KASIK AĞRISI VE JİNEKOLOJİK NEDENLERİ

  • 0
  • 3.251
Yazı Boyutu:

Bizim İzmir Portalının değerli okurları
Bu hafta sizlere her yaşta kadını ilgilendirebilecek bir konudan, kasık ağrılarından bahsedeceğim.
Kasık ağrıları birçok nedene bağlı olarak, farklı türlerde, farklı şiddette, farklı sürelerde karşımıza çıkabilir. Bazen basit bir rahatsızlık, bazen ciddi hastalıklar kasık ağrılarının nedeni olabilir. Kadınlarda her yaş grubunda kasık ağrılarının ağırlıklı nedenleri farklılık gösterebilir.
Genç yaşlarda basit yumurtalık kistleri, endometriozis gibi hastalıklar kasık ağrısına neden olabilirken , ileri yaşta kadınlarda myomlar,rahim sarkmaları,menopoz sonrası da kötü huylu tümörler kasık ağrılarının ana nedeni olabilir.
Komşu organlardaki problemler, idrar yolları enfeksiyonları, taş veya kum dökmek, barsak problemleri veya fıtıkların da kasık ağrısı nedenlerinden olabileceği de hiçbir zaman unutulmamalıdır.
 
‘’Yumurtalıkların iltihaplanmış, bu nedenle ağrıların oluyor.’’ ifadesi ne yazık ki ülkemizde sıklıkla kullanılmaktadır.
Aslında yumurtalıklarda iltihap çok nadir görülen bir durumdur. Yumurtalıklar, kolay kolay üşütmeyle iltihaplanmazlar. Gerçekten iltihap varsa arkasında bir neden olmalıdır. Bu neden, steril koşullarda olmayan bir cerrahi girişim veya belsoğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalık olabilir.   
 
İç organların sinirleri gerilmeye duyarlıdır. Yorgunluk, gerginlik, üzülme, stres, gripal enfeksiyon gibi vücut direncini kıran nedenler algılanan kasık ağrısını arttırabilirler. Kısacası kadınlarda bazen sadece stres, üzüntü, yorgunluk bile, rahmi tutan bağların gerilmesini etkileyerek kasık ağrısına neden olabilir. Ağrının psikolojik boyutu unutulmamalıdır.
 Bakirelerde ise kızlık zarı varlığında, cinsel beraberlikle vajinadan enfeksiyon yukarı çıkamayacağı için , yumurtalık iltihabına olağanüstü ender rastlanır.
 
Steril koşullarda uygulanmayan kürtaj, rahim içi araç uygulaması ve benzer cerrahi girişimler, operasyon sonrası hijyen koşullarına uyulmaması yumurtalıklara çıkan enfeksiyon riskini arttıracaktır. Bu hijyen koşulları ; vajinanın içine sıvı kaçırılmaması, cerrahi sonrası erken cinsel ilişkiden kaçınılması ve tuvaletten sonra önden arkaya doğru yıkanılmasına özen gösterilmesi, dış genital bölgelerin kuru bırakılması,yünlü , pamuklu iç çamaşırlarının sık değiştirilmesi gibi kuralların uygulanmasını gerektirir.
 
Ancak istisna bir enfeksiyon , herhangi bir operasyon olmadan da cinsel beraberlik sonrası yumurtalıklara çıkıp iltihap yapar ki, bu da gonore dediğimiz cinsel yolla erkekten bulaşan bel soğukluğu ve gonore mikrobuyla %80 birlikte görülen klamidyadır.
Klamidya ,oluşturduğu yapışıklıkla kadında kanalları tıkayıp kısırlık yapabilen en yaygın cinsel yolla bulaşan enfeksiyondur. Ne yazık ki kadında gonore ve klamidya tanısı koymak her zaman kolay olmamaktadır. Gonore bakterisi kültürde her zaman üretilememektedir. Ultrasonografide yapışıklıkları gözlemek mümkün değildir. Kasık ağrısı olan her kadına da laparoskopi dediğimiz ışıklı boruyla anestezi altında karın içine bakmanın anlamı yoktur.Gonore ve klamidyada jinekolojik muayenede, rahim ağzından gelen pürulan(cerahatli)akıntı gözlenebilir.Bu akıntının mikroskopik incelenmesinde, yüz kat büyütünce lökosit dediğimiz iltihap hücreleri gözlenebilir veya gram boyası dediğimiz özel boyalarla direk olarak boyanıp mikroskopla değerlendirildiğinde belsoğukluğunun gonokok dediğimiz hücre içi bakterileri gözlenebilir.
Birçok medya organında yansıyan bitkisel tedavilerin bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyona iyi geldiği ifadesi yanlış ve tehlikelidir.
 
