Yazı Boyutu:
O günlerde
Huzur yorgunu memleketimiz, bu kadar karışık değildi.
İçişleri Bakanlığı, valilere talimatını yollamamıştı.
Emniyet Genel Müdürlüğü, polisin yıllık ve mazeret izinlerini ikinci emre kadar kaldırmamıştı.
***
16 Temmuz, İzmir Balçovada
Sıcaklık basmış, millet ayakta göz kapaklarını kontrol etmeye çalışırken
Başında motosiklet kaskı, sırtında uzun kollu fanilası, elinde pompalı tüfekleriyle iki kişi banka şubesine dalar.
İlan eder:
Kimse kımıldamasın. Hemen gideceğiz
Soyguncunun biri, şaşkın korkulu bakan 25 kişiyi kontrol ederken
Diğeri vezneye gider, paraları ister
200 bin TLnin üstündeki banknotları torbaya doldurur
Kapıdan çıkar, plakasız motosiklete biner
Gözden kaybolurlar.
Her şey 30 saniyede gerçekleşir.
Şehrin göbeğinde.
Trafik sıkışıklığında.
***
İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, mağdur bankaya gelir.
İnceler, bilgi alır, kameralar karşısına geçer;
Tespitler tamam Olay aydınlanacak, failler yakalanacak Soyguncular bulunana dek arkadaşlarımın akşam, bayram istirahatı olmayacak İzin yapılmayacak
***
Polisin çoluk-çocuk gezi hayali
Memlekete gidip, baba ocağında dinlenme rüyası
Denize çıkıp balık yakalama sevdası
Yıllardır görmediği eş-dostla buluşma heyecanı
Ayakları uzatıp, ağaç altında kestirme hakkı
Soygun dalgasına bitti.
***
Olayın üzerinden iki hafta geçti.
Şehir eşkıyaları fellik fellik aranıyorlar, ipucu yok.
Buldular, bulundular mesele kalmayacak.
Yakalanmazlarsa geriye kaldı, vicdan!
Paraları torbalayan her kimse
Ayağıyla gelir, teslim olur, itirafta bulunmazsa
İzmir polisine tatil düşüncesi haram.
Durmak yok, çalışmaya devam.
***
Memleket sükûnete ulaşırsa
Polisimiz tatille buluşacak.
Başka soyguncular çıkıp
Diğer bankalar harmanlanmazsa!