SUÇSUZA CEZA KESİLMEMELİ…  

  • 0
  • 758
Yazı Boyutu:








Altını çizerek tekrarlayalım.
 
15 Temmuz darbe girişimi…
 
Vatandaşın direnişi, milletin birliğiyle…
 
Olası felaketin eşiğinden döndürüldü.
 
Dünyaya örnek olacak güzellikte…
 
Demokrasi ve Cumhuriyet’e sahip çıkıldı.
 
 
 
       ***
 
 
Darbenin planlayıcısı, uygulayıcısı, destekçisi cezasız kalmamalı.
 
Suçun bedelini ödemeli.
 
Girdiği yolun yanlışlığını öğrenmeli.
 
Adalet ve hukuk, tarafsızlığıyla…
 
Suçlu ve suçsuzu ayırarak erdemini göstermeli.
 
 
 
       ***
 
Hükümet sözcüsü, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bu gerçeği hassasiyetle dile getirdi:
 
Kurunun arasında yaş yanmayacak. Varsa düzeltilecek… Örgütle ilgisi olmayan vatandaş hiç çekinmesin, korkmasın.
 
Kimsenin kılına zarar gelmeyecek. Herkes bulunduğu yerde işlerini yapmaya devam edecek”
 
 
 
       ***
 
 
 
Olağanüstü Hal uygulaması, TBMM tarafından kabul edildi.
 
Buna bağlı olarak Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yürürlüğe girdi.
 
Amacın, yaratılan tahribatı ortadan kaldırılmak olduğu söylendi.
 
Bir yanda gözaltı, tutuklama, el çektirme, el koymalar devam ederken…
 
Bazı şirket ve kuruluşlara da kayyum atandı.
 
Bu kapsamda…
 
İlk aşamada 3 haber ajansı, 16 tv, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi kapatıldı.
 
Kapatılmaya da devam ediliyor.
 
Çalışanlar da kapının önüne koyuldu.
 
Tazminatsız, maaşsız, akıbetleri meçhul şekilde.
 
 
          ***
 
 
Ceza, sahibine kesilmelidir.
 
Örneğin…
 
Bir televizyon veya gazete sahibi –yargı kararıyla- suçluysa bedeli ödettirilmelidir.
 
Ama çalışanlar, cezanın devamına mahkûm edilmemelidir.
 
Eğer onlar arasında da suçlu veya suça ortak varsa, mutlak cezasını çekmelidir.
 
El konulan şirketlere kayyum atanırken, böylece burada çalışanların ekonomik-sosyal hakları devam ederken…
 
Basın işkolunda çalışanlar neden haklarından mahrum ediliyor?
 
Televizyon kapatılıyor, masum meslektaşlarım faturayı ödüyor.
 
Parasız, pulsuz, itibarı zedelenmiş, itirazı dinlenmemiş sanki darbeciye ortak muamelesiyle!
 
 
 
         ***
 
 
 
Gazetecilikten ekmeğini sağlamış…
 
Bu meslek sayesinde yaşamını sürdürmüş, sürdüren biri olarak…
 
Bana göre hatalı/yanlış uygulamadan dönülmelidir.
 
Bir basın kuruluşuna kilit vurma yerine mesleğin “ilkesi ve ahlakına” uygun tarafsız yönetim
oluşturulmalı…
 
Çalışanları kaderine terk edilmemelidir.
 
Böylece hükümetin söylediği ile yaptığı ters düşmemelidir.
 
Sonra denir ki;
 
Hani demokrasi, hani hak, hani hukuk, hani adalet…
 
 

YORUM YAZ