TÖVBE BİLLAHİ TÖVBE…

  • 0
  • 447
Yazı Boyutu:

Nasreddin Hoca’nın fil hikâyesi meşhurdur.
 
           *
Timurlenk, Anadolu’yu işgalinde kullanılan fillerden birini köye hediye eder.
Gücüyle hizmet etsin, işler çabuk bitsin.
Alışık olmayan fil, tarladaki ürünü ezer, yok eder.
Köylüler çaresiz Hoca’ya giderler:
“Ya Hoca kurtar bizi… Timur filini feri alsın”
Korkak köylülere güvenmeyen Nasreddin Hoca şartını söyler; “Benimle geleceksiniz. Yalnız bırakmayacaksınız”
Kabul ederler, Timur’un çadırına giderler.
Hoca huzura girer, Timur sertçe seslenir:
“ Söyle Hoca, derdin ne?”
Astığı astık, kestiği kestik Timur önünde, arkasındakilerden güç almak isteyen Hoca, “ Biz bu köylülerle…” diye lafa başlar…
İşaret etmek için döndüğünde kimseyi göremez.
Hepsi yarı yolda kaçmıştır.
Hoca yarı bele kadar eğilir, ince zekâsıyla;

“ Bu köylüler size fil için minnettar. Öyle yararlı öyle hayırlı ki fil, bir değil birkaç tane olsun isterler. Utandıkları için beni gönderdiler. Kerem edin, ne olur diğer filleri de gönderin”
 
                  *
İZBAN’ın 13 makinisti de bunu yaşadı.
TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortak kurumunda çalışan işçiler, toplu sözleşmenin 7 aydır çıkmaza girmesi…
750 TL maaşa talim etmeleri…
Yetkili, ilgili bulamamaları…
Sendikanın yetersiz kalmasından ötürü uyarı eylemine başladı.
Kadınlar makyaj yapmadı.
Erkekler tıraş olmadı.
 
          *
Ancak sonuç değişmedi.
Bir sabah karar alındı.
Seferler durdurulacak, yolcular durakta kalacak, İzmir ayağa kalkacak.
Duyarsızlar da uyanacak!
 
            *
Planladıklarını yaptılar.
13 toy makinist eyleme geçip, trenleri çalıştırmayınca yer yerinden oynadı.
Ulaşımda isyan, yönetimde panik patlak verdi.
Bakan, başkan ayağa kalktı, başka illerden makinistler getirildi.
Eylemci 13 makiniste telefonla mesaj çekildi.
“Kovuldunuz!”
 
           *
 
13 kişi ne olduğunu anlayamadı.
197 kişi eylem kararı almıştı.
Fatura sadece kendilerine çıkmıştı.
Bayram öncesi işsiz, güçsüz ortada bırakılmışlardı.
Ne sendika, ne de arkadaşlarından tepki gelmeyince…
Tıpkı Nasreddin Hoca’ya benzedi.
 
            *
Ortak bildiri hazırladılar.
Şehrin meydanında halka okudular:
“ Yaptığımızın yanlış olduğunu anladık… İzmir halkından, büyüklerimizden özür diliyoruz… Görevimize geri dönmek istiyor, affedilmemizi arz ediyoruz”
 
          *
Üç gün elleri cepte dolaşıp, hayırlı haberi beklediler.
Sonra yönetim tarafından çağrıldılar.
Takım elbiseli, sinekkaydı tıraşlı, gülücükler saçarak müdürlerin önüne oturdular.
Ellerini dizlerine koydular.
Ve kendilerine soruldu:
“ Yapacak mısınız bir daha?”
Hep birlikte, tek ağızdan haykırdılar:
“ Tövbe… Billahi tövbe!”

YORUM YAZ