ERKEN DOĞANLAR

  • 0
  • 1.980
Yazı Boyutu:

Bizim İzmir portalının değerli okurları
İstanbul Boğaziçi Köprüsü,Dünya Prematürite günü dolayısıyla 17 Kasım akşamı premature bebeklerin simgesi olan mor ışıkla aydınlandı.Türkiyede prematürelik hakkında farkındalığı arttırmak için yapılmakta olan çalışmalara katkı sağlamak ve çorbada bizim de tuzumuz olsun diyerek bu hafta prematuriteden bahsetmek istedim.
 Çocuk ölüm nedenlerinin ilk sırasında erken doğumlar yer almaktadır.Tıbbın ve teknolojinin gelişmesiyle premature doğan bebeklerin yaşam şansı artmıştır. Ancak buna paralel olarak premature doğum oranı düşürülememiştir.Yapılan çalışmalar, bazı ülkelerde erken doğum oranlarının iki kata kadar arttığını bildirmektedir.
 
37. gebelik haftasını tamamlamadan doğan bebeklere premature denir.
(Bilindiği gibi gebelik,son adet kanamasının birinci gününden itibaren 280 gün yani 40 haftadır)
Dünya Sağlık Örgütü ,gebeliğin 20-37 hafta arasında doğumu preterm (erken doğum) olarak tanımlar.
Preterm doğumlar 32-37 hafta arası ‘’orta veya geç preterm’’ olarak yorumlanabilir.Geç preterm doğumlar tüm erken doğumların %84.3ünü  oluşturmaktadır ve temel yeni doğan bakımıyla yaşam şansları mevcuttur.28-32 hafta arası ‘’çok preterm’’(erken doğumların %10.4ü) ,28 haftanın altında ise’’aşırı pretem’’ (erken doğumların%5.2 si) kavramından bahsedilir.(Bu oranlar Dünya Sağlık Örgütünün 1990-2010 arası 41 ülkede canlı doğan 131 milyon bebek değerlendirilerek bildirilmiştir)
 
Erken doğum,dünyada ve ülkemizde en önemli çocuk ölüm nedenidir.Dünya Sağlık Örgütünün 2012 yılında yayınladığı ‘’Erken Doğum Hakkında Küresel Eylem Raporu’’ na gore,dünyada her yıl 15 milyon bebek preterm doğmakta ve bu rakam giderek artmaktadır.Erken doğum oranları dünyanın 184 ülkesinde  %5 ile %18 arasında değişmektedir.Avrupa ülkelerinde erken doğum oranları %5ile %7 arasında değişirken, ABD de son 10 yılda %20 artarak %12.9 lara ulaşmıştır. 
 
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine gore,ülkemizde yılda 1milyon 250 bin civarında bebek doğmaktadır.Bu doğumların yaklaşık%12 si erken doğumdur.Kısaca ülkemizde her yıl yaklaşık 150 bin bebek erken doğmaktadır.
 
NİYE ERKEN DOĞUMA ODAKLANIYORUZ?
Prematürite komplikasyonları nedeniyle dünyada her yıl 1.1 milyon bebek ölmektedir.Prematür doğum,yeni doğan bebek ölümlerinin ilk ve en önemli nedeni,beş yaş altında çocuk ölümlerinin de pnömoni (zatürre) den sonra ikinci nedenidir.(%75-85 arası ölüm nedeni).Gelir düzeyi yüksek veya orta tüm dünya ülkelerinde prematürite, çocuk ölümlerinin birinci nedenidir.Ancak gelir düzeyi yüksek ülkelerde ,24 haftada doğan bebeklerin yarısı yaşatılabilirken,gelir düzeyi düşük ülkelerde ise 32 haftada doğan bebeklerin yarısı ölmektedir.
Dünya Sağlık Örgütünün 2012 yılında yayınladığı ‘’Erken Doğum Hakkında Küresel Eylem Raporu’’ na gore erken doğum nedeniyle ölümler ,yoğun bakım gerektirmeden %75 üzerinde önlenebilirler.Son on yılda erken doğum nedeniyle bebek ölümü oranını yarı yaraya azaltan düşük ve orta gelirli 7 ülkeden biri arasına ülkemizin de girmesinde özverili sağlık çalışanlarının çabası gözardı edilmemelidir.
 
