Yazı Boyutu:
Bizim İzmir portalının değerli okurları
Bu yazımda,2 Kasım 2012 de İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Fetal Kalp Kapsamlı Kurs etkinliğinde paylaşılan bilgilerden bazılarını sizlere aktarmak istiyorum.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Anatomi bölümünden Prof.Dr .Mehmet Ali Malasın fetüs kalbinin anatomik yapısını anlatarak başladığı toplantıda ,interaktif olarak hayvan modeli üzerinde kalbin kesitleri gösterildi.Fetüs kalbinin embriyolojik gelişimini ve anlatan Prof Dr.Mehmet Ali Malas , kalbin çok erken dönemde oluştuğunu ve 22-24.günde kalp atımının başladığını belirtti.Fetüs kalbinin de iki ventrikül (karıncık)ve iki atriumdan (kulakçık) oluştuğunu ,ancak gebelik sürecinde kulakçıklar arasının açık olduğunu ve doğumdan sonra bu açıklığın kapandığını vurguladı.
Op. Dr. Burcu Kasap; ultrasonografi ile gebelik sürecinde fetüs kalbinin temel muayenesini anlattı. Bebek ölümlerinin en büyük nedeninin konjenital anomaliler dediğimiz doğumsal sakatlıklar olduğunu belirtti ve bunların %30-%50 sinin doğumsal kalp hastalıkları olduğunu vurguladı. Op. Dr. Burcu Kasap bin bebekten yaklaşık sekizinde doğumsal kalp hastalığı olduğunu, kalbin 4 ana boşluğunun ultrasonografi ile doğru değerlendirildiğinde bebeğin doğumsal kalp hastalıklarının %60 ının saptanabileceğini vurguladı.
Rahim içinde bebeğin yatış pozisyonunun ultrasonografi de önemini vurguladı ve sadece kalbin veya tüm iç organların ters tarafta bulunabileceği durumların ultrasonografide kesit alırken göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.
Bebek kalbinin göğüs kafesinin üçte birini kaplaması gerektiğini, büyük bölümünün göğüs kafesinin solunda 45 derece açıda (%20-70 arası) sola dönük olması gerektiğini belirtti.
Kalbin normalden küçük olamayacağını, bu durumda göğüs kafesi içinde bir kitlenin kalbi sıkıştırabileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.
Kalbin büyük olması durumunda ilk olarak bebeğin anemi denen kansızlığının, atar veya toplar damarlarda maformasyon dediğimiz anormalliklerin ve komplet blok dediğmiz ritm bozukluğunun akla gelmesi gerektiğini belirtti.
Kulakçıklarl ,karıncıklar arası mitral ve triküspid kapakların ayrılması ve bir çizgi oluşturmaması gerektiğini ve kuş kanadı gibi düzenli ve simetrik açılıp kapandığının gözlenmesi gerektiğini ifade etti.Renkli akım,pulse doppler gibi tekniklerle bebek kalbi içinde kanın geri veya ters akımının,kapakçıklarda daralma veya tıkanmanın saptanabileceğini vurguladı.
Ultrasonografide Kalbin 4 ana boşluğundaki değişikliklerin ve en sık rastlanan doğumsal kalp anomalisi olan karıncıklar arası açıklıklarla kendini gösteren VSD (Ventriküler Septal Defekt)in saptanabileceğini vurguladı. VSD nin, bin bebekten1.5-3.5 arasında görülebileceğini ve doğumsal kalp hastlıklarının %30 unu oluşturduğunu belirtti. VSD nin down sendromu (mongol) benzeri kromozom hastalıklarıyla birlikte görülebileceğini işaret etti. Ancak 2 mm den ince VSD ve kulakçıklara yakın bölümde (peri membranöz %80 )VSD nin görülemeyebileceğini,bu nedenle fetal ekokardiyografiye kadar ayrıntılı ultrason değerlendirilmelerinin yapılması gerektiğini söyledi.