Bakterileri öldürenler antibiyotiklerdir. Penisilin ve türevleri bel soğukluğu, doksisiklin de klamidya tedavisinde etkili antibiyotiklerdir. Zamanında ve uygun tedavi edilemeyen bel soğukluğu kronikleşebilir (müzminleşebilir)  ve birçok organda kalıcı hasarlara yol açabilir.
Özetle kasık ağrısı nedeniyle başvuran kıza veya kadına yumurtalıklarının iltihaplandığını söylemek her zaman gerçek anlamını taşımayacaktır.
 
Kasık ağrılarının tek başına mı olduğu, başka yakınma veya bulguyla birlikte olup olmadığı da çok önemlidir. Kasık ağrısı olan bir kadında ayni zamanda  kanlı akıntı ve/veya cinsel beraberlikte kanama varsa rahim ağzında iyi veya kötü huylu lezyonlar akla gelmeli, smear testi uygulanmalı , gerektiğinde, kolposkopi denilen aygıtla rahim ağzı büyüterek değerlendirilmelidir.Fakat rahim ağzındaki anormal durumlarda mutlaka bu bulguların hepsi olmayabilir.Kadınlar,hiçbir yakınmaları olmasa da yıllık kontrol muayenelerinde smear testlerini yaptırmalıdırlar.
Rahim ağzında kızarıklık üreme çağında sıklıkla görülen fizyolojik bir durumdur.’’Rahim ağzında yara var! Kasık ağrısının nedeni budur! Yakarak, dondurarak tedavi edelim!’’ ifadeleri çoğu zaman tedavide abartıya kaçmanın göstergesi olabilir. Çünkü yaktıktan veya dondurduktan sonra, rahim ağzında bu fizyolojik değişiklik tekrar ortaya çıkabilecektir. Ancak, cinsel beraberlikte kanama gibi şiddetli yakınması olanlarda smear testi ve rahim ağzı büyültülerek kolposkopi ile değerlendirme yapılmalı ,bu durumlarda yakma ,dondurma gibi girişimler en son düşünülmelidir.
 
Rahim ağzında kızarıklık (halk dilinde yara)bulunması rahim içi araç (spiral) uygulanmasına engel değildir.
 Rahim ağzı kanserinin diğer kanserlere göre genç yaşlarda görüldüğü; erken yaşta cinsel ilişkiye başlayan, sigara içen ve erkekten cinsel yolla gelen HPV bulaşan kadınlarda daha fazla karşılaşıldığı unutulmamalıdır.
Genç kız ve kadınlarda yumurtalıklarda ortaya çıkan kistler, kasık ağrısının nedenleri arasındadır. Yumurtalıklar üreme çağında, yani ergenlikten, menopoza kadar aktif organlardır. Yumurtalıklarda her ay sırasıyla sağ ve sol tarafta follikül dediğimiz kistler 2-2.5 cm e kadar büyüyerek çatlarlar ve içinden milimetrenin beşte biri olan yumurtacıği yumurtalık kanallarına (fallop tüplerine) gönderirler.
 
 Kısacası, her ay kadının yumurtalıklarında zaten kist oluşmaktadır.
Bu follikül kistleri beyinden ve hipofizden gönderdiğimiz mesaj ve hormonlarla, zamanında çatlamazsa daha da büyüyecek ve kasık ve bel ağrılarına neden olabilecektir. Ayrıca folliküllerden salgılanan rahim iç tabakasını kabartıp döken östrojen, ve yumurta çıktıktan sonra salgılanan progesteron hormonları ,düzenli salgılanamıyacak, başta adet gecikmeleri olmak üzere adet düzensizliklerine de neden olabilecektir.
 
