ZORUNLU BİR YAZI…

  • 0
  • 755
Yazı Boyutu:

Bu yazı görev oldu.

Hırsın, dostlukları parçalamaması…

Siyasetin çirkinleşmemesi…

Sözde var olan uzlaşının bozulmaması…

İzmir’in kötü örnek olmaması…

Ve yaşananı görmezlikten gelmenin gazeteciliğe yakışmaması adına!

                 *

Et ve tırnak gibiydiler.

Hemen her etkinliğe birlikte katılır, iş-ticaret dünyasının isimlerini bir araya getirirlerdi.

Lider ruhuna sahip olduklarından, etiket bölüşümü bile dengeliydi.

Biri İZSİAD’da yönetimin, diğeri danışma kurulunun başkanıydı.

                 *

Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da sağ ve sol kolu gibiydiler.

Birbirine bağlılıkları belediye hizmetlerine yansırdı.

Eleştirilseler de etkilenmezlerdi.

Her ne kadar mühür Başkan Aziz Kocaoğlu’nun elindeyse de…

Üçünden birine ulaşmak yeterliydi. İş biterdi.

                  *

Yıllar yılları kovaladı.

Siyasette çalkantılı dönemler yaşayan Alaattin Yüksel, CHP’nin üst katına çıktı.

Etkin görev verildi, gücünü artırdı.

İlknur Denizli, belediye eski başdanışmanı, İZSİAD’ın başkanıydı.

Çalışma arkadaşının yükselmesine sevindi.

Seçim kapıya dayanınca…

Sürpriz bir kararla AK Parti’ye geçti.

Yüksel’le aynı bölgenin adayı oldu.

Daha doğrusu rakibi…

                  *

Bir süre sessizlik.

Sonra Yüksel patladı.

Genel politika yerine kişiyi hedef aldı.

Yıllarca birlikte çalıştığı arkadaşını.

“ Siyaset tutarlılık gerektirir…Siz milletvekilliği adaylığını sadece kendini bir yere taşımak için kariyer planlaması olarak değerlendirirseniz, o zaman ‘benim düşüncem bu, ben bu partiye gideyim’ diye bir duygunuz olamaz…”

                     *

Karşılık gecikmedi.

“Zorunlu” dendi, dopdolu geldi.

İlknur Denizli sözle değil, yazıyla döşendi:

“ Kişiler üstünden kampanya yürütmek, eski kuşak siyasetçilerin kurtulamadığı çocukluk hastalığıdır… Seviyeyi düşüren kötü  alışkanlıklardan kutlumlayız. Aldığım terbiye gereği, basın üzerinden ilişki kurmak istemezdim… Son yaklaştıkça sinirler geriliyor. Siyasetçilerin sorumluluğu, kendini kortrol etmeyi başarmaktır”

                   *

Ve yaşanmış yıllar böyle silindi.

İzmir kavgasız-gürültüsüz gidiyor derken…

İki dost, iki sırdaş, iki ortak birbirini yedi.

Bir rozet, koltuk uğruna!

                   *

Kişilerin ismi değil...

Yarattıkları olay çok konuşulur.

“Siyasetin bencilliği “ lafıyla…

Bu nedenle yazmak görev oldu.

              *

Keşke hiç yaşanmasa, olmasaydı!

YORUM YAZ