Kalbin kulakçık ve karıncıklarını değerlendirirken ;sağ kulakçığın genişlemesi halinde;ebstein anomalisi ve triküspid (sağ karıncık ve kulakçık arası)kapak displazisi (gelişmemesi),sağda karıncık gözlenmemesi ;triküspid kapak atrezisi (bulunmaması),sağda küçük karıncık gözlenmesi ;pulmoner (akciğere giden damar) stenoz (tıkanıklık) veya atrezi(olmaması),triküspid atrezi +VSD nin birlikte oluşu,sağ karıncığın genişlemesi ;uhl sendromu,sol kulakçığın genişlemesi;izole(sadece) aort kapağı atrezisi (bulunmaması),sol karıncığın bulunmaması;HLHS,mitral(sol karıncık ve kulakçık arası) ve aort kapakların birlikte atrezisi,sol karıncığın küçük oluşu;mitral kapağın atrezisi +VSD nin birlikte bulunuşu veya Aort kooarktasyonu ve aortik arc hipoplazisi gibi vücuda giden ana atar damarın kalpten çıktıktan sonra kıvrıldığı yerdeki daralmalar,sol karıcığın büyümesi ise;ciddi aort kapağı darlığında ve endokardial fibroelastozis dediğimiz kalbin bağ dokusunu oluşturan hastalıklarda karşımıza çıkabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Sefa Kelekçi ise, fetus kalbinin genişletilmiş muayenesini, örnek videolarla anlattı ve anne karnında saptanabilen kalp hastalıklarından örnekler verdi. Prof.Dr. Sefa Kelekçi ; doğumsal kalp hastalıklarının down sendromu gibi kromozom hastalıklarından 6 kat fazla görüldüğünü,spina bifida (omurga kanalı açıklığı)gibi korunmak için gebe kalmadan önce folik asit kullanımına başladığımız, nöral tüp defektlerinden bile 3-4 kat fazla görüldüğünü ve fetüs kalbi için ayrıntılı ultrasonografi, doppler,ekokardiyografi ile tarama programlarının ülkemizde de rutin uygulamalar içine girmesi için çaba gösterdiklerini vurguladı.
Doğuştan kalp hastalığının %90 ının risk grubunda olmayan gebelerin bebeklerinde görüldüğünü vurguladı. Fetüs kalp hastalıklarının %70-90 çok faktörlü olduğunu, down sendromu ve diğer kromozom hastalıklarıyla birlikte görülebileceklerini veya diğer metabolik ve genetik(kalıtsal)ve çevresel nedenlere bağlı olabileceklerini, gebeni n kızamıkçık gibi enfeksiyonlarında ve alkol tüketiminde daha sık karşımıza çıkabileceklerini belirtti.
Kalbin dört ana boşluğuyla birlikte, fetüsün kalbinden çıkarak akciğerlere ve vücuda giden damarların ayrıntılı değerlendirilmesi ile doğumsal kalp hastalıklarının yaklaşık %90 ının gebelik sürecinde saptanabileceğini vurguladı.
Ayrıntılı ultrasonografi ve fetal ekokardiyografi ile, gebelik sürecinde bebeğin kalbini 18-24 hafta arasında taradıklarını belirten Prof. Dr. Sefa Kelekçi , doğumsal kalp hastalıklarının %50 sinin major (ağır-ciddi),%50 sinin minör (hafif-fazla sorun çıkarmayan) anomaliler olduğunu belirtti.Bu dönemde fetüs kalbinin büyüklüğünün bir lira kadar olduğunu vurguladı ve bebeğin değişen pozisyonu ile ultrasonografiyle alınan kesitlerin zorluğundan ve öneminden bahsetti.
Kalbin dört ana boşluğunun değerlendirilmesinin yeterli olmayacağı ve çıkan damarların da değerlendirilmesi gerektiği doğumsal kalp hastalıklarının; fallot tetralojisi(4 farklı anormal durumun birlikte olduğu doğumsal kalp hastalığı),büyük arterlerin transpozisyonu (akciğerlere giden damarlarla, vücuda giden ana atar damar aortanın çıkış yerlerinin birbiriyle değişmesi),trunkus arteriozis,DORV,bazı VSD ler,VSD ile birlikte pulmoner (akciğer)arter kapağı yokluğu,arkus aortanın (ana atar damarın döndüğü yer)anormallikler,kalp çıkışında hafif ve orta derecede tıkanıklılklar olarak sıraladı.
Son yıllarda gündemde olan anormal bir ultrasonografi bulgusunun; ARSA (Aberran Sağ Subklaviyen Arter) dediğimiz, aortadan ilk ayrılan damarın farklı bir şekilde çıkışının normal fetüslerde %1.5 oranında görülürken,down sendromlu fetuslarda %37.5 a varan oranlarda görülebileceğini belirtti.
Fetus kalp atım hızının dakikada 120-160 arasında olduğunu, kalpte ritm bozukluklarının da ayrıntılı değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Katılamadığım öğleden sonraki oturumda da çocuk kardiyoloğu Prof. Dr . Vedide Tavlının Konjenital Kalp Hastalıklarında Uygun Danışmanlık Konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaşacağı duyurulmuştu.
Sonuç olarak toplantıda gebelik izleminde bebeğin kalbinin ayrıntılı değerlendirilmesi ve ülkemizde de konuyla ilgili tarama programı ve strateji oluşturulmasının önemi vurgulandı.
Tüm gebelerin sağlıklı bebek sahibi olmaları dileğiyle