Ayrıca;erken doğan bebeklerin %50 sinde de yaşam boyu beyin ve sinirsel gelişim bozuklukları artmaktadır.Bunların başlıcaları ;cerebral palsy(felç),öğrenme bozuklukları,görme ve işitme bozuklukları ve davranış bozukluklarıdır.
Görme bozuklukları arasında körlük veya yüksek derece myopiler prematürite sonrası retinopatiye bağlı karşımıza çıkabilir.Hipermetropi ve myopi oranları artmıştır. 28 haftadan once doğan aşırı premature bebeklerin yaklaşık %25i bu durumdan etkilenmektedir,Orta derece premature bebeklerde de yeterli monitorize edilmeyen oksijen tedavilerinde görme bozukluklarıyla karşılaşılmaktadır.
28 haftadan once doğan aşırı premature bebeklerde %5-10 oranlar arasında işitme bozuklukları da olabilmektedir.
Ayrıca aşırı premature doğan bebeklerde %40 a varan oranlarda kronik akciğer hastalıkları gözlenmektedir.
Erken doğan bebeklerde, uzun dönem yaşamlarında;artan yüksek tansiyon,azalmış akciğer fonksiyonları,artan asthma oranları,çocuklukta büyüme geriliği,ergenlikte ise aşırı kilo alımının olduğu bildirilmektedir.
Prematüritenin sinirsel gelişim ve davranış üzerinde de etkisi gözlenmiştir.Belirgin öğrenme bozuklukları,disleksi,akademik başarıda azalma erken doğan bebeklerde karşılaşılan sorunlardandır.Doğumda gebelik haftası ve bakım kalitesiyle bağlantılı olarak;orta ve ağır düzeyde kognitif (düşünsel)bozukluklar, motor(hareket) bozuklukları ve cerebral palsy(felç) prematürite sorunları arasında yer almaktadır.Ayrıca dikkat eksikliği,hiperaktivite,anksiyete ve depresyonda artma prematürite sonucu çıkabilen psikiyatrik ve davranışsal  sorunlar arasındadır.
Ailenin psiko,sosyal ve ekonomik olarak etkilenmesi de,prematüritenin toplumsal boyutunu etkileyen faktörlerdendir.
 
ERKEN DOĞUM NEDEN OLUR? ÖNLEMLER NELERDİR?
Erken doğumların çoğunluğu (yaklaşık%70i) kendiliğinden olmaktadır ve çoğunlukla hiç bir neden bulunamamaktadır.
Çoğul gebelikler, enfeksiyonlar, şeker hastalığı ve tansiyon yüksekliği gibi kronik durumlar ve genetik faktörler sık karşılaşılan erken doğum nedenlerdir.
Dünya Sağlık Örgütünün ‘’Erken Doğum Hakkında Küresel Eylem Raporu’’ na gore spontan(kendiliğinden) erken doğumu etkileyen risk faktörleri ve alınabilecek önlemler aşağıda belirtilmiştir;
Gebelikte annenin yaşı ve gebelikler arası aralık önemli bir risk faktörüdür. Adolesan (ergen ve 18 yaş altı) gebeliklere,ileri yaştaki gebeliklere ve sık aralıklarla gebeliklere bağlı erken doğumlar  en önemli örnekleri oluşturur.Burada prekonsepsiyonal(gebelik öncesi) bakım ve aile planlamasının önemi karşımıza çıkmaktadır.Adolesan(ergenlik) döneminden itibaren etkin gebelikten korunma yöntemleri konusunda toplum bilinçlendirilmeli,gebelikler arasında ve sonrasında da etkin gebelikten koruyucu yöntem kullanımın devamı sağlanmalıdır.
Özellikle tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleriyle artan çoğul gebelik oranlarına paralel olarak prematürite de artmıştır.Yardımcı üreme tekniklerinin başlatılması ve monitorizasyonunda en iyi ve doğru tıbbi uygulamalar için politikalar geliştirilmelidir.
İdrar yolu enfeksiyonları,bakteriyel vaginozis(vajinada kokulu akıntı yapan enfeksiyon), frengi,HIV,sıtma gibi enfeksiyonlar erken doğumun sık nedenleri arasındadır.Cinsel yolla bulaşıcı hastalıklarla ilgili gebelik öncesi,ve gebelikte ortaya çıkabilecek enfeksiyonlar için de gebelik sürecinde erken tanı ve tarama programları geliştirilmelidir.
Gebenin; şeker,yüksek tansiyon,anemi,asthma,troid gibi hastalıkları erken doğumu etkileyen faktörler arasındadır.Gebelik öncesi ve gebelik sürecinde izlemlerine ağırlık verilmelidir.
Beslenme yetersizlikleri veya obes(aşırı kilolu) olmak ,vitamin ve mineral eksiklikleri(örneğin demir eksikliği anemisi) erken doğum için risk faktörlerindendir.
Yaşam biçimi de prematuriteyi etkiler.Sigara kullanımı,aşırı,alkol tüketimi,ilaç kullanımı,aşırı fiziksel aktivite ve çalışmanın olumsuz etkisi gözönünde bulundurulmalıdır.
Diş ve dişeti enfeksiyonlarının bile erken doğumu etkilediği konusunda çalışmalar vardır.
Ayrıca depresyon ve kadına yönelik şiddetin risk faktörleri arasındaki önemi unutulmamalıdır.
Genetik faktörler,ailesinde erken doğum öyküsü ve rahim ağzı yetmezliği erken doğumu etkileyen diğer risk faktörleri arasındadır.
 
