Olay yeri, İzmir.
Dağ köyleri değil kentin merkezi.
Şikâyet; taş atılması, cam kırılması.
Şikâyetçi; Türkiyenin en büyük kent içi ulaşım sistemini yöneten İZBAN. (İzmir Banliyö Sistemi)
Aliağadan, Menderese hızla yolcu taşıyor.
Hizmeti kaliteli, İstasyonları modern.
Tek sorunu, bilinmeyen kişilerin attıkları taşlar.
*
Kim atıyor?
???
Niçin atıyor?
???
Nedeni araştırıldı mı?
???
*
Hastalık var, teşhis yok.
Dolayısıyla tedavisi meçhul.
Sistem, 30 ağustos 2010da devreye girdi.
Yeni vagonlarla 80 kmlik hatta günde 172 sefer yapıyor.
192 kez camları kırıldı.
Tek camın kırılması, altı vagonluk seti devre dışı bırakıyor.
4 bin kişi seferden mahrum kalıyor.
Bugünün hesabıyla
Yılda 782 bin yolcu taş yüzünden binemiyor.
*
İzmir ülkenin batıya, medeniyete açılan penceresi.
Taşlanan trenin önü kesilemiyor!
Sebebi bulunamıyor, zarar büyüyor.
*
Aslında bu sosyolojik olay, yalnızlığın yarattığı gelenektir.
Tren yoluna serilen taşın cinsi bazalttır.
Serttir, köşelidir.
Raylı taşımacılığın olmaz olmazı, en ideal malzemesidir.
İki rayın arasına konan traverslerin arasına serilir, yükü dağıtır, zemini esnetir, suyu tutmaz, çamur zemin olmaz.
Bir o kadar da caziptir.
Eline aldın mı fırlatmak, uçarken gücünü görmek istersin!
*
İşte bu taşlar, İZBANın canını yakıyor.
Yıllardır demiryollarının da belasıdır.
Bakın şimdi!
Muşun Korkut İlçesi Konakdüzü köy geçişinde tren hep taşlanır,
Makinist, biletçi, yolcular yaka silkmiştir.
Jandarma pusu kurar, taşı atan okul önlüklü çocukları yakalar.
Karakolda sorarlar; Neden taş atıyorsun?
Dersler boş, bir salıncağımız, oyuncağımız yok ki
*
DDYden emekli biri düşünür.
Öneri götürür, kabul edilir.
Trenin en çok taşlandığı Adana-Mersin- İskenderun hattı üzerindeki her köyden 3-5 küçük çocuk trene alınır.
İlk kez vagona binen çocuklara okul malzemeleri de hediye verilir.
O günden sonra taş kesilir!
Hep el sallanır.
*
Sorun çözmek, sorunu öğrenmekle başlar.
Taş atan çocuklar ise mesele yok.
Yoksulluk geleneğinden gelen taş atma meselesi çözümlenebilir.
Yeter ki, çocuklara ulaşmayı isteyelim.
*
Yok, efendim, büyükler deniyorsa
O, Emniyet Müdürlüğünün işi.
Eğer böyleyse, olay kent terörüne dönmüştür.
Taşların yönü trenden çıkar
Canlara sapar, huzura çarpar.
*
Değil mi polis müdürlerimiz?