bizimizmir'in değerli okuyucuları
Bu hafta sizlere kadın doğum doktoru olarak iş yaşamımızda istemeyerek karşılaştığımız durumlardan, şiddet gören kadın ve kızlardan bahsetmek istiyorum.
25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Günü Konuyla ilgili farkındalık ve duyarlılığa katkıda bulunmak amacıyla hastaneye başvurmak zorunda kalan şiddet gören kadınların yaşadıkları zorlukları vurgulamak istedim.
Bilindiği üzere tecavüz, jinekoloji servislerine başvurularda en başta gelen nedenlerden.Bir veya birkaç kişi tarafından,eşleri,nişanlı veya erkek arkadaşları,yakınları veya yabancılar tarafından tecavüze uğrayan kadınlar veya genç kızlar utanç veya korkularından ne yazık ki her zaman erken muayene için başvuramıyorlar.Durumdan haberdar olan yakınlarının desteği veya zoruyla muayeneye geliyorlar.Erken safhada saptanabilecek darp izleri,spermlerin görülme şansı ,birkaç gün geçince kayboluyor.
Sizinle hastanedeki son acil nöbetimdeki bir tecavüz olayını paylaşmak isterim; Tüm vücudunda darp izleri olan zayıf,18 yaşlarında bir kız çocuğu genital bölgede şiddetli kanama nedeniyle getirildi. Başlangıçta korkuyla konuşmamakta israr ediyordu .Yatıştırıp, güvenini kazanınca, erkek arkadaşı tarafından darp ve tecavüze uğradığını anladık. Elbiselerinin üzerinden sızan kanamaı o kadar şiddetliydi ki acil jinekolojik değerlendirme kararı aldık,kız çocuğunun sadece kızlık zarı değil ,genital organları erkek cinsel organının zorlamasıyla dıştan içe doğru yırtılmış,parçalanmış ve yaşamını tehdit edecek düzeyde kanamaya yol açmıştı.Genel anestezi için en az 4-5 saat aç ve susuz olma koşulu sağlanmadığı halde şiddetli kan kaybının yaşamı tehdit eder boyutta olduğunu fark edince riske girerek acil operasyona başladık ve hasar gören doku ve damarları onardık.Anesteziden uyanınca acı içindeki genç kız ,babasının olayı duymaması gerektiğini ,duyarsa onu öldüreceğini söylüyor, bize yalvarıyordu.Bu insanlık dışı olayın yorumunu size bırakıyorum.
Tecavüz mağduru gebe kalan kadın ve kızlar da jinekoloji kliniklerinde olumsuz durumlar. Bu kadınlar utançlarından, korkularından veya bilgisizliklerinden gebeliklerinin ilerleyen dönemlerinde karşımıza çıkabiliyorlar. Normalde ülkemizde gebelik yasal olarak 10. Haftaya kadar sonlandırılabiliyor,ancak tecavüz durumlarında hakim kararıyla 20 haftaya kadarda sonlandırılabiliyor.Ancak gebeliğin ilk üç ayını geçtikten sonra kürtaj tek bir seansta operasyonla bitirilemiyor.Bu durumda ilaçlarla günlerce rahim ağzının yumuşaması ve açılması bekleniyor,daha sonra serum içine katılan ilaçlarla rahimin normal doğum sürecindeki gibi kasılmaları ve fetusu doğurması sağlanıyor.Parça kalma ve kanama durumunda tekrar kürtaj uygulanıyor.Bu sürecin ve operasyonun risklerini de ayrıca vurgulamaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Gebelere darp nedeniyle kadın doğum kliniklerine başvurular sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bunun sonucunda erken gebelikte kadın çocuğunu düşürebiliyor, ilerleyen gebelik aylarında kanamalar, plasentanın erken ayrılması, erken doğum ölüm doğum vb. hamilenin ve karnındaki bebeğin yaşamını riske sokabiliyor. Bu olumsuz sonuçları herhangi bir tedaviyle önlemeye çalışmak ta darp şiddetliyse genellikle başarılı olamıyor.
Özetle kadına şiddet uygulayan kişiler ,biz sağlık çalışanlarının da olaylara daha riskli koşullarda müdahale etmelerine neden oluyor ve tedavideki başarı şansını zorluyor.
Yazımı Kadına Yönelik Şiddete karşı kadınların hukuksal haklarının konuşulacağı bir etkinliğin duyurusu ile bitirmek istiyorum
Tarih: 25.Kasım.2011 Cuma saat 20.00
Yer: Gaziemir Atatürk Kültür Merkezi
25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Günü nedeniyle Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol ve Kent Konseyi Kadın Kolu ile İl Genel Meclisi Üyesi Yusuf Vangöl'ün öncülüğünde düzenlenen ETKİNLİKTE KONUŞMACI AV. EMEL ERTOPCU İLE GAZİEMİR BELEDİYESİ TİYATRO TOPLULUĞU CANLANDIRMALARI İLE KONUNUN HERKESİN ANLAYABİLECEĞİ DİNAMİK VE SADELİKTE ELE ALINMASI için Gaziemir Atatürk Kültür Merkezinde buluşuyoruz.
Türkiye'de yasal anlamda Kadın Haklarında gelinen son noktayı birlikte tespit edeceğiz.
Kadına yönelik ve aile içi şiddete dair 2009-2011 istatistikleri
Türkiye'de cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi konusunda yapılan yasal düzenlemeler
(Anayasa, Medeni Kanun, 4320 sayılı yasa, Ceza Kanunu)
15.11.2011 tarihinde Meslis Gündeminbe Alınan "Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa Tasarısı
Şiddetten uzak günler dileğiyle