Tıbbi veya tıbbi olmayan gerekçelerle suni sancıyla başlatılarak doğum veya sezaryenlerle de erken doğum oranları artmaktadır.Bu oranlar ,İskoçya ve Hollanda da %20 civarındayken, Fransa veABD de %40 lara ulaşmıştır.Gebeliğin tıbbi gerekçelerle erken sonlandırılmasını etkileyen nedenler anneyle veya bebekle ilgili olabilir;
Bebekle ilgili  nedenler ( bebeğin anne karnında gelişememesi,kronik olarak oksijensiz kalması nedeniyle ölüm ve hasarlı olma riski nedeniyle erken doğuma karar verilmesi);
Ciddi preeklampsi(gebelik zehirlenmesi),plasentanın erken ayrılması(yüksek tansiyonda plasentanın ayrılma riski çok artmaktadır),rahim yırtılması (myom alınması gibi Rahim üzerinde operasyon geçirmiş olanlarda fazla),kolestaz(gebeliğe bağlı sarılık ve kaşıntıyla kendini gösteren hastalık),fetal distress(bebeğin rahim içinde oksijensizlik belirtileri) bebeğin büyüme geriliğinin  anormal test sonuçlarıyla onaylanmış olması tıbbi gerekçelerle erken doğum nedeni olmaktadır.
Anneyle ilgili erken doğumu gerektiren tıbbi nedenlerin başında ise günümüzde gittikçe artan obesite ve şeker hastalığı gelmektedir.Gebenin ,yüksek tansiyon,böbrek hastalığı ve birçok diğer kronik hastalığı da unutulmamalıdır.
 
ERKEK BEBEKLERDE Mİ ? KIZ BEBEKLERDE Mİ RİSK FAZLA?
Erken doğum oranlarının erkek bebeklerde %55 oranda kızlara oranla daha fazla olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur.Ayrıca erken doğan erkek bebeklerin prematürite nedeniyle daha fazla öldüğü bildirilmiştir.
 
ERKEN DOĞUM EYLEMİ BAŞLADIĞINDA;
Gebe hastaneye yatırılarak izlenir.Tokoliz dediğimiz damardan infuzyon tedavisiyle doğum geciktirilmeye çalışılır.Bebeğin akciğerlerinin olgunlaşmasını desteklemek amacıyla anneye kortizon enjeksiyonu uygulanmasının erken doğan bebeklerde ölüm oranını azalttığı kanıta dayalı tıp çalışmalarında bildirilmiştir.Su kesesi erken açılırsa (su geldiğinde) antibiyotik kullanarak bebekte oluşabilecek enfeksiyon engellenmesi kanıta dayalı çalışmalarda önerilmektedir.
 
