi,;araştırmak, bulup çıkarmak.
***
Böyle hareketlilik bazıları için fırsat.
Araziyi bulup, pazarlayacaksın.
Alıcı ile satıcıyı buluşturup el sıkıştıracak
Sakalını ovuşturacaksın.
Önceleri emlakçiler vardı, sonra komisyoncu oldu, güncelleşti müşavir adını aldı.
Bunlar kayıtlı, adresi belli olanlar.
Bir de kayıtsız, korsanlar var.
Adı; ayakçı aracı.
***
Ayakçıların iş yeri, vergi levhası, resmi kaydı yok.
Sermayesi; cebindeki telefon, dili, ayaklarının gücü.
İşi yapmak için uzmanlık gerekmiyor.
Gün boyu dolaşacak.
Birileriyle çay içip konuşacak.
Arsasını, bahçesini, evini satıyor mu öğrenecek.
Alıcı adayı ise ne kadara, neyi almak istediğini küçük not defterine yazacak.
Telaşa gerek yok.
Sorgulayacak, kovalayacak kimse de yok. Patron sensin.
***
Bunları niye mi yazıyorum?
İzmir Emlak Komisyoncuları isyan etmiş:
Şehirde yasal olarak 10 bin kişiyiz. Korsanlarla 300 bini aştık
Herkes emlak komisyoncusu olmuş.
Emekli öğretmen, astsubay, sağlık memuru, tapucu, maliyeci.
Hatta ev kadınları ve muhtarlar.
Yakında kasap, bakkal, manav başlarsa şaşırmayın diyorlar.
Var mı satıcı, buldun mu alıcı yeter.
Allah bereket versin.
Piyasa tarifesi; satış bedeli üzerinden yüzde 3 birinden, yüzde 3 diğerinden komisyon.
Bakarsın direniyorlar, oranı indirirsin.
Nasılsa hammadden yok, işletme maliyetin sıfır.
***
Yani
Öyle bir döneme gelmişiz ki, herkes bir şeylerin satışında.
Kim kimi bulursa
Kim kimi kafaya alırsa
Vadeli-vadesiz pazarlama ahlaka kalmış.
Serbest piyasa ekonomisine göre!
