Yazı Boyutu:
Şehrin göbeğinde.
En hareketli saatte.
Kentin tanınmış kuyumcusunu, evinin kapısında tabancayla vuruyorsa
Saldırgan yakalanmalı, yakalanacaktır dedik.
İzmir polisine kefil olduk.
*
Emniyet Müdürü Ali Bilkay aradı.
Bir-iki gün izin verin dedi.
Organize şubenin tecrübelilerine olay devredildi.
Kişiler dinlendi, kameralar incelendi.
İz bulundu.
Zanlı sıkı takiple, Adanada enselendi.
Bu nedenledir ki
İzmir Polis Teşkilatına teşekkür ederiz.
Bir; sistemli, güven veren çalışmasından.
İki; kefilliğimizi ortada bırakmadığından.
*
İzmirin merkezinde, belirli çevrenin merak ettiği olayın faili ve mağduru belli, sebebi meçhul.
Vuran da vurulan da konuşmuyor.
Susma hakkını kullanıyor.
Susma hakkı; sanığın ve mağdurun temel hakkıdır.
Anaya hükmünden gelir. Bireyin kendi aleyhine tanıklık etmemesine olanak veren bireysel haktır.
*
İzmirli tanınmış kuyumcu Tanımıyorum, bilmiyorum, görmedim ısrarını sürdürdü.
Tetiği çeken delikanlı ise Ben vurdum itirafında bulundu, ağzını kilitledi.
Neden, niçin sorularını boğdular.
Hedefe ulaşan polis ise fazla üzerine gitmedi.
Mesleğe özgü klasik yöntem ve psikolojik yaklaşımda bulunmadı!
Alınan ifadesiyle sanık, adliyeye sevk edildi.
Dili mühürlü tetikçi Vurdum tekrarıyla cezaevine gönderildi.
*
Kimse üzerine alınmasın.
Kişinin özeline girmek, yaşamına müdahale etmek büyük ayıp, haksızlık ve suçtur.
Bu inancımı özellikle vurgulayarak, Susmak ve konuşmamak üzerine düşüncemi aktarayım.
*
Susmak ve konuşmamak.
Kimi zaman çözüm, kimi zaman çözümsüzlüktür.
En kolay yol olduğu kadar en zordur.
Gerçeği hem kabullenmek, hem reddetmektir.
Mantıklı cevap olmadığında kaçış, bir şeyleri örtmek için yarıştır.
İçindeki sesi bastırmaktır.
Yüreğini, beynini, boğazını zorlamaktır.
*
Ne var ki hiçbir suskunluğun sonu yoktur.
O suskunluk bir gün, bir yerde mutlaka konuşulur.
Ketumiyet bozulur, sır olma zincirleri kırılır.
O zaman suskunluğun pişmanlığı yaşanır.
*
Konuşmak, anlatmak istersin
Vakit çoktan geçmiştir!