BEBEK ERKEN DOĞDUĞUNDA;
Erken doğan bebeklerde hipotermi(düşük vücut ısısı),göbek kordonu,deri enfeksiyonları,neonatal sepsis(enfeksiyonun kana karışması),hipoglisemi(kan şekeri düşmesi),hipoksi(oksijen düzeyi düşük olması) çoğunlukla görülmektedir.
Normal zamanda doğan bebeklerde hipotermiyi engellemek için; kurutma, ısıtma,anne vücuduyla temas,gecikmiş banyo önerilirken,erken doğan bebeklerde bunlara ek olarak annenin kanguru şeklinde taşıması(bebeğin uzun süreli anneyle cilt temasının sağlanmasının 2000 gr altında doğan bebeklerin yaşamı için daha yararlı olduğu görülmüş),bebek şapkaları, battaniyeler, başucu ısıtıcıları ve inkübatörlerin önemi vurgulanmıştır.
Göbek kordonu,deri enfeksiyonları ve neonatal sepsisten korunma amacıyla; gününde doğan bebekleri olanlara; sadece el yıkama ve hijyenin önemi vurgulanırken,erken doğan bebeklerde göbek bakımına daha fazla önem verilmesi ve tercihan chlorhexidine içeren antiseptiklerin kullanılması önerilmiştir. Ayrıca zamanında doğan bebeklerde kordonun geç klemplenmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Erken ve gerekli miktarda emzirme, beklenen zamanda doğan bebeklerde düşük kan şekeriyle mücadele etmede yeterli olacaktır.Ancak erken doğan bebeklerde emzirme için fazladan destek gerekmektedir.Sütün sağılarak, biberonla veya tüple bebeği beslemek gerekebilir.Nekrotizan enterokolit denilen barsak hastalığı ,anne sütü eksikliğinde daha fazla karşımıza çıkan ve erken doğan bebeklerin yaşamını tehdit eden ciddi bir durumdur.
Hipoksi (oksijensizlik);kalıcı hasar ve ölüm oranını arttırmaktadır.Özellikle akciğerleri tam gelişmemiş erken doğan bebeklerde RDS(Respiratuar Distress Sendromu)na bağlı ciddi solunum sıkıntısı ve beyin kanaması riski artmaktadır.Beklenen zamanda doğan bebek doğum anında nefes almadığında ,neonatal resusitasyon dediğimiz bebeği canlandırma  genellikle daha sorunsuzdur .
(%99 dan fazla bebekte oda havasında ambu ve maskeyle resusitasyon yeterli olmaktadır).
Erken doğan bebeklerde ise monitor denetiminde maske veya burundan kanülle oksijen kullanmak gerekir.(Yukarıda bahsettiğimiz uygulamalar kanıta dayalı tıp çalışmalarıyla desteklenmektedir.)
 
ERKEN DOĞUMLAR VE PREMATÜRE BEBEK ÖLÜMLERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?
Dünya Sağlık Örgütünün 2012 yılında yayınladığı ‘’Erken Doğum Hakkında Küresel Eylem Raporu’’ na gore; kanıta dayalı çalışmalar gözönüne alınarak tüm dünyada aşağıda belirtilen yaklaşımlara önem verildiğinde 2025 yılı itibariyle , her yıl 921bin erken doğan bebeğin ölümü önlenebilecektir.Bu öngörü için önerilenler şunlardır;
 Dünya Sağlık Örgütü raporunda;erken doğum eylemi başladığında bebeğin akciğerlerinin olgunlaşmasını desteklemek için kortizon uygulamasının yılda 444 bin bebeğin yaşamını kurtaracağı,erken membrane rüptürü dediğimiz su kesesinin erken açılmasında da antibiyotik kullanımı ile yılda 101 bin erken doğan bebek ölümünün önleneceği bildirilmiştir.
Erken doğan bebeğin vücut ısısının korunmasıyla yılda171 bin, basit yeni doğana müdahele yöntemlerinin doğru uygulanmasıyla yılda 53 bin, neonatal resusitasyon dediğimiz yeni doğanı canlandırma girişimleriyle yılda77 bin erken doğan bebeğin yaşamı korunabilecektir.
 
Aile planlaması (erken, ileri yaşlarda ve sık aralıklarla gebeliklerin önlenmesi) ile yılda 345 bin erken doğan bebeğin yaşamı korunabilecektir.Kanguru anne bakımı(özellikle 2000 gr altında bebeklerde uzun sure anneyle cilt temasının sağlanması)yılda 531 bin erken doğan bebeğin yaşamını kurtaracaktır.
 
Görüldüğü gibi aile planlaması ve kanguru anne bakımı gibi basit ve ekonomik yaklaşımlarla önümüzdeki yıllarda erken doğum ve premature bebek ölümlerinin büyük oranda azalacağı öngörülmektedir!!!
 
Erken doğumu önlemek ve bebek ölüm oranlarını azaltmak için ülkemizde koruyucu hekimlik tekrar önem kazanmalıdır.
Sağlıklı bebekler ve sağlıklı bir nesil dileğiyle.

YORUM YAZ