Yazı Boyutu:
Yüreği yanık bir anne kurdu.
Umut Vakfı
Amacı; bireysel silah kaldırılsın.
Maganda, serseri kurşun olayları noktalansın.
Vakıf, 2012 bilançosunu verdi:
9 ayda 17 kurban
Hepsi 12 yaşın altında.
Yaşamı tadamadan, hiçbir günahı olmadan toprak oldular.
*
Aynı gün
İzmirli Umut Ceylan 18nci kurban oldu.
*
Umut, 6 yaşındaydı.
Okula kayıt olduğu gün, ayakkabısı alınmış, mutluluk çırpıntısıyla uyku tutmamış, iki yaş büyük ablası Doğaya Parka gidelim, biraz oynayalım mı? diye tutturmuştu.
İki kardeş, anneyi ikna etmiş
Mahalle parkında coşkularını paylaşmıştı.
Umut, bir ara Anne
Sırtım acıyor dedi.
Kaydırağın önünde iki adım attı, dizlerin üstüne yığıldı.
Yaşadığı şoku çığlıkla çevreye yansıtan genç anne, Umutu kucağına aldığında aslında umut bitmişti.
Hastanedeki çaba, onu geri döndüremedi.
Ceylan ailesine bir ateş düştü.
Yıllarca sönmeyecek, her Umut kelimesinde daha da alevlenecekti.
*
Bu facianın adı
Ecel midir?
Kader midir?
Yaradan yazgısı mıdır?
Umutun şansızlığı mıdır?
Akşam karanlığında parkta oynama yanlışlığı mıdır?
Bu ülkede insanların tesadüfen yaşadığının ispatı mıdır?
Yoksa hepsi, yoksa hiçbiri midir?
*
Vuranın vurduğu, gidenin gittiği, geride gözyaşıyla yananın bilinmezlik isyanıyla
ortada kaldığı bir dünya mıdır?
Nedir?
*
Küçük Umutun Azraili kimdir?
Kişi, kişiler, sistem midir?
Tonla sorunun, gram kadar cevabı yoktur.
Tek gerçek; kim vurduya gitmesidir.
*
Nereye kadar?
Umutu 18. Kurban olarak meleklere teslim ettik.
Allah kimseye yaşatmasın.
19uncu kim olacak?
Nereden geldiği belli olmayan bir mermi çekirdeği hangi masumu,
sevdiklerinden koparacak?
*
Kökü belli millet olarak bilirdik ki
Zeybeğin tüfeği savaşta patlar, kaşığı zaferde şaklar
Öyle bir hale geldik ki
Magandalar komşumuz.
Serseri kurşunlar piyangomuz.
Umutlar gidiyor, kayboluyor; hepimiz suskun, hepimiz suçluyuz!