Yazı Boyutu:
888 parça.
Helenistik, Roma, Selçuklu, Osmanlı dönemine ait.
Bakır, gümüş, altın sikkeler
El yazısı altın varaklı Kuran-ı Kerim, kaplar, taslar, heykelcikler.
Her biri kendi çapında servet..
Jandarma, ihbar üzerine Muğlanın Milas ilçesine bağlı Pınar köyündeki eski eve operasyon yapıyor, hepsini buluyor.
Kırk haramilerin hazinesi gibi.
*
Eserleri, köy evine H.E adında kişi yığmış.
Bu şahıs için Bakanlık temsilcisi, koordinatör dediler.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Alakası yok karşılığını verdi.
Ortaya çıkan kazı alanında çalışan geçici personelmiş.
Aylar önce işten çıkarılmış.
Mahkeme kararıyla geri dönmüş.
İşe başladığı hafta takip edilip, kiraladığı köy evinde tarihi eserlere ulaşılmış.
*
Bana komplo kurdular diyen H.E şimdi hapiste.
*
Soygun her yönüyle bilmece.
Aslında facia.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Vatan hainliğinden farkı yok
yorumuyla tepki gösterse de
Bakanlığın Muğla Müdürü Kamil Özerin sözü komik:
Eserleri nasıl ve ne şekilde götürdüğü konusunda bilgimiz yok
Hatırlatalım; sekiz yüz seksen sekiz parça.
Yine Müdür Beyin açıklaması:
Şahsın ücretini kömür işletmeleri ödüyordu. Biz kazı alanının başına getirdik
*
Sözleşmeli personel.
Maaşı kömür işletmesinden.
Antik alanda kazı sorumlusu!
La havle
*
Tarihi servet müzeye teslim edildi.
Ya bulunmayan, kaçırılan, saklanan, satılanlar?
Var mıydı, yok muydu tespiti, bilgisi yok.
Bir hafta geçti, soruşturma sonucu?
O da yok!
*
Bu olay böyle kapanmamalı.
Üstü örtülmemeli.
En son noktaya ve kişiye kadar izi sürülmeli.
Bölgenin yetkili ağzı, Nasıl, ne şekilde götürmüşler bilmiyoruz dememeli.
Kazı alanları yolgeçen hanı olmamalı.
Kazının başına konulan adam kömürcü değil, uzman olmalı.
Dolayısıyla
Kediye ciğer teslim edilmemeli.
*
Aksi takdirde
Ne vatan hainleri biter;
Ne de tatlı soygunlar.