Yazı Boyutu:
Düşündünüz mü?
En son ne zaman, niye sevindiğinizi
Aklınıza geldi mi?
Yüreğiniz çarparak, havaya zıpladığınızı
Yaşadınız mı?
Yıllar sonra çocukluk sevinci
Fark ettiniz mi?
Ağzınızın kulağına vardığını
Arzuladınız mı?
Müzik olmasa da göbek atmayı
Hissettiniz mi?
Ayaklarınızın yerden kesildiğini
Yaptınız mı?
Eşi, dosta telefonla arayarak, bayram havası estirmeyi
İstediniz mi?
Zevkten dört köşe olmayı
İçinizden haykırmak geldi mi?
İşte böyle coşkular isterim
Birkaç saat sürdü mü?
Neşeniz, gülücükleriniz
Mutlulukla uyudunuz mu?
Sevinmenin huzuruyla
***
Karamsarlığa gömülmüş
Umutsuzluğa boğulmuş
Dünün sıkıntılarını, bugüne taşımış
Yarının ne olacağını kestiremez hale gelmiş
Siyasi, ticari, içtimai belirsizliklere saplanmış
Bir dönemde hasret kalmışız sevinmeye.
Daha doğrusu
Unutmuşuz sevinmeyi!
Ne güzelmiş meğer.
Birilerinin seni sevindirmesi.
Sevinmek
Sevinci yaşamak.
***
Futbolda şans yüzümüze güldü.
Kurgulanmış gibi
Yakın rakibimiz yenildi.
Grubun zayıf takımı olmazı başardı, galip geldi.
Ay-yıldız formalı gençlerimiz, son dakika golünü çaktı.
Dünyamıza ışık saçtı.
Ağzımızın tadı değişti.
***
Bağırdık, çağırdık, zıpladık.
Hasret kaldığımız duyguyu yaşadık.
Bir milli futbol maç bizi bu kadar sevindiriyorsa
Sevinmeye ne kadar ihtiyacımız olduğunu anladık.
***
Bir akşam, birkaç saat olsa da
Sevinmemizi sağlayanlar şad olsunlar (sevinsinler)
Sevindirmeyi unutturanlarsa
Sevgiden yoksun kalsınlar!