Doğum kontrol hapı kullananlarda bu basit kistler %75-80 daha az ortaya çıkmaktadır.
Eskiden inandığımız; ‘’Doğum kontrol hapı veya başka bir ilaçla yumurtalıktaki basit kistler tedavi edilebilir… ‘’günümüzde yanlış bir görüş olarak kabul edilmektedir. Doğum kontrol hapları kistleri tedavi etmez, sadece yeni kist oluşumunu engellerler.
Basit kistlerin büyük çoğunluğu iki ay içinde kendiliğinden kaybolmaktadır.
 Yumurtalık kistleri iki ay içinde kendiliğinden kaybolmazlarsa ayrıntılı tahliller, gerektiğinde operasyon öngörülmelidir.
Ultrasonografi, kist için temel tanı aracıdır. Genç kız veya kadında çözünürlüğü yüksek bir ultrasonografi aygıtıyla gözlenen düzgün, siyah yuvarlak kistler genellikle tehlikeli değillerdir. Ancak izlem önemlidir, nadiren patlayıp iç kanama yapabilir veya sapları etrafında dönerek apandisit patlaması gibi bulgu vererek acil operasyon gerektirebilirler. Ultrasonografide gözlenen,kist içinde septasyon dediğimiz farklı kalınlık ve yoğunlukta bölmeler, kist içinde katı alanlar, veya karnabahar gibi kist içine papiller çıkıntılar, kanser ve diğer patolojik kistlerin belirtisi olabilir.  Menopozda ve özellikle 5 yıl sonrası ortaya çıkan kistlerde yumurtalık kanseri kuşkusu artacaktır.
 
Endometriozis, ergenlikten itibaren menopoza kadar süren ve kasık ağrısına neden olan sık rastlanan hastalıklardandır. Ancak adet sancısı endometriozisin en sık yakınmaları arasındadır ve sancı genellikle adetten önceki hafta başlayacak, şiddetlenerek adetin ikinci gününe kadar devam edecektir.
Endometriozis; endometrium dediğimiz hormonların etkisiyle kabarıp dökülen, rahim iç tabakasının başka bir bölgede yerleşmesidir.Vücudumuzun her yerinde ortaya çıkabilen bu doku, karın boşluğunda üreme çağında hormonların etkisiyle kabarıp döküldüğünde çevredeki dokuda yapışıklık oluşturacak, karın iç zarında kayganlık bozulacak ve gerilimle ağrılar artacaktır.
Prostoglandin dediğimiz maddeler endometrioziste artan ağrıya neden olabileceği için prostoglandinleri baskılayan ağrı kesicileri kullanma gereği artacaktır(Apranax,Dolorex,Majezik ve diğerleri).
 
Doğum kontrol hapları endometriozise bağlı ağrılarda iyi bir tedavi seçeneğidir.
Doğum kontrol hapı kullananlarda rahim iç tabakasındaki gibi endometriozis dokusunda da hormonların etkisiyle kabarıp dökülme ve kanama daha az olacak, dolayısıyla endometriozis yakınmaları daha az olacaktır.
Endometriozisin özellikle ileri evrelerinde artan karın içinde yapışıklığa bağlı olarak, barsak hareketleri yavaşlayacak, şişkinlik ve gaz sancıları da artacaktır.Yapışıklığa bağlı yumurtalık kanallarının tıkanma olasılığı ve kısırlık riskinde artma olabilir.
Yumurtalık içinde kanayan endometriozis dokusunda biriken eski kan kahverengi çukulata kistlerini oluşturacak, bunlar  da yoğunlaşarak endometrioma denilen yumutalık kitlelerini oluşturabileceklerdir .Çukulata kistleri ve endometriomanın  tedavisi genellikle cerrahidir.
 
Menopoza girince, yumurtalıktaki folliküller tükenip östrojen salgılanmayacağı için, endometriozis dokuları da kanamayacak ve kendiliğinden kaybolacaktır. Endometriozisin kansere dönüşme şansı çok düşüktür (iki yüz de bir civarında).
Karın içinde herhangi bir operasyon geçirmiş olan kadınlarda da adezyon dediğimiz yapışıklıklara bağlı olarak ,özellikle stres,yorgunluk gibi durumlarda ağrılar daha fazla artacaktır.Bu yapışıklıkları muayene veya ultrasonografi ile saptamak mümkün değildir.
 
Laparoskopi veya herhangi başka bir operasyonda karın açıldığında ince ağ gibi yapışıklıklar organlar arasında görülecektir. Karın iç zarında ve organlar arasında kayganlığın bozulduğu bu durumlarda gerginlik ve vücut direnci azalırsa  ağrılar artacak,barsak hareketleri azalarak şişkinlik ve gaz yakınmaları artacaktır.
 
