İzninizle Almanya’da bir doktor olarak bel fıtığı yakınmaları ve ameliyatı için yaşadığım süreci sizlere anlatmak istiyorum .
Aslında şimdiye kadar hiç sorunum yoktu . Belki de ufak tefek bel ağrılarını ciddiye almadığım içindi . Sanırım dikkatsizce bir hareket sonucunda , bacağa vuran , gözlerimden yaş getirecek kadar şiddetli kalça ağrısı yakınmalarım başladı.
Almanya’da hemen uzman doktordan randevu almak çok zor . Özel veya resmî sigortalı olan herkesin uzman doktor muayenehanelerinde ücretsiz muayene olma hakkı var . Ancak aylar sonraya randevu veriyorlar , üstelik eski hasta değilseniz yeni hasta kabul etmiyorlar . MVZ denen genellikle hastaneye bağlı polikliniklerde biraz daha erken randevu alabiliyorsunuz.
Ev doktorum ağrı kesici diklofenak enjeksiyonu yaptı ve ibuprofen reçetesi yazdı . Haftasonu bunlara rağmen ağrıdan kıvranmaya devam ettiğim için yaşadığım kasaba hastanesinin acil servisine gittim . Nöbetçi olarak sadece genel cerrahi asistanları vardı . Ortopedi ve beyin cerrahi uzmanları belli günlerde poliklinik yapıyorlar . Hastaneye yatarsam , ağrı kesici enjeksiyon yapabileceklerini söylediler . Pazartesi tekrar ev doktoruna gidip , beni nöroloji servisi olan bir hastaneye sevk etmesini rica ettim . Yakın kasabadaki nöroloji servisi olan bir hastanede , yatış için hastane acil girişinde ağrı içinde 2 saat bekleyip , sekreterden de “ Beklemeniz gerektiğini zaten biliyorsunuz , diyabetliyseniz yanınızda yiyecek de getirmeliydiniz “ ifadelerini duyduktan sonra , bir nöroloji asistanı tarafından muayene oldum . Hiç bir motor fonksiyon bozukluk olmadığını , bu yüzden MR çekilmesinin anlamsız olduğunu; ancak hastane sevki olduğu için yatmam gerektiğini söyledi ve İbuprofen gibi analjeziklerin ( ağrı kesicilerin ) nörojenik ( sinirsel ) ağrılara yararlı olmadığını söyleyerek Gabapentin ve kas gevşetici ilaçlara başladı.
Ağrılarda bunlara rağmen azalma olmamıştı . Ertesi gün hastanede vizit yapan Oberarzt ( uzman - başasistan ) tekrar yaptığı nörolojik muayenede sol bacakta hafif kuvvet kaybı ve patella ( diz kapağı) reflexinde azalma saptadı . Bunun üzerine ayni gün öğle üzeri MR çekildi . Sonucunu ancak ertesi sabah vizitte söylediler . Büyük bir lezyon olduğunu ve cerrahi gerektiğini ve bunun için en yakındaki Koblenz şehrinde nöroşiruji kliniği olan bir hastane ile görüşeceklerini söylediler . Yine akşam 18 ‘e kadar haber alamadım . Tam akşam yemeğine başlarken nöbetçi asistan yarım saat içinde ambulansın gelip beni Koblenz’e götüreceğini söyledi .
Ambulans 20 de geldi . 21 de Koblenz ‘deydim . Gece yine yabancı ( zaten Almanya’da hastanede çalışan doktor ve hemşirelerin çoğu benim gibi yabancı , El Salvador’dan Nijerya’ya her ülkeden çalışan var ) bir asistan nörolojik muayene yaptı .
MR görüntülerini bana da göstererek lezyonun büyük olduğunu ve mikroinvaziv ( küçük delikle laparoskopi ile ) yerine açık ameliyat gerektiğini söyledi . Felçten , menenenjitten , tromboemboliye kadar beni bile korkutan olabilecek tüm komplikasyonları , riskleri ve oranlarını sözlü ve yazılı anlatarak onam formunu imzalattı . Anestezi onam formunu da doldurdum .
Genel anestezi ile operasyon sonrası serviste bir gün yalnız ayağa kalkmamam gerektiğini söylediler . Burada refakatçide olmadığı için yatağın başındaki herşeyi kontrol eden kumanda üzerindeki ( yatağın pozisyonu , ışıklar , TV , radyo kanalları, ) acil hemşire çağırma düğmesine basmam gerektiğini söylediler . Güler yüzlü , ilgili , her soruma yanıt vermeye çalışan düğmeye basınca mutlaka geleceklerini söylediler .Ancak gece uyanınca , bana söylenmeyip ; yatağın başındaki komidinin içine konulan kumandayı bulamayınca kalkıp kendi başıma tuvalete gidince doğrusu biraz bozuldular.
Hastanede genellikle bizdeki gibi refakatçi ve çok sayıda ziyaretçi olmadığı için , insanlarda yüksek sesle konuşmadığı için gürültü yok . Televizyon da kumandaya takılan , günlük 3 Euro’ya kiralanan kulaklıkla dinleniyor.
Özellikle akşam yemeğinde Türkiye’deki yemekleri özlüyorsunuz . Çünkü burada akşam yemeğinde çay , kahve ile birlikte iki dilim ekmek , küçük tereyağı , bir iki peynir ve salam dilimi veriyorlar.
Ertesi gün beyin cerrahi yanıma geldi ve açık ameliyatta , omurga kemiğinin bir bölümünü kırarak ulaştığı diskin dağılan küçük parçalarını da mikroskopla arayıp çıkarmaya çalıştığını söyledi. Üç hafta sonrası Türkiye ‘ye bir kongrede sunum yapmam için gitmem gerektiğini söylediğimde , yolculuk için erken olacağını , oluşabilecek nedbe dokusuyla , gerekebilecek tekrar operasyonun oldukça zor olabileceğini söyledi . Yaşımı ve sporcu olmadığımı da düşünerek , Türkiye’den değerli meslektaşlarımın da önerilerine uyarak uçak biletini aldığım halde çok özlediğim ülkeme gelmekten vazgeçtim . Koşullar uygun olursa belki de sunumumu online yapabilirim .
Sağlıklı günler dileğiyle hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum
ALMANYA'DA DOKTORKEN HASTA OLMAK
29 Eylül 2024- 4
- 2.700
Nazende Korkmaz Yıldız
Çok geçmiş olsun değerli hocam, tez zamanda sağlığınıza kavuşun cok oözlediğiniz ülkenizde de hasret giderirsiniz inşallah. Sağlıklı günlerinizde sağlıklı haberlerinizi ve bilime katkılarınızı almak dileğiyle ülkenizden selamlar saygılar...
Filiz Ertan
Çok geçmiş olsun Kenan bey Artık Almanya da mı ysşıyorsunuz
Zeka Özenç
Öncelikle geçmiş olsun Kenan ağbi. Almanya’nın sağlık sisteminin nasıl çalıştığı ile ilgili vermiş olduğun bilgiler için çok teşekkür ederim. Görünen şu ki Hekime ulaşmak pek kolay değil. En kısa sürede eski sağlıklı günlerine dönmen dileğiyle.
Ümit Sayman
Çok geçmiş olsun sevgili Kenan.