Gebeliğin her döneminde kasık ağrısıyla karşılaşırız. Öncelikle büyüyen rahmi tutan bağların herhangi bir gerginlik nedeniyle kasılması başlıca nedenler arasındadır. Genellikle dinlenerek, stresten uzak durarak yakınmalar azalacaktır. Ancak gebeliği izleyen doktorun değerlendirmesi ve ek risk faktörlerini de göz önünde bulundurması önemlidir.
 
Bakırlı rahim içi araçla korunanların yaklaşık %15 inde kasık ağrısı yakınmaları mevcuttur.CuT380A modelinde Multiload modellere göre ağrı biraz daha fazla görülmekte, ancak Multiload model bakırlı rahim içi araç kullananlarda ise aracın kendiliğinden aşağı kayma ve atılması biraz daha fazla gözlenmektedir.
 
Rahim içi araç aşağı kaydığında; kasık, bel ağrıları ve akıntılar artmakta ve aracın (spiralin)  gebelikten koruyuculuğu azalmaktadır.
 
Rahmin iyi huylu urları olan myomlar ilerleyen yaşlardaki kadınlarda kasık ağrısının önde gelen nedenlerinden olurlar. 40 yaş altında kadınların dörtte birinde,40 yaş üzerinde kadınların yarısında myomlar görülmektedir.
Rahmin iç tabakasına yakın olan myomlar kanama düzensizlikleri yapabilir, kas tabakası arasında olanlar kasık ağrısıyla birlikte sancılı adetlere, fazla ve şiddetli adet kanamalarına neden olabilirler. Myomlarda bası hissi,cinsel beraberlikte ağrı ve diğer yakınmalar da olabilir.
 
Myomlar kanser olmazlar. Myomları küçültecek herhangi bir kalıcı tedavi yoktur. Gebelikte myomlar büyüyebilir veya küçülebilirler.
Menopozdan sonra myomlar kendiliğinden küçüleceklerdir. Her myom, kısırlık ,düşük ve erken doğuma neden olacak diye bir kural yoktur.Myomların yeri,büyüklüğü ultrasonografi ile iyi değerlendirilmeli ve izlenmelidir.Myom operasyonuna karar verirken de, operasyon sonucu olabilecek yapışıklıkların, kanalları tıkayarak kısırlık riskini arttırabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak çok şiddetli ağrı ve kanama düzensizliği olduğunda myom operasyonları ve bu operasyonlarda gerektiğinde rahmin birlikte alınması kaçınılmaz olmaktadır. 
 
Özellikle, zor ve çok doğum yapmış olan kadınlarda daha fazla görülen rahim sarkmaları ileri yaşta kadınlarda görülen kasık ağrılarının başlıca nedenidir.
 
Rahmi tutan bağlar gevşemiş, rahim vajinada aşağı doğru inmeye başlamış, vajina kısalmıştır.kasık ağrısıyla birlikte bel ağrıları ve cinsel ilişkide ağrılar artmıştır.Bazen rahmin vajinadan dışarı sarktığı da görülebilir.Erken safhada kegel egzersizleri gibi pelvis tabanı eksersizleri yararlı olabilir.Kilo verilmesi,ağır kaldırılmaması ,karın içi basıncı arttıracak kronik öksürüklere neden olabilecek sigaradan uzak durulması önerilebilir.Ancak her şeye rağmen rahmin aşağı sarkması ilerlediğinde operasyonla rahmin alınması  tek seçenek olarak karşımıza  çıkacaktır.
 
Yaş ilerledikçe ve menopozdan sonra, diğer kanserler gibi kadın genital kanserlerinin de artacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
 Bir kadının yaşam boyu yumurtalık kanseri olma şansı yetmişte birdir.
En az beş yıl doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda yumurtalık kanseri riskİ yarı yarıya azalır.
 
Yumurtalık kanseri ;kasık ağrısı, şişkinlik gibi bulgu verebilir, hiç bulgu da vermeyebilir. Tercihan vajinal ultrasonografiyle her kadının yılda bir değerlendirilmesinin önemi büyüktür.
Özetle kadınlarda kasık ağrısı, her zaman masum olmayabilen, mutlaka değerlendirilmesi gereken bir yakınmadır. Ağrısız günler dileğiyle.

YORUM YAZ